İSTANBUL 5. Aile Mahkemesi’nde eski eşlerin takı davası vardı. Boşandığı kocasının düğünde takılan altınlarla, bekarlık dönemine ait borçlarını ödediğini belirten bir gelin, eski eşine dava açtı ve düğünde takılan altınların kendisine iadesini istedi. Çifte düğünle evlendiklerini belirten gelin, bu merasimlerde kendilerine çok sayıda ziynet eşyası ve nakit para takıldığını, ziynet eşyalarını eski eşinin düğünden sonra aldığını belirterek açtığı dava dilekçesinde, “Boşandığım eşim, altınlarla bekarlık dönemindeki borçlarını ödedi. Daha sonra da geri vermedi. Dava konusu altınların aynen iadesini istiyorum” ifadesini kullandı.
Mahkeme takıları böldü
Mahkemede ifade veren davalı eski koca ise, borçsuz olarak evlendiğini, davacı eski karısının para ve altınların bir kısmını kendi şahsi harcamaları için kullandığını söyledi. Dava sonunda mahkeme, düğünde sadece geline takılan takıların davacı geline iadesine hükmetti. Kararı iki taraf da temyiz edince dosya Yargıtay’a gitti. Gelinden yana karar alan Yargıtay 3. Dairesi, “İster kayınvalide, ister dayı, kim takarsa taksın düğünde takılan altınlar bağışlanmış sayılır ve gelinin kişisel malıdır” diye karar verdi. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: “Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda geline ve damada takılan ziynet eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş, mahkemece de yalnızca geline takılanlar yönünden tahsil kararı verilmiştir. Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğünde geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün davacı yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.”