Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 6.6'lık depremin ardından Bodrum ve Kos Adasındaki artçı sarsıntıları değerlendirdi. Üşümezsoy, İzmir’i de yakından ilgilendiren Karaburun Midilli Foça üçgenindeki hareketlilik hakkında da yorumlarda bulundu. Şener Üşümezsoy, Gökova depremiyle ilgilide, "Bu fay düzlemi Gökova Körfezi'nin altına doğru düşük eğimle dalmaktadır ve fayı doğudan Çökertme ile Datça istikametinde uzanan yanal atımlı fayla sınırlamaktadır. Fayın yırtılma düzlemi 700-800 km karedir. Bu da 6.7 lik depremi göstermektedir. Fayın atımı ise yani kayma, bir bir buçuk metre kadardır. Datça Yarımadası ve onun Gökova'daki devamı bu fay düzlemi üzerinde saatin tersi yönünde güneye doğru dönerek kaymaktadır" dedi.
"Fay sisteminde olan artçılardır"
Üşümezsoy, "Bu nedenle artçı depremler, bu fay düzlemi üzerinde gerçekleşmektedir. Doğuya doğru Çökertme ve Ören'e doğru bir yırtılma söz konusu değildir. Dün sabah olan 5.0 büyüklüğündeki deprem ayrı bir fay sisteminde olup, Kos Adasının güneyinde uzanan Ege kökenli derin bir depremdir. Bunun Bodrum depremi ile direkt bağlantısı yoktur. Bu fay’da çok derinde oluşan 5'lik depremler Gökova Körfezindeki açılmayı, batıdan sınırlamaktadır" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Ege Denizi-Karaburun-Midilli Foça bölgesindeki hareketliliği ise şöyle yorumladı:
"Yırtılan Midilli fay düzlemini doğudan sınırlayan Karaburun, Midilli, Doğu ucuna ulasan yanal atımlı fay sisteminde olan artçılardır. Bu artçılar Foça ve Karaburun'da hissedilmektedir; çünkü 6.3'lük depremle yırtılan düşük eğimli fay düzlemindeki depremlerden farklı olarak kuzey güney yönlü yanal atımla oluşan bu son depremlerdeki hareket yönü Foça ve Karaburun'a doğru olduğu içindir. Bu Midilli fay düzleminin yırtılmasının implikasyonu olduğu için, yeni bir fay yeni bir deprem değildir. Ege'de endişe edilecek bir durum yoktur." (İHA)