BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
DHA'nın aktardığına göre, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın, TBMM'de partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerine tepki gösteren Destici, “Dün terör örgütünün partisinin yani DEM Parti’nin sözde eş başkanı tarafından devletimizin ve milletimizin bütünlüğünü hedef alan çirkin ve provokatif açıklamalar yapıldı. Anayasanın ilk 4 maddesinin ifade ettiği, ‘devletin şekli’ ve ‘cumhuriyetin niteliklerini’ hedef alan açıklamaların içeriye ve dışarıya mesaj veren bir provokasyonun parçası olduğunu biliyoruz. Açıklamaları bu sebeple riske almamakla birlikte bu konuda yargının behemehal görevini yapmasını bekliyoruz. Bakın yıllardır bunların eski partinin anayasa mahkemesine kapatma davası sürüyor. Yıllar geçti üzerinden, hala kapatılmadı. Onun üzerine bu PKK uzantıları 2 parti daha kurdular. Biliyorsunuz önce Yeşil Sol şimdi de DEM Parti. Hala HDP'nin kapatılma davası, Anayasa Mahkemesi'nde adeta sürüncemede. Neymiş efendim raportör raporunu hazırlıyormuş. Daha 1 yıldan önce de bitmezmiş. Ve bu arada biliyorsunuz devletin hazinesinden 100 milyonlarca para da terör örgütünün kasasında gidiyor. Yani bir ülke düşünün ki bunların terör örgütün partisi olduğunu herkes biliyor. Çoluk çocuk da biliyor herkes. Ama bu terör örgütünün mecliste partisi ve o partinin milletvekilleri var. Her gün mecliste terör örgütünün savunuculuğunu yapıyorlar. Altlarında devletin arabaları var. Devletin verdiği makam odaları var. Telefon giderleri dahil devlet tarafından karşılanıyor. Bir de bütün bunların üstüne partilerin kasasına da her yıl 700-800 trilyon para konuluyor. Niye; ‘PKK’ya daha iyi hizmet etsinler’ diye mi? ‘Terör propagandası yapsınlar’ diye mi? Terör propagandası yaparken ya da PKK, PYD, YPG'ye hizmet ederken, ‘ekonomik sıkıntı çekmesinler’ diye mi veriliyor. Bu Avrupa ile yapılan bir anlaşmanın parçası mı acaba? Biz bunları öğrenmek istiyoruz. Yani DEM Parti behamahal kapatılmalı ve hazine yardımı kesilmeli. Hazine yardımı aslında hiçbir partiye verilmemeli. Millet bu kadar zorluk içindeyken tasarruf tedbiri açıklıyorsun. O zaman tedbire önce siyasi partilerden, meclisten başlanmalıdır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, HDP'nin Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı cezaevinde ziyareti sonrası açıklamalarına ilişkin konuşan Destici, “Edirne'de tutuklu bulunan HDP'nin Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret ettiği görüşmenin ardından, ‘Demirtaş dışarıda olsaydı eminim terör olayları da biterdi’ diyor. Ya Kemal Bey sen bizim aklımıza, hafızamızla mı alay ediyorsun. Yani bu ‘Hendek’ ve ‘Çukur’ olayları, 6-8 Ekim olayları Demirtaş dışarıdayken yaşanmadı mı? Bu Demirtaş dediğin Apo'nun ‘heykelini dikeceğiz’ demedi mi? Doğu Beyazıt mitinginde devlet içinde bir bağımsız devlet kurmaktan bahsetmedi mi? Bütün bunlar kim söylüyor? Kemal Bey sanki bunları hiç yaşanmamış gibi Demirtaş’a güzellemeler yapıyor. Bu kabul edilebilir bir şey yani kemale ermiş bir Kemal Kılıçdaroğlu'ndan artık daha sağ duyulu, devletin varlığını sahiplenen, ülkenin bütünlüğünü sahiplenen, milletin birliğini sahiplenen terör örgütü ve kolunun uzantılarına karşı da cesur bir duruş bekliyoruz” dedi.
AA'nın aktardığına göre Mustafa Destici, Birleşmiş Milletlerin, ABD ve NATO ülkelerinin Filistin konusundaki tavrının hukuktan, insan haklarından, dünya barışından çok sömürgeci devletlerin bölgedeki çıkarlarına hizmet ettiğinin görüldüğünü ifade ederek şöyle konuştu:
"Bizler, ülkemizi ve milletimizi, bize yönelen tehditlerden korumak için güçlü olmalıyız, dikkatli olmalıyız. En önemlisi, terörün içimizdeki uzantılarının yıkıcı faaliyetlerine karşı tavizsiz ve sert tedbirler almaktan da kaçınmamalıyız. Çünkü, devletimizin varlığını, ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini, kardeşliğini, istiklalini ve istikbalini korumak için buna mecburuz. Başka çaremiz yok."
İsrail'in ateşkes ve esir takası ile ilgili müzakerelerin başlaması için Mısır ve Katar'a teklifte bulunduğunu söyleyen Destici, İsrail'in Gazze'yi bir taraftan bombalayarak masum insanların yanarak ölmesine sebep olduğunu, diğer taraftan da müzakereler için teklifte bulunduğunu kaydetti.
Destici, kayıtsız, şartsız ateşkesin ilan edilmesi gerektiğini vurgulayarak, İsrail tarafından gerçekleştirilen, hiçbir şekilde izah edilemeyen sivil katliamın sona ermesi gerektiğini belirtti.
Hac döneminin başladığına işaret eden Destici, "Bu sene de bu kan, bu işgal, soykırım, devam ederse hacılar, Arafat'a değil, Kudüs'e, Gazze'ye yürüsünler. Taşlamak için bir şeytan mı arıyorlar? En büyük şeytan İsrail'de, Netanyahu'dur, gidip onu taşlasınlar." diye konuştu.
Destici, hükümetin en düşük emekli maaşını 12 bin 500 liraya çıkarmayı planladığına ilişkin habere değinerek, 3 Temmuz'da enflasyon oranlarının açıklanmasıyla birlikte emeklilerin durumunun iyileştirilmesine yönelik atılacak adımları desteklediklerini, ancak habere konu olan iyileştirmeyi asla yeterli bulmadıklarını kaydetti.
En düşük emekli maaşının şu anki asgari ücretin altında olmaması gerektiğini savunan Destici, temmuzda "bu yanlışın ve adaletsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini" belirtti. Destici, en düşük emekli maaşının 17 bin liranın üzerinde olması gerektiğini ifade etti.
Esnafın sorunlarına da değinen Destici, esnafın ekonominin olumsuz koşullarından en fazla etkilenen kesim olduğunu belirtti. Destici, hükümetin, esnafın problemleri konusunda çalışma grubu oluşturması, alınacak ekonomik önlemlerin bir karara bağlanması gerektiğini kaydetti.