Ege Postası
Geri

Egepostası sordu, Başkan Selvitopu yanıtladı!

​Görevinde 7’inci ayını geride bırakan Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu önümüzdeki dönemde hayata geçireceği projeleri, ilçede devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları, belediyenin mali yapısı ve siyasete bakışı üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Karabağlar’ın geldiği noktayı ve ilçenin geleceğini A’dan Z’ye masaya yatıran Selvitopu, Ankara’ya da önemli çağrılarda bulundu.
Egepostası sordu, Başkan Selvitopu yanıtladı!
Haberler / Yerel Politika
7 Kasım 2014 Cuma 12:37
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan ve mali yapısı nedeniyle zorlu bir süreçten geçen ilçede önemli adımlar attıklarını kaydeden Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ile ilçenin mevcut durumu ve geleceği hakkında makamında söyleşi gerçekleştirdik. Ege Postası İmtiyaz Sahibi Mithat Umutoğluları ve Erman Şentürk’e önemli açıklamalarda bulunan Başkan Selvitopu, Karabağlar’ın bir yıl içerisinde maddi açıdan güçlenerek sıkıntılarını aşacağını ve daha iyi bir noktaya geleceğini belirtirken, ilçeyi ilgilendiren ve merak edilen önemli gündem maddelerine değinmeyi de ihmal etmedi. Açılışı merakla beklenen yeni belediye hizmet binası için tarih veren Selvitopu, belediyenin maddi durumu ve göreve başladığı günden bu yana aşılan zorluklara, 5 yıllık yol haritası olan stratejik plan ve ilçenin geleceğini belirleyecek projelerine, kentsel dönüşümden İl Özel İdare mallarının paylaşım krizine, istifa dedikodularından siyasete bakış açısına kadar çok konuşulacak sözlerin altına imza attı.


 
 
“BEN OLSAM O BİNAYI ALMAZDIM”
Kaarbağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu en çok merak edilen konulardan bir tanesi olan ve geçtiğimiz dönemden bu yana çeşitli sıkıntılarla gündeme gelen belediyenin yeni hizmet binasıyla ilgili olarak, “Hizmet binamız bitmek üzere. Firma şu anda cezalı çalışıyor. Bir ay, en fazla bir buçuk ayda bitecek. Ben 2009’da da Karabağlar’da aday adayıydım. O zamanki programımda Dostluk Bulvarı üzerinde tam Karabağlar’ın ortasında hem bir meydan yaratmak, hem de sadece belediye binası değil, kamu kurumlarının orada binalarının yapılmasını sağlamak gibi bir planım vardı. Bana göre şu anda ne belediyenin, ne de Kaymakamlık’ın yer tercihi doğru değil. 2009’da yeni kurulan bir belediyeydik, yer de hesaplamıştık. Bizim de hedefimiz Kaymakamlık, belediye binası, vergi dairesi oraya kurulacaktı. Bu Karabağlar’da dönüşümü de sağlayacaktı. İlçeye faydası olacak bir projeydi” dedi ve hizmet binası için yer seçiminin yanlış olduğunu vurguladı.
 


“BAYRAMDA ÇELENK KOYACAK MEYDANIMIZ YOK”
Söz konusu projeden vazgeçmediğini belirten Karabağlar Belediye Başkanı Selvitopu, bir sonraki dönem için yeni bir belediye binası sinyali vererek, “Bundan vazgeçmiş değilim. Plan çalışmalarına başladık. İleriye dönük hedef belediyeye de, kamuya da bir meydan yaratıp oraya taşınmak. Şimdilik bu binayı kullanacağız, bir sürü para verilmiş, alınmış bir bina var. Ama ileriye dönük olarak, beş-on yıl sonraya böyle bir planımız var. Törenlerin, anmaların olduğu bir alan yaratmak istiyoruz. Şu anda bayramlarda ya Kaymakamlık’ın ya da bir okulun bahçesine çelenk koyabiliyoruz. Karabağlar’da bu anlamda bir sıkıntı var” diye konuştu.
 
