Engin Altay, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Altay’ın konuşması özetle şöyle:
“Kara para ve uyuşturucu liginde Türkiye, gerçekten dünyanın merkezi olmaya yolunda hızla ilerliyor. Bugün demiş ki ‘Bay Kemal, PKK’nın şu kadar uyuşturucusuna el koyduk, yakaladık, bundan rahatsız’. Pes. Hep söylerim; Cumhur İttifakı’nda iki şey var. Birisi vatan, bayrak hamaseti. Birisi din, iman hamaseti. Bay Kemal neye üzülüyor biliyor musun Erdoğan? Bay Kemal, evlatları uyuşturucu bataklığında can çekişen annelerin feryadına üzülüyor. O annelerin gözyaşına üzülüyor. Bay Kemal, Türkiye’de uyuşturucunun çok yaygınlaşmasına, 10 yaşa, 11 yaşa kadar inmesine üzülüyor. 100 binlerce çocuğumuzun, 100 binlerce ailenin yaşadığı bu ıstıraba üzülüyor. Türkiye, kara para liginde gri listede. Uluslararası Maliye Eylem Gücü, Türkiye’yi gri listeye aldı. Niye? Şimdi Bay Kemal bir video yayınladı. Tam kadro, hop oturup hop kalkıyorlar. Niye kalkıyorsunuz kardeşim? Bay Kemal’in videosunda yanlış olan ne? Ailelerin feryadına, uyuşturucu bataklığında çırpınan gençlerin ıstırabına tercüman olması, bunun durdurulmasını, sonlanmasını istemesi, Bay Kemal’in asli görevidir. Kahraman polisimizi ve jandarmamızı kendinize kalkan yaparak da kusurlarınızı örtemezsiniz. Kusurlarınızı, kahraman polisimizin en başındaki memura, kahraman jandarmamızın en başındaki komutanına tweet attırarak da örtemezsiniz. Bay Kemal ‘Polis’ demedi Erdoğan. Bay Kemal ‘Jandarma’ demedi. Hiç demedi. Ne dedi? ‘Fotoroman Süleyman’ dedi. ‘Bütün suç örgütlerinin elebaşlarıyla resmin var’ dedi. ‘Cari açığı kapatmak için bu işlere göz yumuyorsunuz’ dedi. ‘Emniyet Genel Müdürü, Jandarma Genel Komutanı göz yumuyor’ demedi Bay Kemal. ‘Fotoroman Sülü göz yumuyor’ dedi. Siz şimdi bunların arkasına saklanarak, bunları kendinize kalkan yaparak kamu vicdanında aklanacağınızı mı zannediyorsunuz? Böyle bir şey yok.
Uyuşturucu baronunun parasını Türkiye’ye davet ederseniz baronu da davet etmiş olursunuz. Nitekim öyle yaptınız. Eskiden Türkiye, evet bu yeni bir şey değil, Türkiye eskiden bu konuda şöyle bilinen ülkeydi. Türkiye’nin güneydoğusundan uyuşturucu, Türkiye üzerinden Avrupa’ya, Amerika’ya giderdi. Eskiden Türkiye, uyuşturucunun transit geçtiği yerin adıydı. Şimdi Türkiye, uyuşturucu pazarı olan bir yerin adı. Bunu siz yaptınız. Nasıl yaptınız? Anlatacağım.
“FETÖ’NÜN HANGİ KADEMESİNDE OLURSAN OL, PARAN VARSA, AK PARTİ’DE DOSTUN VARSA DIŞARIDASIN, KORKMA. VALLAHİ UYUŞTURUCU İŞİ DE BÖYLE. İÇİŞLERİ BAKANI’YLA İLİŞKİSİ OLANLAR KORUNUP KOLLANIYOR”
Uyuşturucu ve kara para bir yere konarsa mafya için orası çekim merkezi oldu. Nitekim mafya da gelir, Türkiye’ye yerleşir. Yerleşti, yerleştirdiniz. Türkiye, mafyanın hesaplaşma arenasına dönüştü. Bunu görmüyor musunuz siz? Bayrak, vatan, din, iman edebiyatı yapmaktan Türkiye gerçeklerini görmez hale gelmişsiniz. Görüyorsunuz, görmemeniz mümkün değil. Bazılarıyla çok iyisiniz çünkü. Bu, tıpkı şuna benziyor. Ben hiç mücadele etmiyorlar demem. Tıpkı FETÖ’yle mücadele eder gibi bir kafayla mücadele ediliyor. FETÖ ile mücadelede AK Parti ritüeli nedir? Paran varsa, AK Parti’nin üst yönetiminde akraban varsa; FETÖ terör örgütünün hangi kademesinde olursan ol, paran varsa, AK Parti’de dostun varsa dışarıdasın, korkma. Vallahi uyuşturucu işi de böyle. İçişleri Bakanı’yla ilişkisi olanlar koruyup kollanıyor. Bakan kendi demedi mi? ‘Sezgin Baran Korkmaz’ı bir devlet operasyonuyla biz kaçırdık, Amerika’yı boşa düşürdük.’ Ne oldu? Sezgin Baran Korkmaz’ın mallarına tedbir kararı konulmuştu, kaldırttın. Yurt dışına çıkış yasağı vardı, kaldırttın. Biz sorunca, ‘bu devlet operasyonu, Amerika’yı boşa düşürdük’ dedin. Sezgin Baran Korkmaz Amerika’da. Niye yaptın? Sen Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına binersen ona yaptırım uygulayamazsın. Yemez kimse.
