İYİ Parti’den dün ihraç edilen Bağımsız Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Dikbayır, şunları söyledi:
"İDDİALARIN ASILSIZ, MESNETSİZ VE DOĞRU OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI”
“Vatandaşlarımızın sesi olmak için kullanırdık biz bu salonu. Bugün maalesef kendi derdimizi anlatmak için kullanıyoruz. Bundan da son derece üzgünüm. Kurucusu olduğum İYİ Parti’den salı günü itibarıyla ihraç edildim. İhraç edilmemin sebebi, basında partimi yıpratmamdı. MDK’nın ve Genel Başkan’ın iddiaları bu şekildeydi. Bir diğer iddia -o kelimeyi kullanmaktan bile imtina ediyorum- taciz iddiasıydı. Bir diğer sebep de Sakarya mitingine giden malzemelerin parasını benden istediler. Gele gele bu iddiaların asılsız, mesnetsiz ve doğru olmadığı ortaya çıktı. Son olarak geldiğimiz nokta, benim partiyi basın önünde yıpratmış olmam. Ama şunu unutuyorlar: Ben partimi basın önünde hiç konuşmadım. Basın önünde bu açıklamaları ilk defa yapan İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’di. Hem grup toplantısında hem de gittiği yerlerde bunu konuşan, dile getiren kendisiydi. Ben de doğal olarak savunma hakkımı kullandım. Daha sonra TV100 ekranlarına çıktım ama çıktığım zaman zaten ihraca sevk edilmiştim ben. Ben çok çirkin iddialar, iftiralarla karşılaştım. Benim derdim sadece kendimi bu iftiralardan kurtarmaktı.
"'ÜMİT DİKBAYIR’I İYİ PARTİ’DEN İHRAÇ ETTİK’ DİYORLAR. ASLINDA İYİ PARTİ’DEN ADALETİ, İNANCI, CESARETİ İHRAÇ ETTİLER”
Şimdi, ‘Ümit Dikbayır’ı İYİ Parti’den ihraç ettik’ diyorlar. Aslında Ümit Dikbayır’ı İYİ Parti’den ihraç etmediler. İYİ Parti’den adaleti, inancı, cesareti ihraç ettiler. Bunun için de çok üzgünüm. Biz bu partiyi kurarken milletimizin sorunlarını, dertlerini dile getireceğiz, onlara çözüm olmak için kurmuştuk. Bugün geldiğimiz durum budur. Süreç buraya gelinceye kadar, daha önce başka iddialar da atılmıştı. Benim Genel Başkan’ın banka hesaplarını incelettiğim, benim belediyelerle ticari iş yaptığım, bir Twitter sayfası açtırdığım, bunun üzerinden partiyi yıprattırdığım gibi iddialar vardı. Şimdi bunların hepsi boşa çıktı. Şimdi de sorma sırası bende, bundan sonra da sormaya devam edeceğim. Hani ben Genel Başkan’nın ve ailesinin, özel kaleminin ve eşinin banka hesaplarını inceletmiştim. Niye beni bundan ihraca sevk etmediniz? Hani ben belediyelerle ticari iş yapmıştım. Neden beni bundan dolayı disipline sevk etmediniz, başka uydurma iftiralardan beni disipline sevk ettiniz?
"ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA BİR DİLEKÇE VERDİM. YARIN YALAN BEYAN VE YALANCI ŞAHİTLİKTE BULUNAN İKİ KİŞİYİ DAHA ŞİKAYETTE BULUNACAĞIM”
Ben baktım, gördüm ki vatandaşlar kulaklarının üstüne yatacaklar. Ben Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe verdim. Dedim ki ‘Bu iddiaların devlet yoluyla araştırılması ve kamuoyuna açıklanması...’ Yarın bir dilekçe daha vereceğim. Özellikle taciz iddiasında bulunan vatandaşı, yalan beyandan ve yalancı şahitlikte bulunan iki kişiyi daha şikayette bulunacağım. Sonuna kadar da götüreceğim. Kaldı ki bunlardan bir tanesi partinin MDK’sında avukattır. Kendisini de hem Adalet Bakanlığı’na hem de Ankara Barosu’na şikayet edeceğim.”
"BU PARTİNİN BÜYÜKLERİ, YÜZDE YÜZ HAKLI OLDUĞUMU BİLE BİLE BENİ SAVUNAMADILAR. MİLLETİN DERDİNİ NASIL SAVUNACAKLAR ONU DA MİLLETİMİZİN TAKDİRİNE BIRAKIYORUM”
Ümit Dikbayır, gazetecilerin soruları üzerine de şu açıklamaları yaptı:
“Bu süreçte beni binlerce vatandaşımız aradı, mesaj attı. Bana şunu söyleyen çok oldu: Sen bu partinin kurucularındansın. Bizim orada aynı camiadan geldiğimiz büyüklerimiz var. Koray Aydın var, Müsavat Dervişoğlu var, Cihan ağabey var. Bana diyorlar ki ‘Senin yüzde yüz haklı olduğunu bile bile seni savunamayanlar, bizi nasıl savunacak?’ Ben de buna cevap veremiyorum. Bu partinin büyükleri, benim yüzde yüz haklı olduğumu, bu iddiaların tamamen asılsız olduğunu bile bile maalesef beni savunamadılar. Milletin derdini nasıl savunacaklar onu da milletimizin takdirine bırakıyorum.
