Dünya ticaretinin yüzde 90'ına yakınının taşındığı denizlerde dev gemilerin kaptanları, limanlara yanaşırken bölgeye hakim kaptanlardan yardım alıyor.
Yol göstericiliğinden dolayı "kılavuz" olarak adlandırılan kaptanlar, gemilerin limanla ilk ve son temasını kuruyor.
Kılavuz kaptan olmak için ise denizlerde uzmanlaşma şart. Denizcilik Fakültesinden mezun olduktan sonra 10 yıl denizlerde görev yapan adaylar, Uzak Yol Kaptanlığı Belgesi alıyor. Denizlerde 1 yıl kaptan olarak çalıştıktan sonra simülasyon eğitimine alınan adaylar, yabancı dil yeterliliğinin ardından staj yapıyor. Kaptanlar, teorik sınavını da geçtikten sonra kılavuz kaptanlığa başlayabiliyor.
Kılavuz kaptanlar, görevlerini yaparken yüksek disiplinle hareket ediyor. Gemiye manevrasında destek olmak üzere ilk olarak römorkörleri gönderen kılavuz kaptanlar, gemiye yanaşarak sarkıtılan merdivenle köprüye çıkıyor ve kontrolü ele alıyor. Bağlama işlemiyle görevi biten kılavuz kaptanlar, geminin limandan ayrılmasında da görev alıyor.
"Bu mesleği seven insanlar yapabilir"
Aliağa'daki limanlarda görev yapan 59 yaşındaki baş kılavuz kaptan Nihat Şahin de 23 yıldır gemileri güvenle limana yanaştırıyor.
Türkiye'nin ilk özel kılavuzluk şirketi Uzmar'ın baş kılavuz kaptanlarından olan Şahin, kılavuz kaptanlığın tarihinin antik çağa kadar gittiğini, eski çağlarda hatalı manevra yaparak gemiye zarar veren kılavuz kaptanların idam edilebildiğine yönelik tarihsel bilgilerin bulunduğunu aktardı.
Kılavuz kaptanların dar, tehlikeli sularda gemilerin emniyetli şekilde manevra yapabilmesi için uzmanlık yaptığına değinen Şahin, işin özünü ise "selametle limana yanaştırmak" olarak özetledi.
Sadece geminin değil, denizin ve limanın da güvenliğini sağladıklarına işaret eden Şahin, güvenliğin her zaman ilk planda olduğunu dile getirdi.
Denizde hatanın affedilmeyeceğini vurgulayan Şahin, bu yüzden yapılan her hareketin bilgisinin paylaşıldığını söyledi.
Kılavuz kaptanın gemiye bindiği anda kırmızı-beyaz bayrağın çekildiğini belirten Şahin, "Gece de kırmızı-beyaz ışık yakarlar. O bayrak gemide kılavuz kaptan bulunduğu ve emniyette olduğunu ifade eder. Biz gemiden ayrılınca da o bayrak hemen iner." diye konuştu.
Mesleğini severek yaptığını dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
"Ülkemizin geleceği için denizci bir toplum oluşturmamız gerekiyor. Bu mesleği seven insanlar yapabilir. Fedakarlık isteyen bir meslektir. Ben bir daha dünyaya gelsem yine denizci olurdum"
"Türkiye'de sistem bence dünya kalitesinin üstünde"
Kılavuz kaptan Tolga Karpat da işini severek yaptığını, mesleğin hem güzel hem de zor yanlarının olduğunu belirterek, "Hep böyle yaz havası yok, kışı var, yüksek denizleri var. Fırtına, yağmur ve en önemlisi sis de var. Tüm hava şartlarında hizmetin aksamaması gerekiyor." dedi.
Kılavuz kaptanların aynı zamanda denizlerde ülkelerini temsil ettiğine dikkati çeken Karpat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim bir turizm elçiliği görevimiz de var. Yurt dışından gelen kaptanlar ilk bizi görüyor. Bunun bir sorumluluğu var. Bayrak temsilcileriyiz. Omuzlarımızda Türk bayrağı var. Ona göre hareket ediyoruz. Kıyafetimizden davranışımıza, konuşmamızdan iş tarzımıza hepsinin en iyi olması lazım. Bunun için sıklıkla eğitimler alıyoruz, denetleniyoruz. Türkiye'de sistem bence dünya kalitesinin üstünde. Türkiye'ye gelen her gemi kaptanı bunu söylüyor."
Zaman zaman ilginç anılara da şahitlik ettiklerini belirten Karpat, "Bir gemi 6 aylık seferden gelmiş. Biz yukarı çıkınca gemide bir kutlama havası vardı. Sonra sorunca kaptanın çocuğunun doğacağını öğrendik. Hızlı ve güvenli bir şekilde manevrasını bitirdik ve onu uğurladık. Sonra onu arayıp öğrendik ki sağlıklı bir şekilde doğmuş bebeğimiz." dedi.