İzmir'de yaşayan 50 yaşındaki doğuştan bedensel engelli Murat Duran, sahibi olduğu müzik merkezinde engeline aldırmadan hem geçimini sağlıyor hem de müzisyenlerle öğrencileri bir araya getiriyor.
Murat Duran, annesinin hamileyken kullandığı ilaçların yan etkileri nedeniyle el ve ayaklarını kullanamayacak durumda dünyaya geldi.
Doktorların "3-5 ay yaşar" dediği Duran, tedavi için gittiği Almanya'da bir yıl içinde ayaklarından dokuz kez ameliyat edildi.
Duran, bir süre özel protezlerle yürüyebilse de Almanya'dan dönmek zorunda kaldı, tedavisini yarım bıraktı ve engeliyle yaşamaya alışmak için mücadele verdi.
Murat Duran, yaşama tutunma çabasında küçük yaşlarda ağzıyla resim yapmaya başladı, ilk sergisini Almanya'da açtı.
Türkiye'ye döndüğünde resim yapmaya devam eden Duran, ekonomik özgürlüğünü kazanmak için özel durumunu da zorlamayacak bir iş aramaya başladı.
İş için birçok yere müracaat eden ancak olumlu yanıt alamayan Duran'a uzun uğraşları sonunda dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı Kemal Baysak aracılığıyla Bostanlı'da belediye için tahsis edilen bir yer, iş yeri açması için verildi.
Burada önce tablolarını satan ardından adını taşıyan bir müzik merkezi açan Duran, çok sayıda müzisyenin verdiği destekle bir eğitim yuvasına dönüştürdüğü merkezini 21 yıldır işletiyor.
Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezin müzik aletlerinin satışı ve kurs programlarıyla ayakta durduğunu belirterek merkez sayesinde kendi müzik yeteneğini de geliştirdiğini söyledi.
Murat Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim için hayaldi, destekle işimi kurdum, aşımı kazanıyorum. Müthiş bir hayat coşkusu. Yaşamak her şeye rağmen değer. Çok değerli öğretmenlerimiz var. 11 bine yakın öğrencimiz oldu. Yılda ortalama 90-100 öğrencimiz oluyor. Onların sanatın güzellikleriyle tanışmasını, müzik sayesinde motivasyonlarını artırmalarını sağlamaya gayret ediyoruz. Sanat kendi başına çok güzel bir olay. Sanatçı ruha sahip olduğumu düşünüyorum. 2 gün uzak kalsam cidden burayı çok özlerim."
"Sanatın girdiği yüreklere kötülükler girmez" düşüncesiyle çalışmalarını çocuklara odakladığını anlatan Duran, küçük yaştaki öğrencilerin engeliyle ilgili de sorular sorduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Bunlar o kadar mahzun ve güzel sorular ki... Ben onlara neden olduğunu, onların anlayabileceği bir dille anlatarak onları, acıma duygusunu yok ederek sevgiyle anlama moduna getiriyorum.
Bazen büyükler bile nasıl yaklaşacağını bilmiyor. Toplumumuz çok değerli yüreklere sahip ama biraz da eğitim olmalı. Engellilerimiz imkan tanındığında başarılarını sergileyebiliyorlar. Yeter ki engellilere engel olmayalım. Engellilerimiz acınarak yaklaşılma durumuna taviz vermesinler. Mücadeleci olmaları gerekiyor." (A.A)