Ege Postası
Geri

Dövize karşı mevduat kartını açtı... İşte Erdoğan'ın yeni planı

Sona eren kabine toplantısı sonrası, Türk Lirası mevduatları için yeni düzenlemeleri duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL’den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak" dedi. Erdoğan; faiz, enflasyon ve memur maaşları konularında da açıklama yaptı.
Dövize karşı mevduat kartını açtı... İşte Erdoğan'ın yeni planı
Haberler / Ekonomi
20 Aralık 2021 Pazartesi 22:50
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yılın son kabine toplantısı bugün gerçekleştirildi.

2 saat 45 dakika süren toplantıda asgari ücrete yapılan zam, 3600 ek gösterge, corona virüsü salgını, Omicron mutasyonuyla mücadele ile fahiş fiyatlar ve stokçuluk konuları görüşüldü.

TL MEVDUATLARI İÇİN YENİ DÜZENLEME

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

* Kurdaki dalgalanmayı durdurarak, nispi bir istikrarı sağlamak için serbest piyasa ekonomi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye alıyoruz. Şimdi sizlere bu çerçevede önümüzdeki günlerde hayata geçireceğimiz yeni tedbirleri başlıklarıyla ifade etmek istiyorum.

* Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Dövizin muhtemel getirisine Türk lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak bu yeni araç şöyle işleyecektir. İnsanlarımızın bankadaki TL varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacak.

* Ayrıca Türk Lirası varlıklarının yeni bir döviz talebi oluşturmayacak şekilde değerlendirilmesini temin edecek araçları devreye alacağız. Dolayısıyla bundan sonra hiçbir vatandaşımızın ‘kur daha yüksek olacak’ diye mevduatını Türk lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.

* Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek. Bu işlem sonunda ortaya çıkabilecek kur farkı ise Türk Lirası olarak ihracatçı firmamıza ödenecek.

* Bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 daha artırarak yüzde 30’a çıkartıyoruz. Halihazırda Eurobond faiz gelirlerinde stopaj geliri yüzde sıfır iken devlet iç borçlanma senetlerinde bu oran yüzde 10 olarak uygulanmaktadır. Devlet iç borçlanma senetlerine talebi artırmak için buradaki stopajı da yüzde 0’a indiriyoruz.

* Kurum kazançları üzerindeki vergi yükünü azaltarak, uluslararası rekabeti desteklemek ve yatırımı teşvik etmek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim planlıyoruz. Bu adımla amacımız kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı özendirmek ve firmalarımızın KDV iadesi yoluyla finansmana hızlı erişimini sağlamaktır.

* Kar payı üzerinden yapılan vergilendirme ve bu gelirin beyanı, yatırımcılar açısından caydırıcı bir mahiyet arz eder hale geldi. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10’a indiriyoruz.

* Yatırım fon ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon ve ortaklıklardan elde edilen kar paylarının iştirak kazançları istisna kapsamı dışındaydı. Bu farklılığı da ortadan kaldırıyoruz.

* Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için yeni araçlar geliştirilecektir.

* Kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartılarak yatırımcıların Türk lirası bazlı varlıklara yönelimleri teşvik edilecektir.

* Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir.

* Kamu bankaları toplam kredilerinin belli bir oranını, şeffaf bir şekilde her yıl ilan edilecek öncelikli sektörlere kullandırmasını sağlayacak bir yapı kurulacak.

* Kredi Garanti Fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecektir. Proje bankacılığı konusunda atılan adımlar hızlandırılacaktır. Evet, ülkemizdeki istikrar ve güven iklimini güçlendirecek tüm bu tedbirleri ilgili kurumlarımızla Meclisimizle birlikte süratle hayata geçireceğiz.

* Tedbirler hayırlı olsun. Türkiye’yi geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakmaya yönelik hiçbir oyuna, hiçbir tuzağa itibar etmedik, etmeyeceğiz. Hedeflerimiz doğrultusunda azimle cesaretle kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.

