Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Liu Zengxian, İstanbul Policy Center Araştırma Akademi Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Öğretim Üyesi Dr. Altay Atlı, Serbest Danışman ve EGİAD Üyesi Alptekin Aydın, Mazars Denge, Global Çin Hizmetleri Türkiye Koordinatörü Halil İbrahim Topal'ın konuk konuşmacı olduğu toplantıda, Çin'in kısa ve uzun vadedeki ekonomi politikaları ve Türk şirketlerin bu politikalardan nasıl faydalanabileceği, Çin ile iş yapmanın avantajları ve zorlukları, bu ülkeye yatırımlarda dikkat edilmesi gerekenler, Türk ve Çin şirketlerinin birlikte iş yaparken doğabilecek güven sorununu aşmaları için ne gibi önlemler alabileceği, Çin Sanayi 4.0, Çin Yeni İpek yolu projesi ve Made in China 2025 hakkında bilgilendirme ile Çin şirketlerinin Türk şirketleri ile yapabileceği potansiyel iş birlikleri masaya yatırıldı.
KonferansIN açılış konuşmasını yapan EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlter, Çin'in bugün küresel ekonominin en etkili aktörlerinden biri haline gelmiş dev bir ekonomi olduğuna işaret ederek, İpek Yolu'nun iki önemli ülkesi Çin ve Türkiye'nin birlikte hareket ederek 21. Yüzyılda daha büyük bir global pazar fırsatı yakalayabileceklerini belirtti.
Ardından söz alan Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Liu Zengxian, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gittikçe yoğunlaştığını, İpek Yolu Projesi sebebiyle de Çin Hükümeti'nin Türkiye'ye ayrıca önem verdiğini dile getirdi. Bu anlamda devlet başkanları ve bakanlar düzeyinde üst düzey temasların olumlu sonuçlarını gördüklerini ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
İstanbul Policy Center Araştırma Akademi Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Öğretim Üyesi Dr. Altay Atlı ise, yükselen büyük bir ekonomik değer olan Çin'in son zamanlarda nispeten daha düşük ekonomik büyüme oranlarına hakim bir döneme girdiğini anımsattı. Dr. Altay Atlı "İki haneli büyüme rakamlarının yerini, 'yeni normal' olarak nitelendirilen daha düşük bir ekonomik büyüme almıştır. Bu yeni modelde düşük maliyetli üretimden yüksek katma değerli üretime, inovasyona geçildi. Geleneksel sanayi kolları dönüşmekte, yüksek teknolojiye sahip sanayinin gelişimi için yapısal reformlara hız verilmektedir. Çin'in değişimi yönünde geçtiğimiz sene sadece araştırma ve geliştirme alanında 300 milyar dolar harcandığına dikkat çekmek isterim" dedi.
Çin'e ihraç edilen ürünlerin çeşitlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan konuşmacılar, Çinli firmaların Türkiye'de enerji, altyapı, turizm, finans ve bilişim teknolojileri gibi sektörlerde yatırım yapmalarının, dengesizliği her iki taraf açısından yarar getirecek şekilde düzeltilebileceğine inandıklarını, Türk ve Çinli şirketler arasında kurulacak ortaklıkların da bu gelişime ivme kazandıracağını düşündüklerini dile getirdi.