TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Türkiye’de 1 Haziran kontrollü sosyal hayat ile birlikte artmaya başlayan vaka sayıları dün itibariyle 6 binin üzerine çıkarak bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaştı.
Pandemide ikinci pikin grip mevsimine denk gelmesiyle vatandaşlar salgından korumak için grip aşısına yönelmişlerdi. Geçtiğimiz aylarda grip aşısına talepte patlama yaşanırken talebe yetişemeyen eczacılar büyük sıkıntılar yaşamışlardı. İlk parti grip aşılarının ülkeye girmesiyle birlikte Sağlık Bakanlığı bir açıklama yaparak e-Nabız üzerinden grip aşısı almaya uygun görülen kişilerin aşıyı olabileceği duyurmuştu.
Ancak 30 Ekim’de İzmir’de meydana gelen ve hemen ardından vaka sayılarının en azından 2 kat attı. Depremin ardından 10 binin üzerinde vatandaş kış koşullarında çadırlarda ve konteyner kentlerde yaşamak zorunda kalırken akıllara grip aşısı yapılacaklarla ilgili yeni sorular gelmeye başladı.
İzmi Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, grip aşısı önceliği konusunda İzmir özelinde yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini ve dışarıda kalan depremzedelere öncelik tanınması gerektiğini söyledi.
“ÇADIRDA KALANLAR İÇİN AYRI BİR RİSK GRUBU OLUŞTURULMALI”
Bugüne kadar 3 parti aşı geldiğini ve son parti aşılarında aralık ayının başında bir parti geleceğini belirten Sayılkan, “Son parti ile birlikte ülkeye toplamda 1 milyon 350 bin aşının tamamı gelmiş olacak. İzmir depreminden sonra zor günler yaşanıyor. İnsanlar çadırlarda kalıyorlar. Dışarıda kurdukları sobalarla ısınmaya çalışıyorlar. Bir grip aşısı önceliği olacaksa oralardan başlanması gerekiyor. Konteynırda ve çadırda kalan vatandaşlar için ayrı bir risk grubu oluşturulması ve isteyen vatandaşlara aşı vurulması gerekiyor. Biz Eczacı Odası olarak bu konuyla alakalı bir başvuruda bulunacağız. Ama ortada şöyle bir sorun var. Bu kişilere yetecek kadar grip aşısı var m? İzmir’deki mevcut aşılar şu anda konteynırda ve çadırda kalanlara yetmez” dedi.
“BAKANLIK AYRI BİR KRİTER KOYMALI”
Aşı sisteminde yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini belirten Başkan Sayılkan, “Şu nokta önemli. Mevcut sistemde grip aşısının paraya bile alınmadığı bir yerde bir kişi Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği risk grubunda değilse o aşıyı alma imkanı yok. Konteyner kentte UMKE’nin doktorları var. Oralarda kalan vatandaşlar için ayrı bir kodla işlem yapılabilir. Sağlık Bakanlığı’nın bu kişilerle ilgili ayrı bir kriter koyması gerekiyor. Mesela depremzede olup 50 yaşın üstündekilere aşı verilmesi gibi.Bunu değerlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİYDİ”
Başkan Sayılkan, depremin ardından, yetersizliği ile gündeme gelen grip aşılarının illere pay edilmesinde İzmir’e öncelik tanınması ve deprem de göz önünde bulundurulduğunda İzmir’e fazla aşı gönderilmesi konusunda, “Sorun şu ki İzmir depremi doğal afet kabul edilmedi ve burası afet bölgesi ilan edilmedi. Sadece bölgesel bir deprem gibi algıladılar. Burası afet bölgesi ilan edilseydi bu bahsettiğimiz şeyler olurdu. Biz ilaçları yıkılan binalarda kalan insanların işlerini bile 4-5 günde zor çözdük. Durum gerçekten vahim” ifadelerini kullandı.