Ege Postası
Geri

Enkazlar kalktı mağduriyetler ortaya çıktı

Büyük acıların yaşandığı 30 Ekim depreminin ardından 1 yıl geçti. Depremin bir yılı geride kalırken süreçte depremzedelerin, mağduriyetlerinin giderilmesi için pek çok talebi olmuştu. Taleplerin bir kısmı karşılanırken bir kısmı da yanıtsız kalmıştı. Deprem sonrasında geçen sürede depremzedeler neleri talep etti, merkezi iktidar ve yerel yönetimler mağduriyetlerin giderilmesi noktasında ne kadar başarılı oldu?
Enkazlar kalktı mağduriyetler ortaya çıktı
Haberler / İzmir
30 Ekim 2021 Cumartesi 10:03
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- 30 Ekim 2020’de Ege Denizi’nde Seferihisar açıklarından meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremde 118 kişi hayatını kaybederken 17 bina da yıkılmıştı.

Depremin ardından gerek yerel yönetimler gerek merkezi iktidar gerekse sivil halk seferberlik duygusuyla hareket etti. Enkazlar 5 gün içerisinde kaldırılırken ilk gün depremden etkilenen vatandaşlar için kentin birçok noktasında çadır kentler kuruldu.

Deprem esnasında maddi ve manevi büyük kayıplara uğrayan depremzedelerin esas mağduriyeti ise depremin ardından gün yüzüne çıkmıştı. 

DEPREMZEDELERE DASK MAĞDURİYETİ

Depremin ardından depremzedelerin ilk mağduriyeti Doğal Afet Sigorta Fonu (DASK) konusunda yaşanmıştı. Mevzuatlara göre; evleri depremde orta hasar ve ağır hasar gören veya yıkılan ev sahipleri DASK tan faydalanma ve yasal tenzilat yapılarak tazminat talep hakkına sahiptir. Ancak DASK, evleri hafif ve orta hasar gören evler için sigorta ödemezken ağır hasarlı binalar için de ödenmesi gereken tutarın çok daha altında bir meblağ ödemişti.

DASK, orta ve birçok ağır hasarlı binanın sigorta ödemesinin yapılmamasının gerekçesi olarak ise konutların depremde değil, depremin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkılmasını göstermişti.

Fon, hasar gören birçok konut için yalnızca yaklaşık 15 bin lira tadilat ve boya badana ücreti ödemişti. Öte yandan fon, sigorta ödediği konutlar için ise ödemesi gereken meblağın çok daha altında bir meblağ ödemişti. 

Depremin ardından ayrıca hasar durumları değişen konutlarda da ödeme mağduriyeti yaşanmıştı. Hasar durumunun itiraz üzerine artması halinde ödenmesi gereken tutarın da arttırılması gerekirken, sigorta şirketleri tarafından hasar tespiti hususunda tek yetkili kurum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen raporlar baz alınmayıp gereken ödemeler yapılmamıştı.

Mevzuat engellerinden biri de 7269 sayılı Kanun maddesi olmuştu. Kanun gereği evi yıkılan depremzedelere kredi desteği verilmesi için DASK yapma zorunluluğu, aynı ilçede  aynı türde (konut veya işyeri) ikinci evi olmaması koşulları depremzedelerin mağduriyetlerini bir kat daha artırmıştı.

DEPREMZEDELERİN EŞYALARI ÇALINDI

Depremin ardından depremzedelerin yaşadığı bir diğer sorun da eşya ve kira yardımları olmuştu. Evleri ağır hasar gören depremzedelerin bir bölümüne eşyalarını almak için süre tanınmazken bazılarına da yalnızca 15 dakika verildi. Bu süre içerisinde önemli eşyalarını alamayan birçok depremzede, maddi açıdan büyük sıkıntılar yaşamıştı. Eşyalarını alamayan depremzedelere 30 bin lira eşya yardımı yapılacağı söylenmiş ancak birçok depremzede bu destekten faydalanamamıştı. Enflasyon ve ev eşyası fiyatları düşünüldüğünde ise 30 bin liralık yardım, depremzedelerin eşya masraflarının yanında yetersiz kalmıştı. Öte yandan; depremde evleri özellikle orta dereceli hasar gören depremzedelere de eşyalarını almaları için 1 saat müddet tanınmış ve bu kişilere 1 saatlik süre tanındığı için 30 bin liralık eşya desteği sağlanmamıştı. 1 saat içerisinde yalnızca özel eşyalarını alabilen ve beyaz eşya, koltuk ya da yatak gibi eşyalarını alamayan depremzedeler büyük bir maddi yükün altına itilmişti. 

