Dursun Çiçek: CHP’yi cemaatçilere terk edemeyiz
Türkiye, Albay Dursun Çiçek ismiyle 2009’da tanıştı. Genelkurmay’da oluşturulduğu öne sürülen ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nda imzası olduğu gerekçesiyle 2 kez tutuklandı. 2010’da 3’üncü kez tutuklanışının ardından, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararıyla 1555 gün sonra bırakıldı. Balyoz davasında 16 yıl ceza aldı, Ergenekon’da ‘müebbet’le yargılandı. Şimdi önseçimde 2. sırada çıktığı CHP saflarında.
Dursun Çiçek’le CHP’yi, siyaseti konuştuk:
‘KUMPASÇILARDAN HESAP SORMAK İÇİN MECLİS’E GİDİYORUM’
Neden siyaset'
Türkiye’de hukuk devletini, adaleti ihya etmek açısından, kumpasçılardan hesap sormak açısından, özellikle yargıçlardan hesap sormak için, öncelikle yasama yeri olan Meclis’te görev almam gerektiğine inandım. Yalnız karşımızda bir grup var, onlar da bizi görünce yollarını değiştiriyor. Onlar da kumpas sürecinde adaleti katleden kişiler.
CHP’nin içinde ‘bölücüler ve cemaatçiler’ mi var'
Bu şekilde iddialar var. Bunların aslında çok büyük bir sorun olmadığını ama yaratılan algı nedeniyle CHP için bir sorun olarak kamuoyuna yansıtıldığını düşünüyorum. Bu sorunun duyduğumuz kadar büyük olduğunu görürsek CHP içinde mücadele etmeye hazırız. Çünkü CHP’yi bölücülere, cemaatçilere terk edemeyiz.
TÜRKİYE İMAM DEVLETİ OLMAKTAN KURTULDU
Son dönemlerde cemaat ile CHP arasında ittifak olduğuna dair söylemlerin, CHP tarafından siz ve Teğmen Mehmet Ali Çelebi gibi isimler vitrine konularak kırılmaya çalışıldığına dair de iddialar var.
Temel ilkeleri olan bir partinin cemaatçi olması, kendisini inkar etmesidir. Bu açıdan CHP’nin cemaatçi olduğunu ileri sürmek, CHP’nin kendi ilkeleri ile çelişmektir. Silahlı Kuvvetler yıllardır irtica derken bir imamın yönettiği, imama bağlı alt imamların yönettiği bir ülkeyi kastediyor. Bizi başörtüsüydü, namaz kılan subaylardı vs. diğer şeylerle oyaladılar. En büyük tehdit de ‘F Tipi’ tehditti. Ama siyaset oy uğruna, günlük çıkarlar uğruna bunu kabul etmedi. Ne zamana kada? Aralık ayına kadar. Tehdit, kendilerine yönelinceye kadar. Sonuçta bu çektiklerimizin bir anlamı da oldu. Türkiye bir imam devleti olmaktan kurtuldu.
TSK’YI HUKUK DARBESİYLE YIKTILAR
Aralıkta hükümeti devirip bu seçimlerde istedikleri bir partinin lideri seçimi kazandığı takdirde, Fethullah Gülen temmuz, ağustos ayında Humeyni gibi havaalanına inecek ve Türkiye’yi bir imam olarak yönetecekti. Çünkü TSK’yı hukuk darbesi ile yıktılar, siyaseti de aralıktaki operasyonla ele geçirselerdi gidiş o noktaya gidiyordu.
Türkiye’de ‘darbe’ hâlâ bir tehdit mi'
Nesil gençleştikçe darbe anlayışı, darbeyi araç olarak kullanma anlayışı, Silahlı Kuvvetler’den hızla düştü. 1980’lerde, “Darbe yapabiliriz, ülkede işler ters giderse yönetime el koyabiliriz” diye konuşanların oranı yüzde 70 ise şu anda yüzde 10’larda. Darbe tehdidi görmüyorum.
EN BÜYÜK DESTEKÇİM İREM
Siyaset serüveninize başlamadan önce kimlerden destek aldınız'
Bu işe çıkışta en büyük gücüm İrem... Hem yargılandığımız süreçte hem de siyaset yolunda kızım en büyük destekçim oldu. Cezaevinde bulunduğumuz dönemde, 2011 seçimlerinde aday olmayı düşünmüştüm. İrem geldi, siyasete o dönem girmemi istemediğini söyledi. ‘Vakti geldiğinde biz de destek vereceğiz’ dedi. Şimdi o vakit geldi. En büyük destekçim de İrem oldu.
YANLIŞ ADAMLAR VARSA ÇIKARMAK LAZIM
Siz neden CHP’yi tercih ettiniz'
Bu mücadelede yanımızda en dik duran, eski ismiyle İşçi Partisi yeni ismiyle Vatan Partisi oldu. Özellikle CHP büyük duruşma günleri 50-60 milletvekili ile hep yanımızda oldu. Birkaç defa Kemal Kılıçaroğlu da geldi. Vatan Partisi’ndeki arkadaşlarımla da görüşüyorum. Ancak baraj sorunu olduğu kesin. Muhalefet bölünmemeli. CHP’de yanlış adamlar olabilir. Yanlış adamlar varsa CHP’nin içinde mücadele edip, o yanlış adamları sistemin dışına çıkarmak lazım. CHP’yi bölücülere, cemaatçilere teslim ederek Türkiye’yi bir yere getiremeyiz. Üst yönetimde bir takım yanlış kişiler olsa bile, CHP tabanı Atatürk ilkelerine bağlıdır.