Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi tartışmalara neden oldu. Eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un bu tartışmalar sürerken 24 Mart 2021’de katıldığı bir canlı yayında bir gazetecinin “Cumhurbaşkanı Montrö’yü feshedebilir mi” sorusuna, “Teknik olarak yapabilir” yanıtını vermesi tepkilere neden oldu. Şentop’un ifadesinin ardından Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın gittiği bir tarikat evinden sarık ve cüppeli fotoğraflarının ortaya çıkması tepki ve tartışmaları artırdı.
Bu tartışmalar üzerine 3 Nisan 2021 gecesinde Türk Deniz Kuvvetlerinden emekli 103 amiral ve 1 general “Emekli Amiraller Bildirisi” olarak bilinen bildiriyi yayımladı. Söz konusu bildiride “Sözleşmenin tartışma konusu yapılmasına neden olacak söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiği” belirtildi. 4 Nisan sabahı “Emekli Amiraller Bildirisi” gündeme oturdu. Bildiriye iktidar kanadı ile bazı muhalif partilerden tepkiler gelirken yurttaşların büyük kesiminden destek geldi.
Bildiriye tepkiler gelirken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün bildiriye imza atanlar hakkında Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçundan soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında emekli amiraller Ergun Mengi, Atilla Kezek, Alaettin Sevim, Ramazan Cem Gürdeniz, Nedir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç, Türker Ertürk, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünsal gözaltına alındı. Gözaltına alınan amiraller 13 Nisan’da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Geri kalan amiraller ise 16 Nisan ve 27 Mayıs’ta ifadeye çağrıldı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İSTİNAF BERAATİ ONAYLADI
Başsavcılık, 6 Aralık 2021’de 103 amiral hakkında söz konusu suçtan üçer yıldan on ikişer yıla kadar hapis cezası isteğiyle iddianame düzenlendi. İddianame Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nce onaylandı. Söz konusu davanın 20 Aralık 2022’deki karar duruşmasında, 103 sanık hakkında “suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle oybirliğiyle beraatlerine karar verdi. Kararın ardından dosya savcısı ve katılan Cumhurbaşkanlığı vekili “tüm sanıklar hakkında verilen hüküm yönünden” istinaf başvurusunda bulundu. İstinaf başvurusunu inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, başvuruya ilişkin kararını 21 Ekim’de açıkladı. Daire verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurularının “ayrı ayrı esastan reddine” karar verdi. Ayrıca daire itiraz yasa yolunun ve Yargıtay ilgili ceza dairesi nezdinde temyiz yasa yolunun açık olduğunu belirtti. (Atytunç Ürkmez/ Cumhuriyet)