TÜSİAD’A TEPKİ

* Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katanların cenneti olmayacak. Artık bu ülke ithalat cenneti olmayacak, artık bu ülke kendi alın teriyle elde ettiği kazancıyla başkalarının istihdamını, refahını finanse eden bir ülke olmayacak. Artık bu ülke IMF programları yoluyla ekonomisini ve siyasetini dışarıya rehin veren bir ülke de olmayacak.

* Göreve geldiğimizde Türkiye’nin IMF’e borcu 23,5 milyar dolardı ve 2013 haziranında bu borcu sıfırladık. Bizim şu anda IMF’e borcumuz yok. Bay Kemal; hadi bakalım, nereden aldık biz bu borç yükünü? Sizlerden aldık. Merkez Bankamızın döviz rezervi neydi? 27,5 milyar dolar.

* Hamdolsun şimdi 120 milyar dolar civarındayız. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar da çıkmıştık. Bu ara malum bir düşüş var ama biz yine o 135’leri, 150’leri yakalayacağız. Biz buna inanıyoruz, buna güveniyoruz. Bizim bu gücümüz, bu imanımız var.

* Türkiye’nin artık sıcak para hülyasıyla avutulup, ekonomisinin asıl ihtiyaç duyduğu atılımlardan uzak tutulan bir ülke olmayacak. Bunun yerine kaynaklarımızı, yatırımcımızın, sanayicimizin, turizmcimizin, girişimcimizin, çalışanlarımızın emrine vereceğiz.

* Bak buradan sesleniyorum; bütün yatırımcılarımız lütfen, kamu bankaları onların her zaman yanındadır, emrindedir ama kamu bankasından krediyi alıp, bunu bir başka yere aktarmak suretiyle paradan para kazanma yoluna, yöntemlerine başvuranların da alnını karışlarız.

* Projeye bağlı her türlü yatırıma destek vermeye hazırız. TÜSİAD, hadi gidin yatırımlarınızı yapın bakalım? Biz önünde miyiz, yoksa destekçi miyiz? Bunları da göreceksiniz.

* Üretimimizin bir kısmı ithalata bağımlı olduğu için sanayimizin ve tarımımızın henüz arzu ettiğimiz esnekliğe ulaşamadığını biz de biliyoruz. İnşallah adım adım bunları da çözeceğiz. Tabii bu topyekun bir inanmışlığı, topyekun bir mücadeleyi, topyekun bir fedakarlığı gerektirir.

* Türkiye’de bir kesim hala döviz kurundan kazanç elde etme peşinde koştuğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Onun için de başta tabii Hazine ve Maliye Bakanımız buraları gayet iyi takip ederek, dün akşam da toplantısını bu işin geç saatlere kadar yaptık, buradan taviz vermeyeceğiz.

* Yeter ki yatırımcı karşımıza bu tür spekülatif adımlar atmak için gelmesin. Samimi olarak projesiyle gelsin ve biz bu proje bazlı adımlara destek vermekte her an hazırız. İnşallah bu kötü alışkanlıkların sonunu da getireceğiz.

* Körfez sermayesi başta olmak üzere çeşitli kaynaklarla çok ciddi rakamlarda yatırım ve finans iş birlikleri yapıyoruz. Son dönemde sadece iki ülke ile yaptığımız yatırım anlaşmaları, 30 milyar dolarlık bir hacme sahiptir.

* Yerli ve uluslararası yatırımcılar, milyar dolarlarla ifade edilen projeleri hayata geçiriyor. Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde yapılan kamu özel işbirliği ile gerçekleştirilecek Antalya Havalimanı kapasite artırımı ihalesidir. Yapım süresi 36 ay, işletme süresi 25 yıl olan bu ihaleyi evet, buradan milletime sesleniyorum; 8 milyar 555 milyon avro ile en yüksek teklifi veren girişim grubu kazanmıştır.

* Türkiye burada, Türkiye çökmedi ya. Ey TÜSİAD, bak Türkiye nerede? Ve bu ihalenin içinde yerlisi var, Fransa’sı var, Almanya’sı var. Siz hala ‘Acaba biz bu iktidarı nasıl indiririz’ diye bunun hesabını yapıyorsunuz.

ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI

* Bir taraftan da utanmadan, sıkılmadan Bay Kemal ile bir araya gelip hala erken seçim konuşuyorsunuz. Boşuna sayıklamayın, bunlar rüyadır, rüya. Haziran 2023’ü bekleyeceksiniz.

* Söz konusu ihale rakamı KDV’siyle birlikte 2 milyar 138 milyon avroyu bulan yüzde 25’i 90 gün içinde peşin olarak ödenecek. PPP. Bay Kemal diyor ki bu nedir? Bize bunu niye açıklamıyorlar? Öğren ya, hani senin ekonomistlerin vardı, sor onlara ya, bu PPP ne, bu yap-işlet-devret ne, öğren onlardan.

* Ülkeyi bugünlere böyle getirdik. Bugün birçok yerde havalimanlarımızdan tutunuz, tüm otobanlarımıza, otoyollarımıza varın biz bunları bu sistemle yaptık. Ve hala da bu şekilde yapmaya devam ediyoruz.

* Yoksa bunlar Hazine’deki parayla, hazır para, al kullan, bunları o zaman siz yapsaydınız ya. CHP’nin iktidarları döneminde niçin bu tür şeyleri yapamadınız. Niye? Aklınız o işlere ermez de onun için.

* Antalya’da düzenlenen G20 Zirvesi’nde de liderler ‘Siz bu ‘PPP’ ile ne yaptınız, bize bunu bir anlatın.’ dedi, bütün liderlere ‘yap-işlet-devret’in ne olduğunu örnekleriyle anlattım. Çünkü öyle para hazır gelmiyor. Kaynak üreteceksiniz, kaynak. Para kaynaklarını ne yapacaksınız, çeşitlendireceksiniz. Eğer lider olarak bu para kaynaklarını çeşitlendiriyorsanız netice alırsınız.

EKONOMİ MESAJI

* Demokraside, kalkınmada, güvenlikte, diplomaside hak ettiği yere getirdiğimiz Türkiye’yi ekonomide de aynı başarıya ulaştırmakta kararlıyız.

* Ekonominin rasyonel işleyişiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan finans hareketlerinin ve buna bağlı fahiş fiyat artışlarının yol açtığı sıkıntılar herkesin canını yaktı. İnancı, onuru, vatanı ve onlar kadar aziz bildiği değerleri uğruna gerektiğinde hayatını bile ortaya koyan bir millet olarak bu konjonktürel sıkıntılarla başa çıkabilecek iradeye biz sahibiz.

* Hükümet olarak bu çerçevede gereken adımları atıyoruz. Stokçuluk ve fahiş fiyatla milletin günlük hayatını zorlaştıranlar hakkında bakanlıkların ve ilgili kurumlar harekete geçti.

* TBMM de stokçuluk yapanlara verilen cezaları artıran bir kanunu geçen hafta kabul ederek bu mücadeleye katkı sağladı. Çalışanlarımızı hayat pahalılığı altında ezdirmeme sözümüzü yerine getiriyoruz. Asgari ücrette yüzde 50’nin üzerinde artış yaparak en düşük gelir rakamını 4 bin 250 liraya çıkardık. Asgari ücretten alınan gelir vergisini ve damga vergisini kaldırarak işverenlerimizin yükünü de 450 lira azalttık.

* Yeni asgari ücret hayırlı olsun. Üretimi ve istihdamı desteklemek için çeşitli başlıklar altında çok sayıda paketi hayata geçirdik.

“BİRİLERİNİN ÖZELLİKLE CANINI YAKMA PAHASINA BUNLARIN DA ÖNÜNÜ KESECEĞİZ”

* Firmalarımızın vatandaşlarımızın bankalarda yüzlerce milyar dolarlık döviz mevduatı var. Yastık altını saymıyorum bile. Ülkemizde döviz kıtlığı değil döviz bolluğu var.

* Geçtiğimiz günlerde ülkemizin uzaydaki aktif 8. uydusu olarak TÜRKSAT 5B’yi uğurladık. Böylece son yılda uzaya 2 uydu fırlatan ülke haline geldik. Modern Türkiye bu. Türkiye ne patinaj yapıyor ne geriliyor, tam tersine sürekli ataklarla ilerliyor.

