BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, dün hayatını kaybeden BBP'nin kurucularından Ahmet Er'in Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde kılınacak cenaze namazına katılmak üzere İzmir'e geldi. Akhisar'a geçmeden önce BBP İzmir İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Mustafa Destici, ülke gündemini değerlendirdi.
Terör örgütü PKK'nın kış aylarının geride kalmasıyla eylemlerini artırdığını söyleyen Destici, geçmiş dönemlerde PKK ile mücadelede eksiklikler, hatalar olduğunu, dönem dönem ciddi mücadeleler verildiği gibi mücadele edilmediği dönemlerin de bulunduğunu ifade etti. BBP'nin PKK'nın tüm unsurlarına karşı verilen topyekun mücadeleye destek verdiklerini belirten Destici, "Topyekun mücadeleden kastımız, PKK sadece dağdaki terörist değil, aynı zamanda belediyelere çöreklenmiş, sivil topum örgütleri kurmuşlar, meclisteki uzantıları, siyasetteki uzantıları, finans kaynakları, dış desteği. Bunlara karşı topyekun mücadele edilirse ancak o zaman PKK bitirilir demiştik. Şu anda bu yapılıyor. Belediyelere kayyumlar atandı. Bize gelen bilgiler ne kadar isabetli bir karar olduğunu gösteriyor. Dün gece itibarıyla Diyarbakır merkezli PKK'ya karşı büyük bir operasyon başlatıldı. Bu operasyonun da çok başarılı olacağına inanıyorum" diye konuştu.
'İL SAYISI 101 OLSUN'
BBP olarak Yüksekova ve Cizre'nin il yapılmasına karşı olmadıklarını, il yapılmalarını desteklediklerini vurgulayan Destici, "BBP olarak bir ilçeye ayrıcalık yapmıyoruz, il olmayı bekleyen ilçelerimiz var, Polatlı, Nazilli, Suşehri, Yüksekova, Cizre, Alanya gibi. Bu ilçelerimizin tamamının il yapılmasını arzu ediyoruz. İl sayısının 101'e çıkarılmasını arzu ediyoruz. İyi bir etüt çalışması yapılsın ve il sayısı 101 olsun, adı geçen ilçelerin tamamı il yapılsın. Ama özelde şahsen Hakkari'nin ilçeye çevrilerek Yüksekova'nın, ya da Şırnak'ın il hakkını kaybederek Cizre'nin il yapılmasına gönlüm razı değil. Hem Hakkari ve Şırnak il statülerini muhafaza etsin, aynı zamanda Yüksekova ve Cizre de il yapılsın. Verilmiş hakkın doğru olmadığını düşünüyorum. PKK'nın işine gelir. Zaten işsizliğin hat safhada olduğu, eğitim ve gelir düzeyinin düşük olduğu illerimiz, dolayısıyla PKK bu konuyu istismar edecektir" dedi.
'UYUM YASALARI GERİDE BEKLİYOR'
Destici 16 Nisan'daki halk oylamasında bir sistem değişikliğinin oylandığını, BBP'nin de desteğiyle 'evet' çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
"Evet oyu çıktı iş bitmedi. Şimdi bununla ilgili uyum yasaları var. Bunların bir an önce yapılıp, tamamlanıp artık Türkiye'nin yeni sistemle yönetilmeye başlanması gerekiyor. Bunun adımları atıldı HSK üyeleri yeni sisteme göre seçildi, Sayın Cumhurbaşkanı eski partisine yeniden üye oldu ve genel başkan oldu. Allah hayırlı ve mübarek etsin kendisi ve camiası için. Ama esas uyum yasaları geride bekliyor. Bir an önce yapılması lazım."
Uyum yasalarının toplumun tüm kesimlerinin görüşü alınarak, bir mutabakatla hazırlanırsa referandum sürecinde yaşanan kamplaşma, ayrışma ve gerilimin ortadan kaldırılmış olacağını söyleyen Destici, seçim kanunu ve siyasi partiler yasasında yapılacak değişikliklerle seçim barajının kaldırılması, ön seçim getirilmesi ve seçim iş birliklerinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ifade etti.
'YARGIYA GÜVEN YÜZDE 30'UN ALTINDA'
Yargının tarafsızlığının garanti altına alınması gerektiğine dikkat çeken Destici, "Yargıya olan güven yüzde 30'un altına düştü. Bu güveninin yukarı çekilmesi için hamleler yapılmalı. Bunların başında da sistem değişikliğindeki yargı maddeleriyle ilgili uyum yasalarının ivedilikle çıkartılmalı, yargının tarafsızlığını, bağımsızlığını garanti altına alacak, millette de o inancı yerleştirecek yasal değişiklikler yapılmalı. Bu milletin kültüründe, inancında var, ne diyordu Anadoluda insanlar, 'şeriatın kestiği parmak acımaz.' Anlamı ne hukuk yanlış karar vermez, taraflı davranmaz. Birlerinden talimat alarak iş görmez. Doğru karar verir bize de razı olmak, boyun eğmek düşer. O güvenin tekrar sağlanması lazım. Aynı fiiller işlemiş iki insandan biri hapiste biri dışarıda olmaması lazım. Dayısı, parası olanın, siyasi iktidara yakın olanın dışarda, aynı fiili işlemiş fakir, kimsesiz olanların içerde olduğu bir sürecin yaşanmaması lazım." (DHA)