“HİÇBİR ZAMAN ENKAZ ALDIK DEMEDİM”
Koltuğa oturduğu günden bu yana idarenin başlıca sorunu olan mali krizi aşmak için büyük bir çaba kaydettiklerini ve belediyenin bir yıl içerisinde düzlüğe çıkacağını vurgulayan Selvitopu, “Karabağlar’ın şöyle bir durum var, maddi olarak dar gelirli vatandaşların yoğun olarak yaşadığı bir ilçe. Şu anda nüfus olarak en büyük ilçeyiz ama, bütçe olarak en büyük değiliz. Gelir yönüyle bakarsak durum bu. Kentteki kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu bir alanda yaşamanın yarattığı bir sıkıntı var. Yeni kurulan belediye olmamızın avantajları ve dezavantajları var. İlçenin her şeyini yeniden almak zorundayız. Geçmişten gelen borcumuz daha az olabilirdi. O günkü çalışma koşullarıdır, bir şey diyemem. Belediyeler borçlu olabilir, kasalarında para olmaz. Çünkü belediyeler hizmet kurumudur. Kasasına para alması için kar etmesi lazım, ama belediyeler bu tarz kurumlar değil. Bugüne kadar, yok bu borç var, yok enkaz aldık şeklinde hiçbir şey söylemedim. O yönü ile bakmıyorum. Var olan borcu nasıl öderim, hizmeti nasıl yaparım. Bizim altı aydır arayışımız o” diyerek altı aylık süreci özetledi.


 
SENDİKAYA SİTEM ETTİ: GREV OLAYI HAKLI DEĞİLDİ
Başkan Selvitopu göreve başladığı ilk aylarda yaşanan işçi eylemleri ve maaş krizlerine de değinerek, önümüzdeki süreçte benzer bir durumun yaşanmayacağını söyledi ve şunları dile getirdi: “Belediyede iki gün grev gördüm. Taşeron olayını yaşadık, ama o bize mahsus bir şey değil. Ama grev olayı da çok haklı bir şey değildi. İki gün sonra maaşlar zaten yattı. Orada bir talihsizlik oldu, sendikacılara da söyledim. Bizim kasada para var da, işçiye vermiyoruz gibi bir durum olmadı.Kasada 300 bin liralık bir eksiğimiz vardı. Arkadaşlara da söyledim, Avans bırakalım dedim, olmaz dediler. Sonra bir araya gelip konuştuk. Yanlış bir olay olduğunu dile getirdim. Yanlış bir eylemdi. Bunları aştık. Şu anda şirket çalışanlarının geriden gelen bir maaşları var. Bu da bizden kaynaklanan bir durum değil. Onu da ilk fırsatta telafi etmeye bakacağız. Şu anda artık maaşlarda aksaklık olacağını zannetmem.”
 
“GELECEK DÖNEM BOL KESEDEN TOPLU SÖZLEŞME YOK”
Belediye şirketi KARBEL A.Ş.’nin kısa sürede yaşadığı toparlanma süreci ve gelinen noktayı henüz yeterli bulmadığının da altını çizen Selvitopu “istikrar” vurgusu yaparak, “Burada istikrarlı bir yapı oluşturmak istiyoruz. Piyasaya borçlarımız var. Alacakları var, peyderpey çözüyoruz. Ben şirketin geldiği noktayı henüz bir başarı olarak görmüyorum. Şirketin yeni hizmet binasında beşte bir hissesi vardı. Şirketin orada ne işi var. Meclisten bir karar geçirdik ve bu hisseleri belediye olarak satın alarak oraya bir kaynak aktardık. Şirketin bu yıl itibarı ile Maliye, SGK borçlarını Ağustos ayı itibarı ile tamamen sıfırladık. Öncekileri de yapılandırdık. 6,5 milyon TL de geçmişten gelen vergi borçları vardı, onları da torba yasa kapsamında yapılandırmaya soktuk ve  yavaş yavaş ödeniyor. 8,5 milyon TL banka kredisi kullanılmış, onu ödüyoruz. Şu anda şirketi belli bir istikrara kavuşturduk. Benim hedefim önümüzdeki dönemde topyekün bir istikrara kavuşturmak. Sendikacı arkadaşlara da demiştim, kamu şirketleri uzun vadeli istikrar sağlarsa, esas iş güvencesi odur demiştim. Şirket kendi ayakları üzerinde durabilirse o zaman iş güvencesi vardır. Bu ekonomiye bağlı bir olay. Bol keseden toplu sözleşme yapıp ücret dağıtmak iş değil. Bunu sendikacı arkadaşlarla da paylaştık. Kimin parasını kime veriyorsu? Burada popülist politikalara gerek yok. Ben de o konuda biraz ketum davranacağım. Bu çalışanın lehinedir. Çalışanların açısından, maaşların zamanında alınması, ödemelerin aksamaması ve kurum açısından da bu önemlidir” dedi ve gelecek dönemde kararlı adımlar atacaklarını belirtti.
 