"EVİ CAMDAN OLANLAR, BAŞKASININ EVİNİ TAŞLAMAYACAK”
Ben TV100 ekranlarına çıktığım zaman, Esma Bekar bir tweet attı saat 22.00’de. ‘Şu an itibarıyla hukuka başvurduk’ diye. Ama bana şu ana kadar gelen herhangi bir tebligat yok, başvuru yok. Ben dört gözle bekliyorum, benim söylediklerim üzerinden bana dava açsınlar ki benim işimi kolaylaştırsınlar. Hesap kitaplarımızı kamuoyunun önüne serelim. 6 yıl önce bu parti kuruldu. 6 yıl önceki benim işim gücüm belli. 6 yıl içinde kazandığım paralar belli. 6 yıl içinde ödediğim vergi belli. Ne mal mülk edinmişim hepsi belli. Evi camdan olanlar, başkasının evini taşlamayacak. Allah’a şükür benim evim kaleden. O kaleyi de koruyan benim Allah korkum ve kul hakkım.
"İNŞALLAH GENEL BAŞKAN BU PARTİYİ KONGREYE GÖTÜRÜR, BİR GÜVENOYU ALIR”
Partide bir rahatsızlık olduğunu söyleyebilirim. Sadece ittifaktan ya da seçim iş birliğinden dolayı değil, yaşanan son süreçlerde, yapılan bu haksızlıklarda, iftiralarda sıkıntı çok büyük. İstifalar çok. Ben bu partinin kurucusuyum. Ben şuna çok üzülüyorum: Daha 1 ay, 15 gün öncesine kadar üye yapmak için çırpınan insanlar, bugün kendileri istifa ediyor. Teşkilatlara bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktu. Bu teşkilatlar canla başla çalışıyor. İYİ Parti, Türkiye’ye lazım. İnşallah Genel Başkan bu partiyi kongreye götürür, bir güven oyu alır.
"BAĞIMSIZ SAKARYA MİLLETVEKİLİ OLARAK YOLUMA DEVAM EDECEĞİM”
Ben bağımsız Sakarya milletvekili olarak yoluma devam edeceğim. Başta Sakaryalı hemşehrilerim olmak üzere, vatandaşlarımızın sorunlarını, dertlerini Ankara’ya, Meclis’e taşıyacağım. Onların buradaki sesi olmaya çalışacağım. Ben bu şekilde çalışmalarıma devam edeceğim.
"PARTİLERDE BU TÜR REKABETLER OLUR. AMA REKABETLERİN BU NOKTAYA GELDİĞİNİ BU YAŞIMA KADAR GÖRMEDİM”
Partilerde bu tür itiş kakışlar, rekabetler olur. Ama bu rekabetlerin ben bu noktaya geldiğini bu yaşıma kadar, hiçbir zaman görmedim. Beni sevmeyenler, bana düşmanlık eden olabilir ama buraya gelmemeliydi. Seçimden 3-4 ay önce Genel Başkan, birkaç sohbetinde bize demişti ki ‘Bana bir bilgi geldi. Benim en yakınlarım üzerinden bana operasyon yapılacak.’ Ben de demiştim ki kendisine, ‘Bu tehlikeli bir bilgi. Eğer böyle bir şey varsa bu sizin çevrenizle olan irtibatı keser, hiç kimseye güvenmezsiniz, kimseyle istişare etmezsiniz, bu tehlikeli bir söylem.’ Belki de onları yaşıyoruz. Benim kızımın 18 yıl önceki ilkokul öğretmeni, kızıma bir mesaj atmış. Demiş ki ‘Neşe kızım, biz sizi biliyoruz. Ailenizi biliyoruz. Sakın kendinizi üzmeyin.’ Bu işler öyle ağır ithamlar ki nereye gideceğini anlayamazsınız.
"PARTİ İÇİNDE OLAN ŞEYLERE KARŞI ÇIKTIĞIM ÇOK OLMUŞTU. ZATEN BU NEFRETİN SEBEBİ DE ORADAN GELİYOR”
Ben partideki yöntemlere karşı çıkmıştım. Biz Genel Başkan’ın özel kalemine karışamayız. İstediğini özel kalemi yapabilir. Ama parti içinde olan şeylere karşı çıktığım çok olmuştu. Zaten bu nefretin sebebi de oradan geliyor. Bir özel kalemin bu kadar yetkili olmasını hâlâ doğru bulmuyorum. Hepimizden vazgeçti. Bu partinin çok değerli insanlarından vazgeçti. Ama oradaki birkaç kişiden vazgeçemiyor. Bu da kamuoyunun takdiridir.
"KİMİN ÜZERİNE BİR ŞEY SÖYLEDİYSEM BENİ MAHKEMEYE VERSİNLER”
Ben bu partinin kurucularına çok değer veriyorum. 2017 yılında biz bu partiyi kurduğumuz zaman, bu partinin ilçe başkanları, il başkanları, yöneticileri kolay zamanlar değildi. 15 Temmuz darbesinden hemen sonraydı. 2018’de Sayın Meral Akşener cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman, adliye koridorlarında imza verdi bu vatandaşlar. Bunlar bizim için çok kıymetli. Bu muameleyi asla hak etmiyorlar. Adnan ağabey şunu söyledi: ‘Bunlar FETÖ yöntemi.’ Ben de ‘Katılıyorum, doğru söylüyor’ dedim. Ama ben bugün kimseye FETÖ’cü diyemem. Bu ülkenin hakimi değilim, savcısı değilim. Ama yöntemler FETÖ yöntemleridir. Benim danışmanıma ajanlık teklif ettiler. Zamanı geldiğinde onları bir bir açıklayacağım. Kimin üzerine bir şey söylediysem Esma Bekar, Sedat Aksakallı, Genel Başkan, oğlu, ailesi beni mahkemeye versinler. Ben bu ülkenin namuslu hakimlerine, savcılarına güveniyorum.” (ANKA)