“ZİNDAŞTİ’Yİ SALIVEREN HAKİMLE İLGİLİ TÜRKİYE NE YAPIYOR? HAKİM SALIVERDİ, 3,5 SAAT SONRA TEKRAR YAKALAMA KARARI ÇIKTI. NE TESADÜF Kİ BU SÜREÇLE İLGİLİ 3,5 MİLYON DOLAR RÜŞVET HİKAYESİ VAR”
Sırbistan’da kırmızı bültenle aranan ülkenin en kanlı suç örgütü lideri Vukotic, İstanbul’da öldürüldü. Kim? Eli kanlı, kırmızı bültenle aranan bir suç örgütü lideri. Öldüren, bizim kahraman polisimiz falan değil. Bir mafya hesaplaşması var. Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gerasimov, Ataşehir’de öldürüldü. Antalya’da bir başka mafya lideri Nadir Salifov öldürüldü. İstanbul’un ortasında Gürcü ve İran uyruklu mensupları silahlı çatışmalar yaşadı. Afgan uyuşturucu baronları, bir uyuşturucu pazarına dönen Türkiye’nin, bu pazarın da merkezi olan İstanbul’da gerçekten dükalık kuruyorlar. Uyuşturucu dükalığı kuruyorlar. Kim? Afgan uyuşturucu baronları. Soruyorum Erdoğan, soruyorum Süleyman Soylu; Orta Doğu’nun en büyük uyuşturucu baronu kim? Onlar cevap vermez. Ben vereyim. Zindaşti. Zindaşti nerede? Zindaşti’yi salıveren hakimle ilgili Türkiye ne yapıyor? Hakim salıverdi, 3,5 saat sonra tekrar yakalama kararı çıktı. Ne tesadüf ki bu süreçle ilgili 3,5 milyon dolar rüşvet hikayesi var. Şu yargının, şu ülkenin geldiği yere bakın. Orta Doğu’nun en büyük uyuşturucu baronunu cezaevinden çıkarttırıp yollayan bir kafa mı Türkiye’de uyuşturucuyla mücadele edecek?
“BURHAN KUZU’NUN YAŞADIĞINI İDDİA EDENLER BİLE VAR”
Burhan Kuzu’nun ölümüyle ilgili bir sır perdesi var. Neden? Neden bu konuda kimse Burhan Kuzu’nun doğal yollardan öldüğüne inanmıyor? Hatta bir tık ileri götürelim. Burhan Kuzu’nun yaşadığını iddia edenler bile var. Bu kirli ilişkileri; şeffaf, demokrasinin tıkır tıkır ilerlediği bir devlette yapamazsınız.
“HARAÇ VE UYUŞTURUCU TİCARETİNE ADI KARIŞTIĞI İÇİN SINIR DIŞI EDİLEN AFGAN KÖKENLİ SANGAR AHMEDİ’NİN İSTANBUL’A GELİP LÜKS OTELDE KALDIĞINI, BOĞAZ’DA TEKNE TURU YAPTIĞINI BİLMEYEN BİR İÇİŞLERİ BAKANLIĞI OLABİLİR Mİ”
Sangar Ahmedi, İstanbul’da lüks otele yerleşip Boğaz’ın keyfini sürdü. Boğaz’da tekne turu yapıyor. Almanya’dan haraç ve uyuşturucu ticaretine adı karıştığı için sınır dışı edildi. Erdoğan, belki Süleyman Bey sana bu bilgileri vermiyordur. Ben vereyim. Haraç ve uyuşturucu ticaretine adı karıştığı için sınır dışı edilen Afgan kökenli Sangar Ahmedi’nin İstanbul’a gelip lüks otelde kaldığını, Boğaz’da tekne turu yaptığını bilmeyen bir İçişleri Bakanlığı olabilir mi? Türkiye’nin her yerinde gençlerimizi uyuşturucu bataklığında perişan edenler, bu adamlar. Bu adamları Türkiye’de ağırlayanlar, bunlar işte, Erdoğan’ın avanesi. Bunun çıkıp hesabının verilmesi gerekmiyor mu? Herkesin içi rahat olsun. Biz, bunların hesabını soracağız.
“YAKALANAN UYUŞTURUCU MİKTARI ARTTI DİYE EL OVUŞTURUYORUZ. BU, AYNI ZAMANDA TÜRKİYE’DE PAZARIN DA GENİŞLEDİĞİNİ, KULLANANLARIN SAYISININ DA ÇOK, ORANTI DIŞINDA ARTTIĞININ DA İŞARETİ”
Yakalanan uyuşturucu miktarı arttı diye el ovuşturuyoruz. Bu, aynı zamanda Türkiye’de pazarın da genişlediğini, kullananların sayısının da çok, orantı dışında arttığının da işareti. Erdoğan bugün de söyledi, ‘İşte şu kadar yakaladık’. Peki ne kadar yakalamadın? Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporu Erdoğan, bunu oku. Bu, bir başarı hikayesi falan değil. Sokakta yakala, önemli değil. Sen, bunun baronunun üstüne gitmedikten sonra sokaktaki satıcıyı, ayakçıyı yakalasan bana ne.
“82 MİLYAR 618 MİLYON DOLAR PARA, 2003-2022 ARASINDA NET HATA NOKSAN KALEMİ ÜZERİNDEN TÜRKİYE’YE GİRMİŞ”
‘Cari açığı kapatmak için kara para aklıyorsunuz’ dedi Bay Kemal. Şimdi Merkez Bankası rakamlarıyla bunu ispatlayacağım. 2008-2022 arasında maalesef TBMM’de sekiz defa varlık barışı kanunu yapıldı. Hiç unutmam, en son kanun teklifinde bir torbaya koydular bunu. 2016’da çıkarılan bu varlık barışında ne oldu biliyor musunuz? Bir madde eklendi oraya. ‘Bu paralar hakkında araştırma, soruşturma, kovuşturma, vergi incelemesi yapılamaz’ diye, kanuna AK Parti koydu. Niye? Ben söyleyeyim. Şimdi 2008, 2011, 2013, 2016, 2018, 19, 20 ve 2022’de varlık barışı kanunları geldi. AK Parti öncesinde, kaynağı belli olmayan para var ya eksi 2 milyar 157 bin. Varlık barışıyla başlamış bu arkadaşlar. 2022 Ocak-Ağustos, 28 milyar 307 milyon dolar, Merkez Bankası envanterinde kayıt dışı para görünüyor. Bu kara para. Kaynağı belli olmayan döviz girişi. Toplamı söyleyeyim; 82 milyar 618 milyon dolar para, 2003-2022 arasında net hata noksan kalemi üzerinden Türkiye’ye girmiş.
“DAVA AÇACAĞIZ DEMİŞLER. AÇMAZSANIZ NAMERTSİNİZ. UYUŞTURUCU TİCARETİNİZİ MAHKEMELERDE NASIL BELGELERLE, EMEKLİ POLİSLERİN İFADELERİYLE NASIL ORTAYA KOYACAĞIMIZI DA HERKES GÖRÜR”
Bay Kemal’i eserek, gürleyerek korkutamazsınız. ‘Dava açacağız’ demişler. Açmazsanız namertsiniz. Uyuşturucu ticaretinizi, mahkemelerde nasıl belgelerle, emekli polislerin ifadeleriyle nasıl ortaya koyacağımızı da herkes görür.
“TÜM BAKANLIK MENSUPLARINI DUYARLI OLMAYA, DEVLETİN KOLLUĞU OLDUĞUNU UNUTMAMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
İçişleri Bakanlığı’nın ‘Suçişleri Bakanlığı’na dönüştürülmesine karşı tüm Bakanlık mensuplarını duyarlı olmaya, devletin kolluğu olduğunu unutmamaya çağırıyoruz. Böyle bir şey olamaz. Bütün milletin can ve mal güvenliği size emanet kahraman polisimiz, sakın kanunsuz emir dinlemeyin. Biz, ‘Suçişleri Bakanı’ diyoruz, ama ‘Suçişleri Bakanlığı’ demiyoruz. Biz, Süleyman Soylu’yu hedef alıyoruz. Biz, Erdoğan’ı hedef alırız. Devleti hedef almayız. Devlet bizim, 85 milyonun. Hasbelkader Erdoğan yönetiyor.
“MUHALEFETİN DİNLENDİĞİNİN AÇIK BİR İTİRAFIDIR, BİR SKANDALDIR”
Genel Başkan’a, ‘Ses kaydı çıkarsa ne olur’ diyor Soylu. O ses kayıtlarının sende olduğunu biliyoruz. Yollamazsan namertsin. Muhalefetin dinlendiğinin açık bir itirafıdır, bir skandaldır. Vakti zamanı geldiğinde bu işlerin hesabı sorulur.”