Diyanet İşleri Başkanlığı resmi sitesinden Başkan Görmez’in kentte sarf ettiği tartışmalı sözler ve akabinde çıkan haberler üzerine bir açıklama geldi.
Haberler / Güncel
26 Mart 2013 Salı 16:01
PAYLAŞ
İZMİR –Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in geçen ay İzmir Müftülüğü’ne atanan Ramazan Muslu’nun göreve başlaması nedeniyle Balçova Kaya Termal Otel’de Diyanet'e bağlı din görevlileriyle buluşmasındaki, "İzmir’in farklı bir dindarlığı var. İzmir'in bu dindarlığının biraz irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için bu tesadüf değil, çok güzel bir tevafuk. Bir tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden gelmiş, onu hayatında özümsemiş bir arkadaşımızın İzmir’e atanması tesadüf değildir. İzmir Müftülüğü’nde yeni bir dönem, sayfa yazmaya başlatacağınıza inanıyorum" sözleri tartışma yarattı. GÖRMEZ: İZMİR'İN FRKLI BİR DİNDARLIĞI VAR HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ SUSAM, ÇIRAY VE YÜKSEL'DEN 'O SÖZLERE' SERT TEPKİ HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in sözlerinin kamuoyunda tartışılması üzerine Bakanlık yazılı bir açıklama yaptı.
AÇIKLAMADA ŞU İFADELERE YER VERİLDİ Bugün bazı gazetelerde Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’in İzmir ziyaretiyle ilgili yer alan haberler nedeniyle aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez, İzmir’de din görevlileriyle bir araya geldiği bir toplantıda, şehrin, hizmet sürekliliği açısından genel bir değerlendirmesini yapmış, bu çerçevede Başkanlık hizmetlerinin sürdürülmesinde genellikle İzmir’in ihmal edildiğine işaret etmiş, bu hususta duyduğu mahcubiyeti dile getirmiştir.
Aynı çerçevede İslam kültür geleneğinin en önemli kavramları arasında yer alan “irfan” kavramına da atıfta bulunarak, İzmir gibi çok kültürlü, çok boyutlu ilgi, bilgi ve duyarlılık eksenlerine sahip müstesna bir şehirde bu çeşitliliği kuşatacak yegane dilin irfani bir perspektif olacağını vurgulamıştır.
Bilindiği gibi her ilimiz, her bölgemiz kendi içinde özel bir dindarlık formuyla bezenmiştir ve bu durum sadece din mütehassıslarının değil sosyal bilimcilerin de sıklıkla gözlediği bir husustur. Bu çeşitlilik hiçbir zaman bir kusur ya da eksiklik olarak değerlendirilemez. Aksine bu özelliğiyle her ilimiz tıpkı İzmir gibi, yüce dinimiz İslam’ın farklı mecralarda hayata dahil olan zenginleştirici özelliklerini yansıtmaktadır.
Hal böyleyken bugün bazı medya organlarına yansıyan söz konusu haberin akıl ve iz’an ölçüleri içinde kabul edilebilmesi mümkün değildir.