“KİMSENİN İŞİNDEN OLMASINDAN YANA DEĞİLİM”
Önümüzdeki süreçte kadrosunu koruyacağını ancak çalışanlarla yola devam edeceğini de hatırlatan Başkan Muhittin Selvitopu, “Daha önce de belirttiğimi gibi, çalışmayan gidecek. Ama özel bir çalışmamız yok. Bunu önümüzdeki yıl da gözleyeceğiz. Belediye ve şirket bu yükü taşıyamaz noktada olursa, açık olmak ve tedbir almak zorundayız. İstikrar sağlamakla ilgili bu kararı vermek kolay değil, ama vermek zorundayız. Öyle bir noktaya da gelirsek, oturup onun değerlendirmesini yapmak zorundayız. Yoksa ben kimsenin işinden olmasından yana değilim” dedi.
 
“SADECE KARABAĞLAR’IN DEĞİL, TÜM TÜRKİYE’NİN SORUNU”
“Melih Gökçek yasası” olarak da adlandırılan bütçe kesintilerine değinen Karabağlar Belediye Başkanı Selvitopu, “Türkiye Belediyeler Birliği’nde de bunları sıkça konuşuyoruz ve çözüm için ortak karar bu konuda belirli hamleler yapılması. Mesela motorlu taşıtlar vergisinden belediyelerinden de pay alması gerekiyor. Bu yönde çalışmalar yapıyoruz ve hükümete öneriler sunulacak. Bu genel bir sorun, sadece Karabağlar değil, tüm ilçe belediyeleri bu sıkıntıları yaşıyor. Belediyelere nüfusa göre ve yüzölçümüne göre dağıtılan paralarda bir dengesizlik söz konusu” diye konuştu.


 
“6306 SAYILI YASA ANAYASAL OLARAK EŞİTSİZLİKTİR”
Sözlerinin devamında Karabağlar’In bir numaralı gündem maddesi olan kentsel dönüşüm faaliyetlerine de değinen ve hükümetin 6306 sayılı yasa kapsamında yaptığı dönüşüm çalışmalarının yükünü belediyelerin çektiğini belirterek sitemde bulunan Başkan Muhittin Selvitopu ayrıca, “Büyükşehir Belediyesi 5393 sayılı yasanın 73’üncü maddesine göre çalışmalar yapıyor. Sınırı belediye  belirliyor, meclis kararı alınıyor ve Bakanlar Kurulu bunu onaylıyor. Sonra da tüm yetki büyükşehir belediyelerine geçiyor. Bunun ilçe belediyesi ile ortak proje olarak da yapılmasına bir engel yok. 6306 sayılı yasada riskli alanlarla ilgili her türlü yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait. Belediye ruhsat veriyor ama hiçbir para alamıyor. Burada çantacılar diye piyasada bir şey yarattılar. Gidiyor yapıyı riskli alan ilan ettirtiyor sonra 6306 sayılı yasa ile dönüşüme sokuyor. Yıkıyor binayı, harç ödemeden bina yapıyor. Hatta gidip kulübeyi yıktırıp riskli alan ilan ettirip yeni  bina yaptırıp yeni bina dikenler gibi ilginç örnekler de var. Bu farklı kullanılıyor ve kötüye kullanılıyor. AKP’liler de olmak üzere çoğu belediye başkanı bundan şikayetçi. Bu bana göre, anayasal olarak da bir eşitsizlik. Öbür tarafta adam ruhsat alıyor, tüm vergileri ödüyor. Onun kabahati n? O da dayanıklı bina yapıyor, o da… Bunu devlet teşvik edecekse, yükünü belediyelere bırakılmaması lazım. Zaten belediyeler gelir açısından sıkıntılı” dedi.