Ayrıca, 7269 sayılı Kanun kapsamında depremzedelere kiracı veya malik olmasına göre değişen oranda ortalama 2.500-TL- 13.000-TL arasında değişen nakdi yardım  yapılmıştır. Bina sahipleri hem taşınma hem yeni eşya almak zorunda kalmış yüklü maliyete katlanmıştır. Hasar görmeyen binaların yoğun talep üzerinde kira  artışı yaşaması da diğer bir mağduriyet kaynağı olmuştu. 

Depremin ardından enkazların kaldırılması ve kontrollü yıkımların başlamasıyla birlikte deprem felaketiyle bir kez yıkılan depremzedelere bir de hırsızlık darbesi gelmişti. Binlerce depremzede enkazlardan çıkarılan özel eşyalarını bulamazken riskli binalarda güvenlik olmaması nedeniyle birçok binadan özel ve ziynet eşyalar çalınmıştı. Aynı sorun, kontrollü yıkım yapılan alanlarda da yaşanmış ve binlerce depremzede var olan mağduriyetlerinin üzerine bir de hırsızlık vakalarıyla mağdur olmuşlardı.

PROJE ALANI MAĞDURİYETİ

Depremin ardından yaşanan bir diğer mağduriyet de proje alanlarında olmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın depremin ardından Bayraklı’da belirlediği 7 adet proje alanında kat sayılarının düşürülmesi ve evlerin metrekarelerinin düşürülmesiyle depremzedeler bir konut mağduriyeti daha yaşamışlardı.

Proje alanlarına dahil edilen konutların kat sayıları 8’den 5’e düşürülürken dairelerin büyüklükleri ise 70 metrekare ile sınırlandırılmıştı. 

Duruma tepki gösteren proje alanı mağduru depremzedeler, yaptıkları basın açıklamasında depremzedelerin kanunlarla ayrıştırıldığını, kiminin kentsel dönüşüm kanuna bazılarınınsa afet kanuna tabi tutularak ayrıştırıldığını belirtmiş ve “Deprem anında yıkılan ve acil yıkılacak statüde olan apartmanlar, 7269 sayılı Afet Kanunu’na tabi olurken diğer binalar 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’na tabi olmuştur. Bu ayrım ne açıdan önemli? 6306 sayılı kanuna 2019 yılında eklenen 6A maddesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geniş ve tek elden yetkiler verdiğini biliyoruz. 6269 sayılı kanuna tabi olunsa, tüm vatandaşlar, gerek sosyal yardımlar gerekse binaların yeninden yapılması durumunda AFAD eliyle İçişleri Bakanlığı’na tabi olacakken şimdi bazı vatandaşlar, 6306 sayılı kanuna tabi olarak ayrışmışlardır” demişlerdi.

Depremde evleri yıkılan veya hasarlı olan depremzedeler, 6 Temmuz tarihinde Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne taleplerini ve sorularını içeren dilekçe vermişlerdi. 

EMSAL ARTIŞI TALEBİ

Depremin ardından yaşanan bir diğer mağduriyet de yıkılan binaların yeniden inşası noktasında kendini gösterdi. Yıkılan ve yeniden evleri yapılacak olan binlerce vatandaş yeni imar kanunu engeline takılırken yeniden inşa edilecek yapıların metrekare ve katlarında sınırlamalara gidilmişti.Hali hazırda maddi ve manevi kayıplar yaşayan depremzedeler, evlerinin yeniden inşasında yeni imar yönetmeliğinden kaynaklı yaşadıkları hak kayıplarının tolere edilmesi için yaklaşık 1 yıl boyunca yüzde 30 emsal artışı talep etmişlerdi.

Süreçte, emsal artışında yetkinin belediyelerde mi yoksa bakanlıkta mı olduğu tartışmalarının ardından geçtiğimiz haftalarda, İzmir Büyükşehir Belediyesi, ağır ve orta hasarlı binalar için parsel bazında yüzde 20 ada bazında yüzde 30 emsal artışı kararı vermişti.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası