İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Karar TV ekranlarında Elif Çakır ve Taha Akyol’un konuğu oldu.
Ekonomideki gelişmelere dair görüşü sorulan Dervişoğlu, “Önce bu ülkenin açlık ve yoksulluk sınırının sıhhatle belirlenmesi lazım. TÜİK artık açlık ve yoksulluk sınırı belirlemiyor. Açlık ve yoksulluk sınırını bir İTO, İstanbul için; bir de Türk-İş, Ankara’da yapmış olduğu araştırmayla belirliyor. Bunun sıhhatinden de emin değilim. Bana göre yoksulluk sınırı 70 bin liranın çok üzerinde.” dedi.
Dervişoğlu, yoksulluk sınırının 4 kişi için en az 88 bin lira olması gerektiğini söyledi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda üç imza sahibinden ikisinin onay vermesi durumunda ücretin netleştiğini belirte Dervişoğlu, “Hükümet imza attı, TİSK imza attı ve asgari ücret belirlendi. Bunu komisyon belirlemiyor yani. Tayyip Erdoğan belirliyor, Mehmet Şimşek belirliyor. Komisyon fantezi durumunda” değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın son gelişmelerden sonra bir daha komisyona katılmayacakları yönünde karar aldığını hatırlattı.
İYİ Parti’nin asgari ücret teklifinin 28 bin lira olduğunu kaydeden Dervişoğlu, “TİSK’e yönelik gittiğimizde arzuladığımız asgari ücret beklentisini onlarla da paylaştık ve işverene yüklediği yükün azaltılması için hükümetin tedbir alması gerekiyor ise o tedbirin alınmasına muhalefet olarak katkı sağlayacağımızı ifade ettik.” dedi.
Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde yüzde 5’lik bir kesimin asgari ücretle geçindiğini, bu oranın Türkiye’de yüzde 65’e çıktığını kaydeden Dervişoğlu, “Dolayısıyla işverenin de halden şikâyet etmesini doğal karşılamak lazım. O zaman bir taraftan işçinin beklentisini karşılayacaksınız, işverene yüklediği sorumlulukları da azaltacaksınız.” şeklinde konuştu.
Dervişoğlu şöyle devam etti:
“Eskiden, Tayyip Erdoğan da belirlenen asgari ücretin üstüne 2000 lira koyardı, jest yapardı. Erdoğan bu sefer müdana bile etmedi. Asgari ücret tespit komisyonu zamanından evvel Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla toplandı. Ertesi gün AK Parti’nin grup toplantısı vardı. Ben de umut ettim ki belki 2 TL üstüne koyacak diye. Ama Tayyip Bey asgari ücret tespit komisyonunun belirlediği asgari ücreti, ‘bu yılın asgari ücreti bu’ diye sosyal medya hesabından gönderdi. Sonra hükümet yetkililerine yalvardık. Enflasyonun bu kadar kendini hissettirdiği bir dönemde asgari ücret en az 2 defa belirlenmeli dedik. Bunu Ocak başı- Aralık sonu itibariyle belirliyorsunuz ama Temmuz’da bir daha bir belirleme yapılmasını istedik. Ona karşı da belli bir ihtimali saklı tutmak kaydıyla böyle bir şey yapmayacaklarını açıkladılar”
“Gecekonduların bittiği yerde gökdelenler başlıyorsa…”
Türkiye'de insanların bu ücretlerle hayatlarını idame ettirebilmelerini mümkün görmediğini vurgulayan Dervişoğlu, “Dolayısıyla bunun, toplumun bütün kesimlerinde düzeni sıkıntıya sokması muhtemel konulara vesile olabileceği endişesini taşıyorum. En başından bu yana söylerim; gecekonduların bittiği yerde gökdelenler başlıyorsa orda sosyal nizamı istediğiniz gibi yaşatabilme imkânı sağlayamazsınız. Sadece ekonomi değil, sosyolojik taraftan da baktığınızda gerçeğiniz budur.” değerlendirmesini yaptı.
“Erdoğan’a güllük gülistanlık bir ekonomi bırakılmıştı”
İktidarın ekonomi alanındaki hataları sorulan Dervişoğlu, “Hukuksuzluk, güvensizlik. Türkiye'de yatırım güvencesi yok. Türkiye’de hukuk yok, adalet yok. Siz rejimine inanmadığınız bir ülkeye yatırım yapar mısınız? Turgut Özal’ın iş başına geldiği an Türkiye bir yatırım cennetine dönüşebilir. Çünkü onun şahsına duyulan bir güven vardı. 2002 seçimlerinde de Kemal Derviş geldiğinde hem bir taraftan sıkı para politikası uyguladı hem de o uygulanan ekonomi politikası neticesinde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla birlikte Tayyip Erdoğan’a güllük gülistanlık bir ekonomi bırakıldı.” ifadesini kullandı.
“Yatırımcılar bu ülkeyi ciddiye alır mı?”
Kentsel dönüşümü bahane edip insanların mal varlığını ucuz rakamlarla kapatan bir yönetim anlayışı olduğunu savunan Dervişoğlu, “Hatta bir yabancı yatırımcının ’Yönetmelikleriniz bize uygun değil’ demesi üzerine; ‘Sen onu boşver biz onu düzeltiriz’ diyen bir bakanın olduğu ülkede yatırımcı o ülkeyi ciddiye alır mı? Siz şimdi Mozambik’e gidip yatırım yapabilir misiniz? Türk Cumhuriyetleriyle bile iş yaparken oranın ithalat-ihracat rejimine, para politikalarına bakmıyor muyuz?” şeklinde konuştu.
“Erdoğan sadece enflasyonla mücadele ediyor”
Hükümetin bir ufku ve Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorunları çözmeye yönelik atacağı herhangi bir adımı olmadığını vurgulayan Dervişoğlu, “Türkiye’nin önümüzdeki dönem ihtiyaç duyduğu ve duyması muhtemel alanlara ayrılmış bütçede bir payı yok. Bu ülkeyi yönetenler, bu hükümet, bu Erdoğan sadece enflasyonla mücadele ediyor. O enflasyon rakamları bile Merkez Bankası’nda ayrı çıkıyor, başka alanlarda ayrı çıkıyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Yüzde 50 politika faiziniz varsa dünya lideri olamazsınız”
Dervişoğlu, “Türkiye 22 yıllık bu iktidar döneminde çağ atladığını söyleyen adamlar tarafından yönetiliyor. 2023, Cumhuriyetin 100. Yılıydı. Cumhurbaşkanı’nın vaadine göre en büyük hamlenin yapılacağı yıldı. Cumhurbaşkanı aynı konuşmayı 2024’te de yaptı, asıl hamleye şimdi başlıyoruz diye. Ay’a sert iniş yapacaktı, zannediyorum 2025’te de benzer bir konuşma çıkacak ortaya. Ben diyorum ki 500 milyar dolar dış borcunuz varsa, yüzde 50 politika faiziniz varsa dünya lideri olamazsınız. Bütçenizden 2 trilyon lirayı faize veriyorsanız, yüzde 50 politika faizinin üzerine ülkenizi Londra’da bankerlerine boğduruyorsanız; buradan dünya lideri bir ülke çıkmaz” diye ekledi.
Merkez Bankası’nın faiz kararı
Merkez Bankası'nın faiz düşürme kararı da hatırlatılan Dervişoğlu, “Elbette faiz oranının düşmesi lazım. Kur Korumalı Mevduat hesaplarının 2025 itibariyle ortadan kaldırılmasına bağlı olarak konuyla ilgili bir adım atmaları icap ediyordu. Atılacak adımın Erdoğan tarafından bilinmesinden dolayı dile getirilmesi çok normal. Keşke politika faizi daha da aşağıya inse. Ama bu hükümetin politika faizini hep yukarıda tutarak dövizi baskılayan bir ekonomik görüşü var. Dövizin de gerçek kuruna ulaşmadığına dair iş dünyasının ciddi kaygıları var. Taşların doğru bir biçimde yerine yerleştirilmesi lazım. Asıl olan budur. Erdoğan ‘ben ekonomistim’ dedi, çıktı. Damadı ekonomist, Sayın Nebati ekonomist. O ara bir sürü ekonomiste de kıyıldı. Şu anda da bir sürü ekonomist, ekonomist olduğunu söylemekten imtina ediyor sayelerinde.” dedi.
Dervişoğlu, hükümetin ekonomi biliminin genel kurallarını çiğnediğini vurguladı.