TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Menemen’de CHP ve AK Parti arasında iplerin gerilmesine neden olan, mülkiyeti belediyeye ait olan ve yaklaşık 1 milyon 600 bin metrekarelik Seyrek Villakent Mahallesi’ndeki parsellerin kat karşılığı satışı, takası, yap-işlet-devret modeli hasılat paylaşımlı kat karşılığı verilmesi, inşaat sözleşmesi yapılması için belediye başkan vekiline ve belediye encümenine yetki verilmesi hususu Cuma günü gerçekleştirilen belediye meclisinde görüşüldü.
Tansiyonun düşmediği oturumda yapılan oylamada ilgili önerge, Millet İttifakı’nın ‘ret’, Cumhur İttifakı ve bağımsız meclis üyelerinin ‘evet’ oyuyla birlikte oy çokluğuyla kabul edildi.
Alınan karar sonrası Egepostası’na konuşan CHP Menemen İlçe Başkanı Ömer Güney, alınan karara ilişkin yargı sürecini en kısa sürede başlatacaklarını belirtti.
“TORBA HALİNDE MECLİSTEN GEÇMESİ DOĞRU DEĞİL”
Karar öncesinde belediye yönetmeliği gereği yapılması gerekenlerin yapılmadığına dikkat çeken Başkan Güney, “Bu işi hukuka taşıyacağız artık. Buna ilişkin bir dava süreci başlayacak ve ben bu işin hukuktan geri döneceğine inanıyorum. Biz muhalefet şerhimizi mecliste de okuttuk zaten. Böyle büyük bir alanın yani 160 adet parselin bir torba halinde meclisten geçmesi doğru değil. Belediye kanunu buna izin vermiyor. Şöyle ki; bu parsellerin her biri için bir bilirkişi teyidi tarafından parsellerin hangi amaçla değerlendirilebileceğinin bir rapor halinde hazırlanıp komisyona göndermesi gerekiyordu. Ardından komisyonun da bu raporu değerlendirmesi ve bunların meclis gündemine tek tek gelmesi gerekiyordu. Bun yapmadılar. Ayrıca bu parsellerin satışı olduğu zaman bunun, belediyenin gelir-gider bütçesine bir etkisi olacak. Dolayısıyla bunu Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da görüşülmesi gerekiyordu” dedi.
“CUMHUR İTTİFAKI’NIN TAMAMININ GÖNÜLDEN ‘EVET’ DEDİĞİNE İNANMIYORUM”
Oturumda, gelen eleştirilere yanıt veren Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, satışın belediyenin borçlarını ödemek olduğunun altını çizerken alanın yarısında ipotek olduğuna dikkat çekmişti. Pehlivan’ın sözlerini değerlendiren Başkan Güney, “Böyle büyük bir satışın halktan yetki alarak gelmemiş biri tarafından yapılması etik değil. Bir de bunun kamuoyuna sorulması gerekiyordu. Menemen kamuoyu bu konuda çok rahatsız. Böyle büyük bir hamlenin ve satışın yapılması doğru değil. ‘Belediye borçlarını ödeyeceğiz, bunun için satıyoruz’ dediler. Ama baktığımızda borcun en azından 2,5 katı bir satış var ortada. Bu da doğru değil. Ayrıca mecliste ‘Belediye mallarına haciz geliyor, bunları korumak için satıyoruz’ dediler. Madem ki malları korumak istiyorsunuz kamu hizmetine tahsisini yapın. Böylelikle bu mallara hiçbir şekilde haciz gelmez. Burada niyet başka tabi. Kamu haczi hemen hemen büyün parsellerin üzerinde olabilir, vardır. Ancak haciz var diye parseller i satalım dersek Menemen’in bütün parsellerinde haciz var. O zaman her şeyi satalım. Haciz olmayan parselimiz yok ki bizim. Yani biz, satarak satarak daha ne kadar devam edeceğiz? Bitince ne yapacağız? Kalıcı bir çözüm değil. Ayrıca bunlar bizim malımız değil, bizim çocuklarımızın. Daha farklı şekilde değerlendirebilirlerdi. Kaldı ki ortada bir proje yok. Ne olduğunu bilmiyoruz, muamma. Arkadaşlar ‘Başkan vekiline güveniyoruz’ diyor. Güven meselesi değil ki bu. Bazı şeylerin bir kişinin kaderine terk edildiğinde nelere yol açtığını görüyoruz zaten. Neden meclisin denetiminden kaçırılmak isteniyor? Ben diğer AKP’li ve MHP’li meclis üyelerinin tamamının da bu işe gönülden ‘Evet’ dediğine inanmıyorum. Bence bu durum halka sorulsun, millet ne diyor bakalım” diye konuştu.
“UCU VE YETKİNİN SINIRI BELLİ DEĞİL”
Oturumda ayrıca satışa yönelik yapılan eleştirilere 1990’lı yıllarda aynı bölgede CHP’li belediye tarafından yapılan satış karşı argüman olarak konulmuştu. Konuya ilişkin bilgi veren Başkan Güney, iki satış arasındaki farkta plan ve kamuoyu takdiri vurgusu yaptı ve “1990’lı yıllarda Seyrek kurulurken buradaki 5 bin dönümlük arazinin 2 bin dönümlük alanının planları yapıldı. Ancak o zaman Seyrek küçük bir beldeydi. Ayrıca bu, oradaki bütün insanlara sorulup görüşü alınarak yapılan bir projeydi. Orada çok güzel bir şehir yaratıldı. O dönemde halkın oylarıyla göreve gelmiş bir belediye başkanı vardı. Bu iş, meclis üyelerinin beraber hareket etmesi ve kamuoyunun desteğiyle oldu. Satışla ilgili kamuoyunun yararına olduğu ve kamuoyunun görüşünün alındığı bir şeyde desteğimizi sunarız. Orada gelecekte istihdam yaratılacak projeler yapılacak, biz o amaçla kullanmak istiyoruz. Neden çuvalın içine bütün parselleri koyalım? Biz hepten karşıyız demek yerine madde madde çözüm önerileri sunduk. Burada 640 bin metrekarelik bir inşaat alanı olacak. Yani 100 metrekareden 6 bin 400 villa yapılması demek. Burada inşaatlar bittiği zaman bölgenin 2 bin 500 olan nüfusunun 25 bine ulaştırılması demek bu. Buranın altyapısı nasıl olacak, hastane düşündünüz mü, okul planladınız mı? Bunları hiçbiri düşünülmemiş. Sayın Başkan Vekili de ‘Proje düşünecek halimiz yok’ diyor. Proje olmadan yapılan her şey hepimize büyük zararlar açabilir. Biz şu an meclisten geçen kararla bu bölgede neyin olacağını bilmiyoruz kamuoyu da bilmiyor. Ucu ve yetkinin sınırı belli değil” ifadelerini kullandı.
“ARGÜMANLARIMIZI HAZIRLADIK”
Yargı yolu için gerekli argümanların daha önce hazırlandığını belirten Başkan Güney, “Hukuk var, nizam var. Yanlış hesap mutlaka Bağdat’tan dönecektir. Açacağımız davayla bu işe gönülden hayır diyen ve bence bunların arasında grup kararı olduğu için onay veren Cumhur İttifakı’nın üyesi arkadaşlarımız da var. Biz bu davayla onları da bu vebalden kurtaracağız. Hukuk, vereceği kararla herkesi bu vebalin altında kalmaktan kurtaracak. Biz, sürecin nerelere gidebileceğini daha önceden biliyorduk. Argümanlarımızı hazırladık. Bunu bir davaya dönüştürüp dava açacağız. Bunu yaparken sadece CHP değil, Millet İttifakı’nın bileşenleri olacak hareket edeceğiz. Orada 6 bin 400 konut yapıldığı zaman o bölgede şu anda kendi parseliniz olsa ve bunu müteahhide verirseniz ortaya çıkan inşaatın sadece yüzde 40’ı mal sahibinde kalabilecek. Bu da belediyeye yanlıca 2 bin 500 konut kalır. Bu konutların tanesi 1,5 milyon lira. Bu satışlardan da 3.7 milyar lira yapar. Bu da borcu 7,5 katıdır. Biz bu konutları nasıl satacağız? Belediyeciliği bırakıp emlakçılığa mı soyunacağız? O parsellerde birçok şey yapılabilir. Bir kez elimizden çıkarsa hareket alanımız kalmaz. Bunun kararını 16 kişi veremez. Vebali çok büyük. Biz çözümü hukukta arayacağız ve bu vebalden bütün meclis üyesi arkadaşlarımızı kurtaracağız” dedi.