Dikkat! Denizlerde av yasağı başlıyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tüm denizlerimizde yarından itibaren trol ve gırgır ağlarıyla avcılık yapan balıkçılar için genel av yasağının başlayacağını bildirerek, “Bu dönemin balık üreme zamanı olduğu için büyük önem taşıdığı göz önüne alınarak uygulanan av yasağı, 1 Eylül 2015'e kadar sürecek. Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçılarımızın av yasaklarına uymaları gerekir” dedi.
Bayraktar, yarından (15 Nisan 2015) itibaren, isteyen balıkçıların karasuların bitişiğindeki uluslararası sularda ve su ürünleri avcılık tebliği ile getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla uzatma ağlarıyla su ürünleri avcılığı yapabileceğini belirtti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, av yasağının olduğu dönemde balıkçı tezgahlarında kültür balıklarını görmek mümkün olacağını, bunun yanı sıra av sezonunda avlanıp uygun koşullarda saklanan balık türlerinin de az miktarda da bulunabileceğini vurguladı.
Ülkemizde su ürünlerinde yetiştiriciliğin arttığını, avcılığın yıllar itibariyle azalma eğiliminde olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“2014-2015 sezonunda avcılıktan elde edilen balık üretimimizin önemli bölümünü hamsi, çaça, mezgit ve istavrit oluşturdu. Bu av sezonunun önceki 2-3 av sezonuna göre iyi geçmiş olması üreticilerimiz açısından olumlu bir gelişmedir.
Avlanan deniz balıkları miktarı 2007 yılında 518 bin ton iken, 2011 yılında 432 bin tona, 2012 yılında 315 bin tona ve 2013 yılında da 295 bin tona düşmüştür.
2013 yılında toplam 607 bin 515 ton olan su ürünleri üretimimizin yüzde 55,8’i deniz avcılığından, yüzde 5,7’si tatlı su avcılığından, yüzde 38,5’i yetiştiricilikten elde edilmektedir.
Su ürünleri yetiştiriciliği (kültür balıkçılığı), ülkemizde de dünyada olduğu gibi gelişen bir sektör konumundadır. Ülkemiz, su kaynakları, modern ve ileri teknoloji varlığı, girişimci ruhu ve her türlü yatırım olanakları ile su ürünleri yetiştiriciliğinde büyük bir potansiyel yaratabilecektir. Bu anlamda sektörü daha da ileri boyutlara taşıyacak, stratejilere, projeksiyonlara, destekleme politikalarına ve uygulamalara ihtiyaç bulunmaktadır.”
-Yetiştiriciliğin payı artıyor-
Şemsi Bayraktar, 2002 yılında toplam su ürünleri üretimin yüzde 9,7’si olan yetiştiriciliğin payının 2005 yılında yüzde 21,7’ye, 2010 yılında yüzde 25,6’ya, 2012 yılında yüzde 32,9’a ve 2013 yılında da yüzde 38,5’e yükseldiğini belirtti.
Türkiye’de su ürünleri üretimindeki artışa rağmen kişi başına su ürünleri tüketiminin gelişmiş ülkelerin altında olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Dünyada kişi başına su ürünleri tüketimi 18,8 kilogram, Avrupa’da 23,3 kilogram, Bulgaristan’da 4,6 kilogram ve Portekiz’de de 61,6 kilogramdır. Kişi başına balık tüketimi 6,3 kilogram olan ülkemizde su ürünleri tüketiminin artırılması gerekmektedir.
Su ürünlerinin ve yaşam alanlarının korunması, üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması için, su ürünleri avcılığına ilişkin bir takım yasak, sınırlama ve yükümlülükler bulunmaktadır. Bunlar tür, boy, zaman, derinlik, mesafe ve av araçları ile ilgili düzenlemeler olup, balıkçıların getirilen bu kurallara uygun olarak avcılık yapmaları zorunludur.”
-Av yasağına uyulmalı-
Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçıların av yasağına uymaları gerektiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Su ürünleri avcılığı konusunda bilinçli ve duyarlı vatandaşlarımızın da gördükleri yasak avcılık faaliyetlerini, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl İlçe Müdürlüklerine ya da Jandarmaya bildirerek su ürünlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaları gereklidir.
Balık alırken boy yasağına aykırı olarak avlanmış küçük balık satışına, av yasağı süresince yasak olan türlerin satışına ve balık satış yerlerinde asgari hijyen şartlarına uyulup uyulmadığına dikkat edilerek balık alınması gereklidir. Vatandaşların bu yöndeki tavır ve tutumları balıkçılık sektörü için büyük önem taşımaktadır.”