Emekli-Sen İzmir Şubesi yöneticileri ve üyeleri Karşıyaka İZBAN önünde basın açıklaması yaparak hükümetten taleplerini dile getirdi.
Artık nutuk değil çözüm beklediklerini dile getiren emekliler İzmir’deki eylemde ayakkabılarını ve çoraplarını çıkartarak yalınayak protesto gösterisinde bulundu. Yürüyüş yapmak isteyen emeklilere polis izin vermedi. Protestocu emekliler basın açıklaması yaptıktan sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
Yoğun katılımın olduğu Emekli-Sen İzmir Şubesi adına basın açıklamasını Tüm Emekli-Sen Bornova Şube Başkanı Mehmet Düşünceli yaptı. Basın açıklaması şöyle:
Bilindiği gibi 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun tasarısı geçtiğimiz ay TBMM plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilerek Meclis Genel Kuruluna sevk edilmiş olup, tasarı üzerine Mecliste görüşmelere başlanmıştır.
Bir ülkenin gelirlerinin kimlerden nasıl toplanacağı, toplanan gelirden hangi kesimlere ne kadar pay ayrılacağının önceden belirlendiği bütçelerin, siyasi iktidarın hangi sınıfın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini gösteren, en somut ekonomik ve siyasal metinlerdir. 2018 bütçesine genel olarak bakıldığında, AKP nin, geçmişten bu güne kadar hazırlayıp sunduğu “emekçi ve emekliyi yok sayan, her geçen gün onları işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa” terk eden anlayışının daha da kalıcı hale getirilmiş belgesi olarak görülmektedir.
2018 bütçesi; 762 milyar 753 milyon TL. olarak bağlandı, bu bütçede 697 milyar TL. vergi toplanacağı ifade edilmektedir, bütçe açığı 66 milyar TL.dir.
2018 bütçesi, yüksek maliyetli borçlanmaların, yerli ve yabancı sermayeye daha fazla kaynak transferlerinin, askeri ve güvenlik harcamalarının merkezinde olduğu bir bütçe olarak dikkat çekiyor.
Milyoner kişi sayısı 2016 yılında 108 bin 864 iken bu yıl yani 2017 yılı Haziran sonu itibariyle 10 bin 49 kişi artışla 118 bin 913 kişiye ulaştığına tanık oluyoruz. Ayrıca 2018’de temel tüketim maddelerine yapılacak zamların otomatiğe bağlanması ve halkın ödediği dolaylı vergilerin belirgin bir şekilde artması kaçınılmaz görünüyor.
Yıl içinde iğneden ipliğe % 30-50 arasında her şeye zam yapılmıştır. Dolayısıyla açlık ve yoksulluk sınırları da günden güne artmakta ve 2017 sonu itibariyle:
Açlık sınırı; yeterli beslenme için aylık gıda harcaması 1.600.00 TL.
Yoksulluk sınırı ; Gıda, giyim, kira, elektrik, su, eğitim,ulaşım vb. 5.150.00 TL.
Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 1.960.00 TL.dir. Bu acı tablo da milyonlarca insanımızın açlık sınırı altında yaşadığını göstermektedir.
Bütçe kaynaklarını halkın, emekçilerin günlük yaşamını kolaylaştırmak yerine yerli ve yabancı sermayeye aktarmayı hedefleyen, her bakımdan sermaye güçlerinin çıkarlarını korumayı temel alan bir mantıkla hazırlanan 2018 yılı bütçe harcamaları iktidarın önceliklerini bütün açıklığıyla gösteriyor. 2018 yılında 2017 yılına göre; cumhurbaşkanlığı bütçesinin % 30, milli savunma bakanlığının % 40, içişleri bakanlığının % 25, jandarmanın % 41, emniyetin % 18, MİT’in % 17, diyanetin yüzde 13.20, milli eğitimin % 8, sağlık bakanlığının % 13.1 ve personel giderlerinin 21.7 artması bekleniyor”.
“SAVAŞ BÜTÇESİ”
Ayrıca, geçmiş yıllardaki bütçelerde yer almayan, ilk kez 2018 bütçe kalemleri içinde gösterilen ve Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) çerçevesinde yapılan köprü, tünel, otoyol ve şehir hastaneleri ile ilgili olarak hükümetin öngördüğü ve ‘garanti ödemesi’ olarak bilinen taahhüt miktarının ise şimdilik 6 milyar TL olarak belirlenmiştir.
Taahhüt miktarı dolara endeksli olduğu için 2018’de dolar kurunda yaşanacak muhtemel artışlar sonrasında halkın cebinden çıkacak olan ‘garanti ödemesi’ miktarının daha da artmasının kaçınılmaz göründüğünü ve dar gelirlilerin üstüne bir kambur daha eklenmektedir. “Bütçe artış oranları açısından 2017 bütçesi ile 2018 hedeflerini karşılaştırdığımızda ise karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor;
Örneğin MEB bütçesinde 2018 yılı için oransal olarak yüzde 8.80’lik bir artış hedeflenirken, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesindeki artış oranı yüzde 13,20. 2018 bütçesi açısından en dikkat çekici artış kalemleri ise savunma ve güvenlik harcamalarında. 2018’de Milli Savunma Bakanlığı bütçesi 2017’ye göre yüzde 41, Jandarma Genel Komutanlığı bütçesi yüzde 42 oranında arttırılıyor.
2018 yılında savunma ve güvenlik harcamalarındaki belirgin artış, Hükümetin OHAL koşullarını kullanarak hem içeride daha baskıcı ve otoriter bir yönetim sergileyeceğini, hem de dışarıda yeni ‘operasyon’ ve ‘işgal’ planlarını hayata geçirmek istediğini gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında, 2018 bütçesinin kelimenin tam anlamıyla bir ‘savaş bütçesi’ olarak hazırlandığını gösteriyor.
BÜTÇENİN YÜKÜ EMEKÇİNİN VE EMEKLİNİN SIRTINDA
2018 bütçesinde, tıpkı geçmiş yıllardaki bütçeler gibi, gelirlerin büyük bölümünün vergiler üzerinden halktan toplanması hedefleniyor, şöyle ki 2018 bütçe gelirlerinin yüzde 86’sını vergiler oluşturuyor. Toplanan verginin yüzde 60’ı dolaylı, yani tüketim üzerinden alınıyor. Türkiye’de vergi gelirlerinin önemli bir bölümünün toplam istihdamın üçte ikisini (yüzde 65) oluşturan emekçilerden karşılandığı dikkate alındığında 2018’de vergi yükünün yine emekçilerin sırtına yıkılacağı anlaşılıyor. AKP tarafından 2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı SGK ‘nun 55 maddesi gereği, emekli aylıklarının her yıl Ocak ve Temmuz aylarında TUİK tarafından, bir önceki altı aylık dönem için açıklanmış olan TÜFE artış oranı kadar arttırılması uygulamasına devam edilmektedir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı gibi, Ülkenin kalkınma ve büyümesinden biz emeklilere pay verilmemekte, ayrıca piyasadaki gerçek fiat artışlarını yansıtmayan ve de günlük yaşamımızın sürdürülmesinde hiçbir ilgisi olmayan onlarca sözde harcama kalemlerini kapsayan bu sahte ve de gerçekçi olmayan enflasyon rakamları ile emekli aylıklarımız günden, güne erimeye ve giderek yok olmaya devam etmektedir.
Bu da gösteriyor ki yaşam standardının iyileşmesi tek taraflı belirlenen ücretle değil, bir an önce Anayasada gerekli düzenlemenin yapılıp Emekliler Sendikasının statü yasasının çıkarılması ve Toplu Sözleşme masasına oturmaktan geçmektedir.
Toplam vergi gelirlerinin yüzde 60’a yakınını oluşturan ÖTV ve KDV’nin yanı sıra, artan oranlı vergi dilimi uygulamasının sürdürülmesi nedeniyle, 2018 ücret/maaş zamları daha ceplere girmeden buharlaşmış olacaktır.
2018 ÇOK ZOR BİR YIL OLACAK
Emekliler için 2018 yılında öngörülen zam oranları: SSK ve Bağ-Kur emekli maaşlarında Ocak ayı zammı % 3.36; temmuz zammı ise % 4.02 olarak belirlendi. Memur emeklileri için ise kamu görevlileriyle yapılan toplu sözleşme hükümlerine göre memur emekli aylıklarında ocak ayı zammı % 4, temmuz ise % 3.5 oranında belirlendi ve % 0.02 oranında enflasyon farkı verilmesinin öngörüldü.
2018 bütçesi, asgari ücretliler başta olmak üzere, işçilerin ve kamu emekçilerinin en temel ekonomik taleplerinin yok sayıldığı, emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını dikkate almayan bir bütçe olarak dikkat çekiyor. İktidarın 15 yıllık bütçe pratiğine baktığımızda, istihdama yeterli kaynak ayırmak, en azından asgari ücreti vergi dışı bırakmak, sürekli artan dolaylı vergileri azaltmak, temel tüketim mallarından alınan KDV’yi sıfırlamak, emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak ücret politikaları uygulamak (Artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son vermek) gibi bir derdinin olmadığı anlaşılıyor.
Hükümet yıl sonu enflasyon hedefini % 9.5 olarak belirlemiş olsa da (Aralık 2017 itibariyle %13 çıktı), 2018 başından itibaren temel tüketim mallarına yeniden değerleme oranında yapılacak ‘otomatik’ zamlar, 2018 yılının özellikle ücretli emekçiler açısından geçmiş yıllarla kıyaslanamayacak kadar zor geçeceğini gösteriyor
Biz emekliler olarak diyoruz ki; Bu bütçe zam zulüm bütçesidir ve asla kabul etmiyor siyasal iktidarı 12 milyon emekli adına haklarımız için örgütlerimizle toplu sözleşme masasına oturmaya çağırıyoruz.
TALEPLERİMİZ:
1-Savaş bütçesi değil, emekçi/emekliye bütçe,
2-Sadaka değil, maaşlarımızın sahte enflasyon oranları kadar arttırılması uygulamasından derhal vazgeçilmeli, büyümeden emeklilere pay verilmesi,
3-Tüm Emekliler Sendikası olarak taraf kabul edilmek, Toplu İş Sözleşme yaparak sorunlarımızın çözülmesinin sağlanması,
4- son çıkan 5510 sayılı yasada ortaya çıkan belirsizliklerin giderilerek, aradaki hak kayıplarının giderilmesi,
5-Temel Tüketim mallarından vergi alınmaması, alınan dolaylı vergilerin azaltılması,
6-Emeklilere 2 maaş tutarında ikramiye verilmesi,
7-Sağlıkta yapılan kesintiler kaldırılsın, erişilebilir sağlık hizmetleri sağlansın ve hastanelerde Geriatri klinikleri açılsın,
8-Her türlü kamusal ulaşımdan emekli ve eşleri ücretsiz yararlansın,
9-Emekli maaşlarının ülke koşullarına uygun, insanca yaşanacak düzeye çıkartılması için, gerçek bir “intibak yasası” derhal çıkartılmalıdır.
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz”.