Devlet Bahçeli özetle şunları kaydetti;
“Ne mutlu bizlere ki aziz peygamberimizin izinden yürüyoruz. Mevlüt Kandili önemli bir fırsattır.
İçinde geçtiğimiz zamanda Müslüman dünyası öyle bir devreye girmiştir ki katliamlar artmıştır. Vahim bir adaletsizlik döngüsü İslam dünyasını kasıp kavuran bir aşamaya gelmiştir. İslam ülkelerinde şehvet ve şöhret batağına saplanmış şeyhlere, emirlere bakınız. Müslüman kisvesi altında en vahşi cinayetleri işletebilen çukur ve cüce bir kesim vardır. Allah’ın da bir hesabı vardır ve bu hesap dünyevi hesapları alt üst edecektir. Bugün İslam coğrafyasına baktığımızda kan görüyoruz. Medeniyet beşiği Orta Doğu harap ve bitaptır. Hikmet ve hidayet sahibi zatlardan ortada iz ve eser yoktur. Bu çarpıklık ibretlik ve düşündürücüdür. İslam toplumlarını pençesine alan kargaşa nereye kadar sürecektir'
Müslümanım diyen herkes İslam’le terörü yan yana getirmez. Korkunç bir iftiradır. Hiç nur ile ur bir araya gelir m? Müslüman Türk milleti olarak bilin ki ellerimiz tepelerinde olacaktır. FETÖ budur IŞİD böyledir. Bölgenin mihenk taşı olan Türkiye bu senaryolardan zarar görüyor. Orta Doğu’daki sürdürülen kavgada istenen batının nüfus alanlarının genişletilmesidir, terör örgütleri kullanılmakta oluk oluk kan dökülmektedir.
Şayet herkes teröre karşıysa bu caniler nasıl yaşayabiliyor. Sınırımızın yanı başında cirit atan teröristlere TIR’lar dolusu silah gönderen bu canilere ne yapacağız, nereye koyacağız. Asıl çarpıcı olanı ise terör örgütlerine gayri resmi silah alımının büyük oranlara ulaşmış olmasıdır. Terör örgütleri ağır silahları nereden almıştı? Önce sorun yaratıp peşinden silah pazarı kurmak bildik bir sömürgeci yöntemidir.
Günlerdir Cemal Kaşıkçı cinayeti konuşuluyor. Kaşıkçı olayı uluslararası bir soruna dönüşmüştür. Kaşıkçı cinayeti pandoranın kutusunu açmıştır. 2 Ekim 2018 tarihinde vuku bulan cinayet bir çok soru işareti meydana getirmiştir. Olayın gerçekleştiği ilk günlerde Kaşıkçı’nın sağ olarak konsolosluktan çıktığını iddia eden Riyad yönetimi gerçeği itiraf etmek zorunda kalmıştır, 18 kişiden 15’i Kaşıkçı’yı öldüren katillerdir. Veliaht böylesi bir olayın bir daha tekrar etmemesi nedeniyle kurulan kurulun başına getirilmiştir. Riyad yönetimi infaz timinin tamamı hakkında yargılama yapmamıştır. Kapalı devre bir süreç ağır ağır işletilmiştir. Yerli işbirlikçinin kimliği hala aydınlanmış değildir. Suudi Arabistan Dış işleri Bakanı meselenin siyasileştirilmesinin İslam alemini zora sokacağını belirtmiştir. Bize göre bu bakan halt etmiştir. İki adet ses kaydının varlığı da bellidir. Eğer Kaşıkçı’nın bir suçu varsa mahkemeye çıkarılması gerekmez miyd? Cinayet üssü olarak Türkiye ne hakla kullanılmıştır. Kaşıkçı’nın katillarinin uluslararası bir mahkemede yargılanması gerekmektedir. Suudi Arabistan yönetiminin Usame bin Ladin zihniyetinden ne farkı kalmıştı? ”