 
BAKANLIĞA DÖNÜŞÜM TEPKİSİ: BÖYLE BİR KENTE BAKIŞ OLAMAZ
“Karabağlar Kentsel Dönüşüm Hak Arayanlar Derneği” çatısı altında örgütlenen ve kamuoyunda “Dönüşüm mağdurları” olarak da bilinen Cennetçeşme ve Limontepe halkının yaşadığı sıkıntıların merkezi hükümetin yerel idareyi yok sayan anlayışının bir neticesi olduğunu da sözlerine ekleyen Başkan Muhittin Selvitopu, “Bu tür projelerin merkezden yapılmasını kişisel olarak doğru bulmuyorum. Dönüşüm projelerinin mutlaka yerel yönetimler tarafından yapılması gerektiğine inanıyorum. Bu kentte bir büyükşehir belediyesi, bir ilçe belediyesi var. Bizim ne bu çalışmadan doğru dürüst bilgimiz var, ne büyükşehir belediyesinin bir bilgisi var. Ama 540 hektarlık alan topyekün değişiyor. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir anlayış, böyle bir kente bakış olamaz. Bu kentin planları var, şu var, bu var. Kentin içinde özerk bölgeymiş gibi tüm yetki bakanlığa gidiyor. O 540 hektar alan ayrı bir belediyeymiş gibi. Onun temizliğini, parkını, yolunu, bakımını yine biz yapıyoruz ama orada hiçbir yetkimiz yok. Bu da Türkiye’de merkeziyetçi anlayışın getirdiği bir sonuç. Yereli ciddiye almamanın bir göstergesi. Yereli tanımama anlayışının en belirgin ifadesi. Bu doğru değil. Bu anlamda sıkıntı var. Bizim ilçemizde bir bakanlığın yaptığı proje var, bir de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı proje var. Büyükşehir’in çalışmasında bir sıkıntı yok. Neden yo? Çünkü halkla birlikte yapıldı. Halka durumu biliyor, konudan haberdar. Bir ses seda çıktı mı şimdiye kadar. Dernek de kurulmadı, hiçbir şey de olmadı. Hatta ilk başlayacak proje. Bir iki aya kadar başlayacak. 2015’te bu proje start alacak. Bunun başarısı da katılımcı anlayışla, şeffaf ve açık olarak projenin yapılaması, uzlaşma sürecinin despotça bir yaklaşımla olmamasından kaynaklanıyor” dedi.
 
YETKİ BELEDİYEYE, DENETİM BAKANLIĞA
Selvitopu Ankara’ya kritik bir çağrıda bulunarak, dönüşüm kapsamında son olarak şunları söyledi: “6306 sayılı yasa 14 yasanın üzerindeydi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla bazı maddelerinin iptal edilmesi, o yasanın delik deşik olmasına sebep oldu. belki o kanun yeniden elden geçmesi lazım. Biz de şunu diyoruz, her iki yasa da aynı amaca hizmet ediyor. Bu iki yasayı tek kanun haline getirip, imar kanunu içerisine alınmalı. Bunları ayrı bir yasa ile yapınca çeşitli çelişkiler ortaya çıkıyor. Yetkiler belediyelere verilmeli, denetimi de bakanlık yapmalı. Ankara’dan ihaleyi alan bir firma gelmiş, orada bir çalışma yapıyor. Bakanlık yetkililerinin hiçbirisi ortada yok. Firma muhatap oluyor. Bu da vatandaşta endişe yaratıyor. Belki proje doğru. İkna ve uzlaşmaların süratli olması için yerel ve bakanlık bir arada çalışmalı. Vatandaş ne alacağını bilmiyor. Bu eksiklikler giderilmezse sıkıntı olur. Şu anda orada oturan her vatandaş dava açabilir. Uygulama yetkilerinin tamamen yerel yönetime verilmesi ve bakanlığın da destek sunması lazım.”
 