* Kurdaki artış ülkemizin gerçek görünümünü yansıtmıyor. Yastık altındaki dövizi saymıyoruz bile. Aslında ülkemizde döviz bolluğu var. Halihazırda böyle bir süreç yaşıyoruz. Döviz alımına yönelik psikolojik eğitim ortadan kalktığında bu bolluğu göreceğiz. Birilerinin özellikle canını yakma pahasına önünü keseceğiz.

* Belli kesimlerin artışla orantılı olmayan fiyatlandırmalar yaparak haksız kazanç peşinde olduklarını görüyoruz, önlerini keseceğiz. Buradan açıkça ilan ediyorum. Her kim kur spekülasyonuyla, faiz baskısıyla, dünyadaki gelişmeleri ters düz ederek, bizi yolumuzdan döndürebileceğini sanıyorsa yanılıyor.

* İşte görüyorsunuz yatırımlar artıyor. İstihdam güçlü şekilde destekliyoruz, fabrikalarımız çalışıyor, ihracatımız artıyor. Cumhuriyet tarihinde ilk defa 20 yıla yakın süren kalkınma hamlesi yaşandı.

“RİSK ALIYORUZ”

* İleride keşke dememek için şimdi risk alıyoruz. Milletin sancısını sıkıntısını derdini küresel para baronlarının çıkarlarına meze etmeye çalışanlara aldırmadan yolumuza devam edeceğiz.

MEMUR MAAŞLARI

* Bilindiği gibi asgari ücretin gelir vergisi ve damga vergisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı da kapsayacak şekilde genişletmiştik. Böylece aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret miktarı kadarki kazancının gelir vergisi ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştik. Memurlarımızı da bu kapsama dahil ederek fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Bu kararın memurlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.

* Faiz politikasıyla beraber evelallah zaman bunu gösterecek, birkaç ay sonra enflasyon da nasıl düşmeye başlayacak, bunu da hep beraber yaşayacağız.

“HEDEFE ULAŞACAĞIZ”

* Ekonomi programlarına yönelik her eleştiriyi dikkatle dinliyor, inceliyor önüne, arkasına bakıyoruz. Kurdaki dalgalanmadan ve fahiş fiyat artışlarından canı yandığı için söylenen vatandaşları anlıyoruz, iyi niyetle yapılan her eleştiriyi saygıyla karşılıyoruz, hayırhahlıkla yapılan her teklifi de samimiyetle değerlendiriyoruz.

* Bununla birlikte sureti haktan görünerek, Türkiye’nin siyasette, diplomaside ve güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği konuma gelmesinin önünü kesmeye yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz.

* Ülkenin ve milletin hayrına yapılan hiçbir işe destek vermemiş, desteği bir kenara bırakalım şöyle yarım ağız bir takdir ifadesi kullanmamış olanların, insanımızın derdiyle dertleniyor edasıyla yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.

* Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet devirip, hükümet kurmayı alışkanlık haline getirenlerin ‘genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli’ diyerek sergilediği karın ağrısının sebebini gayet iyi biliyoruz.

* Aynı şekilde ülkenin içinden geçtiği tarihi dönüşüm sürecine destek vermesi gerekirken ‘piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınması’ çağrısıyla olumsuzluğu körükleyerek safını şaşıranları da yakından takip ediyoruz.

* Yine Merkez Bankasının faiz indirimi kararıyla dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için yaptığı müdahaleleri aynı paranteze alarak kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz. Kambiyo rejimi türü tartışmalar açarak ülkesini ve milletini sırtından hançerlemeye çalışanların hangi sinsilikler peşinde koştuklarının farkındayız.

* Swap anlaşmalarının önceden belirlenmiş kur düzeyinden yapıldığı dedikodularını ortaya yayanların hangi alçak hesaplara hizmet ettiğini de biliyoruz. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri, yönetimleri, gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz.

* İnşallah bir süre sonra dengeler yerine oturup, ülkemiz hedeflerine bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı muhterislerin her sözlerini, her beyanlarını alınlarına yaftalayacağız.

* Her zaman milletin ne dediğine, ne istediğine bakıyoruz. Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük bir geri adım atmaya ne niyeti vardır ne de böyle bir ihtiyacı vardır. Biz, bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedeflerimize ulaşacağız. Aksini iddia eden veya düşünen dönüp kendini sorgulamalıdır.

FAİZ MESAJI

* Bunca zamandır faizlerin yükseltilmesinden başka tek bir çözüm teklifi sunamayanlar, Türkiye’yi de dünyayı da doğru okuyamadıkları ortada. Amerika’ya, tüm Batı’ya baksınlar. Şu anda onların faiz politikaları nasıl çalışıyor, onu izlesinler. Çin’e, Hindistan’a baksınlar. Onların faiz politikaları nasıl çalışıyor, onu görsünler.

* Görecekler ki Amerika başta olmak üzere, sıfır faiz, eksi, bu tür faizler var. Öbür tarafta bakıyorsunuz, Çin, Hindistan buralarda 6, 7, 8 faiz politikaları var. Ve biz, şu anda faizdeki indirimle beraber, evelallah zaman bunu gösterecek, birkaç ay sonra enflasyon nasıl düşmeye başlayacak, bunu hep beraber yaşayacağız.

* Türkiye’nin geçtiğimiz 19 yıl nereden nereye geldiğini ve artık böyle bir ekonomik dönüşüme hazır olduğunu her fırsatta teorik çerçevesiyle, verileriyle, örnekleriyle anlatıyoruz. Biz, dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz neredeydi, enflasyon neredeydi ve biz faizi nereden nereye indirdik, enflasyonu nereden nereye çektik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar.

* Ve bunu da hangi yönetim yaptı görsünler. Biz yaptık. Ve şimdi yine aynısını biz yapacağız. Ve biz burada kalkıp da ülkedeki ekonomi nedir, bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık, biz uyguladık ve yaşayışımızla da uygulayışımızla da faizi de enflasyonu da nereden nereye çektiğimiz ortada.

“KÜRESEL GÜÇLER EKONOMİK KAVGA VERİYOR”

* Dünya ekonomisinin yüzde 80’ini oluşturan küresel güçleri, yakın tarihin en büyük ekonomik kavgasını veriyor.

* Küresel finans krizinin yaşandığı 2008’den bu yana tüm büyük ekonomilerin tek amacı kendi ülkelerindeki istihdamı korumaktır. Çok güçlü finans yapılarına sahip olmalarına rağmen, sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkeler kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebinin bu olduğunu ifade etti.

* Avrupa Merkez Bankası da Amerika Merkez Bankası da Japonya Merkez Bankası da Çin Merkez Bankası da diğerleri de para politikalarını istihdamı koruma merkezli belirliyor.

* Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan, merkez bankası bilançolarını neredeyse milli gelirleri seviyesine çıkartan bu ülkeler, belirsizlik batağından hala kurtulamadıklarını bizzat kendileri itiraf ediyorlar.

* Geçmişte ülkemizi hazırlıksız şekilde Gümrük Birliğine girmeye zorlayanlar, ekonomimizin beklenmedik bir şekilde bu sürece uyum sağlaması ile umdukları kadar vakit kazanamamışlardı. Avrupa ülkeleri avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüe ederlerken, Türkiye bunun dışında tutulmak suretiyle sanayimize ve ticaretimize görünmez engeller konmuştu.

* Buna rağmen özellikle hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler ve yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Şimdi de aynı amaçla farklı argümanlar ve araçların devreye sokulduğu bir süreç yaşıyoruz.

* Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyon doları geçen bir borç batağında yüzerken, Türkiye’ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz.

“BİZ BU OYUNA GELMEYECEĞİZ”

* Enflasyonları ile faiz oranları arasında 10 kata varan farklar bulunan ülkeleri görmezden gelerek, Türkiye’deki tabloyu bir ‘felaket habercisi’ olarak anlatanların niyetlerini sorgulamak bizim de hakkımızdır.

* Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizine ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan siyasi ve ekonomik sorunlara çözüm bulmakta zorlanan bir sisteme umut bağlayanları tüm bu hakikatleri görmeye davet ediyorum. Mesela Hazinemizin borçlanma faizlerini belirleyen risk primlerinin yüksekliğinin Türk ekonomisinin gerçekleriyle hiçbir ilgisinin olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim ediyor.

* Dünya ekonomisinin önündeki riskler artarak sürerken Türkiye’nin önündeki fırsatların değerlendirilmesini engelleyecek yaklaşımlardan herkesin kaçınması gerekiyor.

* Küresel ekonominin değişen yapısı içinde üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken, hala eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz zamanın ruhunu okuyarak milletimize yeni bir vizyon teklif ediyoruz.

* Yegane malzemesi istemezükçülük olanların milletimize teklif ettiği tek şey ise eski Türkiye’yi geri getirmektir. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil, 2023 hedefleri, 2053 vizyonu Türkiye’si doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz.

* Elimizdeki imkanlara bakacağız, potansiyelimize bakacağız, gerçekleşmelere bakacağız, verilere bakacağız, dünyaya bakacağız, ihtiyaçlara bakacağız. Tüm bunların ışığında politikalarımızı sürekli geliştirerek yolumuza devam edeceğiz.

* Döviz kurunu da bu şekilde istikrara kavuşturacağız, enflasyonu da bu şekilde dizginleyeceğiz, hedeflere de bu şekilde ulaşacağız. Sevgili milletim; biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz. Siz bize inanın. Bugüne kadar inandınız, güvendiniz ve 19 yıl Türkiye’nin alt yapısıyla, üst yapısıyla nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyorsunuz, biliyoruz.

* Dünyadaki para bolluğu önce maliyetleri sonra da fiyatları artırmaya başladı. Amerika ve Avrupa, yakın tarihlerinde görmedikleri enflasyon rakamları ile yüzleşti. Buna rağmen hiçbir ülke Türkiye’ye teklif edildiği, hatta dayatıldığı şekilde faiz düzeyini enflasyonun üzerine çıkarmıyor.

* Küresel metal, enerji ve gıda ham maddelerinin fiyatlarında son dönemde gözlenen aşırı artışlar, para bolluğunun yol açtığı tehditlerden kaçınma refleksinin üründür. Bizim ekonomide de ‘dünya 5’ten büyüktür’ dememizin sebebi tüm bu sorunların merkezinde kendilerini büyük olarak tarif eden ülkelerin yer almasıdır.

* Sözde büyük ekonomiler kendi aralarındaki kavganın faturasını diğer ülkelere kesmek istiyorlar. Biz işte bu oyuna gelmeyeceğini söylüyoruz. Bunun için yatırım diyoruz, bunun için istihdam diyoruz, bunun için üretim diyoruz, bunun için ihracat diyoruz, bunun için cari fazla diyoruz, bunun için cari fazlayla büyüme diyoruz.

* Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemizde yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, üretimi düşürecek, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi buradan bir kez daha ilan ediyorum.

TÜRKİYE-AFRİKA ORTAKLIK ZİRVESİ

* Geçtiğimiz hafta İstanbul’da Türkiye Afrika ortaklık zirvesini gerçekleştirdik. Zirve marjında Afrikalı mevkidaşlarımızla ikili ilişkilerimizi ve bölgesel değerlendirmelerimizi yapma fırsatım oldu.

* Afrika ile ticaret hacmimizi 5,4 milyar dolardan, 11 ayda 30 milyar dolara çıkardık. Ticaretimizi önce 50 milyar dolara, ardından da 75 milyar dolara taşımaktır. Türkiye-Afrika ortaklığında yeni bir döneme girdiğimize inanıyorum.

2022 YILI BÜTÇESİ

* TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 2022 yılı bütçesinin, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bütçemiz üzerine oturttuğumuz stratejik programlarla hedeflerimize katkı sağlayacaktır.

* Meclis’teki bütçe maratonu 15 Ekim’de başlayıp 17 Aralık’ta sona eren oldukça uzun, zorlu ve yüksek tansiyonlu bir süreç oldu. Cumhurbaşkanlığı adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın nezaret ettiği 225 kamu idaresinin bütçelerinden oluşan bu yılki görüşmeler toplamda 385 saati aştı.

* Bütçe üzerine oturtulan 67 stratejik programla Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat yoluyla büyütme hedeflerine katkı sağlayacak. Gelecek projeksiyonlarımızın odağını oluşturan 2053 vizyonumuzun ilk ve en iddialı hedefi olan yeşil kalkınma devrimine uygun adımları da içeren bütçemiz, yenilikçi ve çevreci yönleriyle öne çıkmaktadır.

* Bugüne kadar olduğu gibi 2022 bütçesini de belirlediğimiz gelir ve gider tabloları çerçevesinde ülkemizin hedeflerine ve milletimizin refahına hizmet edecek şekilde hayata geçireceğiz.

* Rakamlarla ifade edecek olursak 2022 bütçemizin giderleri bir önceki yıla göre yüzde 30 artışla 1 trilyon 751 milyar lira, gelirleri 1 trilyon 473 milyar lira olarak öngörülmüştür. Buna göre faiz dışı açık 38 milyar lira olarak hesap edilmektedir.

* Bütçenin 425 milyar lirası personel, 69 milyar lirası sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi katkısı, 128 milyar lirası mal ve hizmet alımları, 290 milyar lirası sosyal güvenlik sistemi için olmak üzere 657 milyar lirası cari transferler, 150 milyar lirası mahalli idare payı olarak belirlenmiştir.

* Yine bütçede tarımsal desteklere 26 milyar lira, kurumlara verilecek görev giderlerine 23 milyar lira, yatırım harcamalarına 148 milyar lira kaynak ayrılmıştır.

* Kalkınma planında öncelik verilen sektörlere tahsis edilen ödenekler, ortalama bütçe artışlarının üzerinde tutuldu.

* Bütçe hazırlık sürecinde emeği geçen kurumlar ile bütçenin yasama safahatında teklifleri, tenkitleri, değerlendirmeleriyle sürece katkı veren milletvekillerine teşekkür ederim. 2022 bütçesi ülkeye ve millete hayırlı olsun.

“HERKES KÜÇÜLÜRKEN BİZ BÜYÜDÜK”

* Türkiye geçtiğimiz 19 yılda ortalama yüzde 5,1’lik büyüme başarısı göstermiş bir ekonomiye sahiptir. Küresel finans krizinin etkisiyle 2009 yılında yaşanılan yüzde 4,8’lik küçülme dışında her yıl ekonomiyi büyüterek Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attık.

* Salgının tüm dünyayı kasıp kavurduğu 2020 yılında herkes küçülürken biz yüzde 1,8 büyüdük. İnşallah 2021’i de çift haneli rakamlara dayanan büyümeyle kapatacağız.

* Hükümetlerimiz döneminde ülkemizin nüfusu 65 milyondan 84 milyona çıkmasına rağmen istihdamımızı 19 milyondan 29 milyona yükseltmek suretiyle milletimizin iş ve aş sahibi olmasını sağladık.

* Ülkemizin her karış toprağını kapsayacak şekilde yaptığımız 3,5 trilyon dolarlık altyapı ve üstyapı yatırımı sayesinde bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan bir Türkiye inşa ettik.

* Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, dış politikada velhasıl tüm dünyada her alanda önemiyle gerçekten herkese dudak ısırtacak adımları attık.

* Bu süreçte attığımız her adımda hangi engellerle karşılaştığımızı en iyi aziz milletimiz biliyor. Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, terör saldırılarından uluslararası ambargolara kadar nice engeli aşarak ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik.

* Şimdi de Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokarak küresel gelişmişlik liginin en üstüne çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Biz her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna, medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız güçle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele bulunmadığına, üstünlüğümüzün de buradan kaynaklandığına inanan insanlarız.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası