Nöbetçi İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Deniz Yücel yaklaşık 4 saat süren sorgusunda, hem Türkiye hem de Almanya vatandaşı olduğunu, Die Welt Gazetesi’nde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptığını söyledi.
"BU İŞİ MESLEKİ BİLGİM VE VİCDANIMLA YAPIYORUM"
Yücel, "Hatalarına ve eksiklerine rağmen ülkemi seviyorum. Herhangi bir örgüte hiçbir zaman üye olmadım. Üye olduğum tek örgüt, Almanya Gazeteciler Sendikası’dır. Gazetecilik yaparken evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda temel insani hakları ve özgürlüklerini esas alarak yorumlarda bulundum. Bu işi yaparken kimseden, devletten, patronumdan talimat almaksızın yapıyorum. Mesleki bilgim ve vicdanımla yapıyorum" dedi. Yücel, gazetesinin görevlendirmesiyle 2015’te Cemil Bayık ile Kandil’de görüştüğünü, bunun bir gazetecilik faaliyeti olduğunu ve başka bir amaç taşımadığını belirtti. PKK’yı eleştiren yazıları da olduğunu belirten Yücel, suçlamaları reddetti.
"PKK MEŞRU BİR YAPIYMIŞ İZLENİMİ VERDİ"
Mahkeme kararında, Deniz Yücel’in Die Welt’de yazarlık yaptığı, PKK silahlı terör örgütünün elebaşlarından Cemil Bayık ile Kandil’de röportaj yaptığı, röportajda PKK meşru bir yapıymış izlenimi vererek Bayık’ın Türkiye Cumhurbaşkanı hakkındaki söylemlerine yer verildiği belirtildi. 26 Ekim 2016 tarihli yazısına yer verilerek Yücel’in burada Türk devletinin Kürtlere olan tavrını tanımlayan bir fıkra ile Türk ve Kürt vatandaşlarını kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği ifade edildi. 17 Şubat 2017 tarihli yazısında FETÖ elebaşısının darbe teşebbüsünde rol üstlenip üstlenmediğinin muamma olduğunu, 18 Temmuz 2016’daki yazısında ise darbeyi FETÖ terör örgütünün yaptığına dair kesin bir kanıt bulunmadığını belirterek örgüt propagandası yaptığı anlatıldı. Şüphelinin Cizre’ye ilişkin yazısında da örgüt propagandası ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek şekilde yazısının bulunduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki yazıları değerlendirilerek kuvvetli suç şüphesini oluşturan deliller, atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleriyle tutuklanmasına karar verildi.
ALMANYA İSTANBUL BAŞKONSOLOSU DA BEKLEDİ
Deniz Yücel ifade verdiği sırada Almanya İstanbul Başkonsolosu Georg Birgelen, Deniz Yücel’in yakınları ve CHP’li vekiller Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal ve Barış Yarkadaş da adliyede bekledi.
MUHABİR DENİZ YÜCEL’İN TUTUKLANMASINA TEPKİLER...
Alman Die Welt Gazetesi’nin Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasına CHP’li vekiller tepki gösterdi.
Tutuklanan Deniz Yücel’in halaları Esma ve Saadet Yücel ile CHP Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Bir gazeteci daha yazdıklarından, söylediklerinden, fikirlerinden dolayı tutuklandı. Deniz’e sorgusunda yöneltilen suçlamalar sadece yazdığı yazılar, attığı bir Tweet ve bir gazetede anlattığı fıkradan ibarettir. Deniz’in 2 yıl önce PKK’lı Cemil Bayık ile yaptığı röportaj ne yazık ki suça konu edilmiştir. Yine Deniz’in Die Welt gazetesinde yazdığı yazılar terör örgütü propagandası yapmanın delili olarak hakim tarafından önüne konulmuştur. Yazılara baktığınız zaman Deniz’in ne terör örgütünü övme gibi bir kastı vardır ne de diğer suçlama olan halkı kin ve nefrete yöneltme gibi bir amacı vardır. Deniz Yücel gazetecilik yapmıştır." dedi.
CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, "Bu tutuklama Türkiye’de haber yapan yabancı gazetecilere ve Türkiye’den yurt dışına haber yapan Türkiyeli gazetecilere verilmiş mesajdır. Bu yurt dışı medyasına verilmiş bir mesajdır" şeklinde konuştu.
CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal ise,"Deniz Yücel’in tutuklanması tamamen gazetecilik faaliyetinden kaynaklanan bir husustur. Bu vatandaşın ifade özgürlüğü, düşünce açıklama özgürlüğünü, haber alma hakkını tehdit eden bir husustur. Bu karar hukuki değildir. Bu karar tamamen siyasidir" ifadelerini kullandı.
Deniz Yücel’in halaları Esma ve Saadet Yücel ise çok üzgün olduklarını dile getirdiler.