“MOBİLYAYI ÖN PLANA ÇIKARTACAĞIZ”
Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu,ilçenin bir diğer sıkıntısı olan işsizlik ve istihdam eksikliğine çare olacak çözümler için meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa çalışmalar içerisinde olduklarını söyledi ve “Geçen dönem mobilyacılar odası ile ortaklaşa hazırlanan bir çalışma vardı. İlçede mobilya üretimini ön plana çıkartacak bir projeydi, bunun için İZKA’dan destek istedik. Destek geldiği takdirde hemen bu projeye başlayacağız. Mobilya sektörüne mobilya yetiştirecek bir mobilyacılar okulu kurmayı planlıyoruz. Bununla ilgili en önemli eksiklerden bir tanesi, tasarım yani inovasyon dedikleri faktör. Mobilyacılarımız bu yönde önemli sıkıntıların olduğunu dile getiriyor. Halk eğitim ile birlikte açtığımız kurslar var. Mesleki eğitim konusunda belge vereceğiz. Değişik konularda kurslarımız açılmıştı, bunları mümkün olduğu ölçüde genişleteceğiz. Amaç değişik alanlarda eğitim vermek. Mesela bir evde hasta bakımı. Bu tür şeyleri yapacağız. Bu dönemde sosyal belediyeciliğe ağırlık vereceğiz. Mobilya ilçedeki en önemli sektörlerden bir tanesi. Herkes biliyor ama bunu bir etkinlikle gündeme getirmek, tanıtmak gerekiyor. Nadir yetişmiş mobilya ustalarımız var, kıyıda köşede kalmış. Çok yetenekli insanlar var. Bizim bu insanları ortaya çıkartmamız lazım. Yetişmiş ara eleman ihtiyacı çok” diye konuştu.
 
“İSTİFA VERECEK OLSAM NEDEN KOCAOĞLU’NA GİDEYİM'”
Hakkında çıkan istifa dedikodularına da gülerek yanıt veren Muhittin Selvitopu şöyle konuştu: “Bunun lafı bile geçmedi. Ben bunu nasıl konuşuru? Böyle  bir şey olur m? Benim elimi kolumu bağlayan yok. Sonra istifa ederken neden gidip istifamı Aziz Kocaoğlu’na vereyim'  Kaymakamlığa verirsiniz, bunun yolu var, yordamı var. Zaten bu şekilde yansıtılmasından doğru olmadığı belli. Benim girdiğim işte asla dönüşüm olmaz. Sonuna kadar elimizden geleni yapacağım. Borçsa borç… Ben Konak Belediyesi’nde olduğum dönemde bundan daha kötüsünü de gördüm. Siz istikrarlı bir tavır gösterirseniz, lüzumsuz harcamaları kısarsanız, harcamalarını kısarsanız, belediye bir yılda toparlanmaz ama bir buçuk yılda toparlanır. Binayla ilgili Aziz Başkan’dan yardım aldım. 52 sokak tadilatının ihalesi yapılmış, başvurdum, yüzde 75’ini Büyükşehir Belediyesi ödüyor. Yine Büyükşehir’e bir arsa devri yaptık, oradan da bir para geldi. Bunları toplayınca belediyemizin bütçesine bir girdi yaptık. Bunlar bize nefes aldırdı. Altı aydır biz herhangi borçlanma yapmadık. İşlerimiz yaptık. Arada sıkıntılar oldu ama normaldir. İki günde sıkıntı oldu diye bırakıp gidecek değilim. Bu dedikodular nereden çıktı onu da anlamadım… Hatta o gün meclise gittim, dördüncüyü istifayı da verdim dedim… Bunun partisi var, il başkanlığı var, konuşulacağı yer oralardır. Neden Aziz Başkan’a gideyim'” 
 
PARTİNİN İŞİNE KARIŞMAM, PARTİYİ DE İŞİME KARIŞTIRTMAM
“Belediye başkanı belediye başkanlığı görevini yapmalı” diyerek, siyaseti belediyeye sokmayacağını vurgulayan Başkan Selvitopu, “Parti örgütü ayrı bir yapılanmadır. Ben kalkıp ne oranın işine müdahale ederim, ne de yeri gelince tercihlerimi ortaya koyarım ama, yerel yönetimin parti ile iç içe olmasını doğru bulmuyorum.  Parti, parti görevini yapacak, belediye de belediye görevini… Arada iletişim yok mu, var… Grup başkanı partinin ilçe başkanıdır. Sorunlar neyse görüşülür karara bağlanır. Ben partinin işine müdahale etmem, benim işime de kimseyi müdahale ettirmem. İşin doğrusu budur. Önerileri görüşleri dinlersiniz. Ama belediye başkanı ilçeyi yönetiyor gibi olması doğru değil. Parti örgütünün kendi yönetimi var, kendi iradesiyle kararını alır. Tersine bu belediye için de geçerlidir” diyerek siyasete bakış açısı hakkında önemli mesajlar verdi.


 
“KOCAOĞLU’NUN ADAYLIK SÜRECİME ETKİSİ OLMADI”
Yerel seçimler öncesinde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun adaylığı konusunda kendisine destek verdiği yönündeki iddialara da yanıt veren Selvitopu şöyle konuştu: “Bunlar beni rahatsız etmez. Ben kendi yaptığıma bakarım. Farklı yorumlar olur, değerlendirmeler olur, buna da saygı duyarım. Adaylığımın Aziz Başkan ile hiçbir ilgisi yoktur. Adaylığımı geç açıklamamın sebebi de karar vermekte zorlanmış olmamdır. Siyasete uzak biri değilim. Parti örgütünü birçok kişiden iyi bilirim. 92’den beri siyasetin içindeyim. Ben iki defa önseçime katıldım. Bir tanesini de tek oyla kaybettim. 1999 ön seçimlerinde Narlıdere’de bir oyla kaybettim. Kim iki kere önseçime katıldı bilemem. Tepeden inme siyaset yapma tarzım yok. Aziz Kocaoğlu aday belirleme sürecinde desteklemiş olabilir, onu bilemem ama, adaylığımla hiçbir ilgisi yoktur. Genel Başkan’a gittiğimi söylemişlerdi, hiç görüşmedim dedim. Havaalanı karşılamasında, toplantıda karşılaştık ama oturup konuşmuşluğumuz yok.  Son gün Kocoağlu’na aday olacağım dedim. Kararlı mısın dedi, kararlıyım dedim. Peki sen karar vermişsin dedi, istifamı verdim, aday oldum. Sanki Aziz Başkan git aday ol dedi, ben de geldim aday oldum... Hatta Karabağlar’la ilgili olarak hiç de olumlu bakmadı. Aday olduktan sonraki süreçte parti örgütlerinin değerlendirmeleri farklı. Sonuçta ben de diğer adaylar gibiyim. Bu beşinci adaylığımdı. Kafamda belediye başkanlığı zaten vardı. Milletvekilliğini asla düşünmedim. Belediye başkanlığını düşündüm. Çünkü, bildiğim iş, burada faydalı olurum dedim. İnsanlar yapabileceği işe aday olmalı. Bir zararı olmaz faydalı olur.”


 
“BİZE GELE GELE MUHTARLIKTAN MASAYLA SANDALYE GELDİ”
Son olarak Bütünşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve İl Özel İdaresi’nin kapatılmasıyla birlikte CHP’li belediyelerin sıfır çektiği paylaşım krizinde Karabağlar Belediyesi’nin de nasibini aldığını belirten Başkan Muhittin Selvitopu, “Bize taşınmaz olarak Kavacık Köyü’nde muhtarlığa ait yerler geldi. Başka da bir şey yok. Bir de taşınır olarak da muhtarlığın masa sandalyesi bize geldi. Başka da bir şey gelmedi. Zaten bu köylerde ilçe belediyesi olarak bize bağlıydı. Bizim Karabağlar özelinde bize dönen bir şey yok. Burada esas durum Büyükşehir Belediyesi’nde. Ben Özel İdare mallarının Büyükşehir’e devredilmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin her yerinde Özelleştirme İdaresi tarafından satılan yerlerde gerekli araştırmanın yapılmasını, öncelikle kamu kurumlarının ihtiyacı varsa onlara verilmesi, ihtiyaç yoksa satılması gerektiğine inanıyorum. Yoksa gidiyor kamu kurumu kendisine yer lazımsa gidip kamulaştırma yapıyor. O para kimi? Halktan toplanan vergi. Bu noktada özellikle çalışma yapılması lazım” diyerek sözlerine son verdi. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası