Ege Postası
Geri

Depremzede konutlarının yapılacağı alan depreme dayanıklı mı'

İzmir’de 30 Ekim tarihinde meydana gelen ve 116 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan depremde 10 binin üzerinde vatandaş evsiz kaldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise depremzedeler için Kent Hastanesi yanındaki alanda deprem konutları inşa edileceğini duyurmuştu. Jeofizik Yüksek Mühendisi ve Jeofizik Mühendisleri Odası önceki dönem başkanı  Sinancan Öziçer, alanın deprem dayanıklılığını Egepostası’na değerlendirdi. Alanın zemininin kayalık olduğunu belirten Öziçer, dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda da uyarıda bulundu.
Depremzede konutlarının yapılacağı alan depreme dayanıklı mı'
Haberler / İzmir
17 Kasım 2020 Salı 17:37
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir 30 Ekim tarihinde 6.9 şiddetinde depremle sarsıldı. Depremde 116 kişi hayatını kaybederken bin 35 kişi de yaralandı.

Deprem felaketinde İzmir genelinde 17 bina yıkılırken 176 bina ise ağır hasar aldı. Binaları hasar alan ya da riskli olan 10 binin üzerinde vatandaş ise çadır kentlere yerleşmek zorunda kaldı.

Deprem sonrasında açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, depremzedeler için bir yıl içerisinde bitirmek üzere toplamda 3 bin dairelik, içerisinde cami, okul ve millet bahçesinin de bulunduğu deprem konularının inşa edileceğini duyurmuştu.

Rezerv konut alanı için ise yeni yapılan kent hastanesinin yanındaki 1 milyon 400 bin metrekarelik alan gösterilmişti.

Alanın belirlenmesinin ve çalışmalara başlanmasının ardından bölgenin deprem dayanıklılığı ise merak konusu oldu.

Alanın yapısına ilişkin Egepostası’na açıklamalarda bulunan Jeofizik Mühendisi ve Jeofizik Mühendisleri Odası önceki dönem başkanı  Sinancan Öziçer, alanın zemininin kayalık olduğunu ve bu açıdan deprem dayanıklılığının bulunduğunu söyledi.

“AYRIŞMIŞ YAPI VARSA RİSK OLABİLİR”

Dikkat edilmesi gereken bazı hususların da altını çizen Öziçer, “Deprem konutlarının inşa edileceği alan zemin anlamında iyi bir yer. Altı kayalık. Artı volkanik dediğimiz ve baya sert bir ana kaya üzerine yapılması düşünülüyor kentin. Yani uygun bir tasarım yapıldığı sürece uygun bir yer. Ancak kayanın altında ayrışmış yapı olup olmadığını bilmiyoruz. Çünkü eğer ayrışmış bir yapı varsa zemin her ne kadar kayalık olsa da ayrışmış yapı nedeniyle oturması riskli olabilir. Böyle bir durum yoksa ya da üzerindeki ayrışmış tabakayı alıp temeli tamamen kayaya yerleştirirlerse orası zemin anlamında gayet sağlıklı, sağlam ve riski düşük bir yer. Fay anlamında konuşursak... Faylar kayanın içinden geçmez. Fay her zaman ovadan geçer. Bu nedenle kayalık zeminlerin olduğu yerlerde faylar olmaz. Tabi ki o bölgenin yamaç kısmında ve belli başlı bölgelerinde Bornova fayı dediğimiz faylar vardır ama bunlar bugüne kadar ne kadar deprem üretti ya da ne sıklıkla boşalım yaptı bunun incelenmesi lazım. Ama bu fay uzun yıllardır deprem üretmiş bir fay değil. Bu açıdan bakıldığında depremzedeler için yapılacak alanın zemin anlamında uygun olduğunu söyleyebiliriz. Ama tabi ki metropole yakınlığı Bayraklı’daki gibi değil. Sosyal donatılar ve ulaşım anlamında bazı sıkıntılar mevcut. Vatandaşların bu açıdan sıkıntılar var” diye konuştu.

İZMİR’İN EN DAYANIKLI BÖLGELERİ NERELER'

Depremin en büyük yıkımı yarattığı alan Bayraklı oldu. İlçedeki binaların yıkılmasında ise zeminin balçık olması en önemli etkenlerden gösterildi. Depremin ardından bölgeden taşınan vatandaşlar zemin anlamında güvenlikli bölgeler tercih etmeye başladı. Öziçer, zemin anlamında deprem açısından güvenli alanlarla ilgili ise şunları söyledi; “Zemini kayalık bölgeler deprem açısından güvenli bölgelerdir. Vatandaşların özellikle hasar tespit çalışmalarından sonra orta ya da ağır hasarlı binaları varsa muhakkak ki kayalık zeminlere gitmesini tavsiye ediyoruz. Tamamen kayalık olmasa da sıkı zemini olan yerler tercih edilebilir. Bu alanlara konumsal olarak bakarsak Bornova merkez tarafının sıkı olduğunu söyleyebiliriz. Kızılay, Ergene, Atatürk Mahallesi, Evka-4 ve Evka-3 buralar sağlamdır. Çiğli’nin kuzey tarafları sağlamdır. Güneyde ise Buca’nın kayalık olan zeminleri Tınaztepe, Bozyaka tarafları zemin anlamında sağlam yerlerdir. Zemin anlamında diyorum çünkü her şey zeminde bitmiyor. Depremde yaşanan can ve mal kayıplarında binaların yapıları da önemli.”

“DEPREMİN ZAMANI KESTİRİLEMİYOR”

Depremin İzmir gerçeği olduğunun altını çizen Öziçer, zemin dayanıklılığı kadar bina yapısının da can ve mal kayıplarını engellemede önemli rol oynadığını söyledi. İzmir’de tekrar deprem beklendiğini belirten Öziçer, “Geçtiğimiz 100 yıla baktığımızda Torbalı ve Dikili’de 6.5 ve 6.6 büyüklüğünde depremler olmuş. Oralarda bunları üreten faylar olduğunu düşünürsek bu enerji boşaltımı tekrar olacak demektir. Deprem üç bilinmeyenli deprem gibidir. Yeri zamanı ve büyüklüğünü bilemiyoruz. Yerini ve büyüklüğünü tahmin edebiliyoruz ama zamanını kestiremediğimiz için kayıplar yaşıyoruz. Bunun da önüne geçmenin en önemli yollarından biri kentsel dönüşüm” dedi.

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası