Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki 12. Büyükelçiler Konferansı'na katıldı.
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"Virüs salgını üstü örtülen birçok çarpıklığın ortaya çıkmasına vesile oldu. Ekonomik bakımdan çok güçlü ülkelerin sağlık sistemlerinin ne kadar zayıf olduğunu pandemi sürecinde gördük. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği avantajları en verimli şekilde kullandık.
Salgında insanlarımızı sahipsiz bırakmadık. 141 ülkeden 100 bine yakın vatandaşımızı aileleriyle buluşturduk. Sadece sınırlarımızda bulunan vatandaşlarımızı değil yurtdışında yaşayan insanlarımızı da sahipsiz bırakmadık.
"DÜNYA YOL AYRIMINDA"
Mücadelemiz henüz bitmiş değil. Hastalığın devam etmesi bekleniyor, ne zaman biteceği belli değil. Salgını kendi özgün politikalarımız çerçevesinde yönetiyoruz. Son haftalarda vaka sayısı ürkütücü boyutlara ulaştı. Karamsarlığa kapılmadan hareket ediyoruz. Salgınla birlikte dünyanın yeni bir yol ayrımına geldiğini görüyoruz. Uluslararası kuruluşlar yeni dönemi okumakta etkisiz kalıyor.
"KENDİ GÖBEĞİMİZİ KESİYORUZ"
Dış politikada adımlarımızı atarken pergelin ucunu milletimizin çıkarlarına sabitliyoruz. Kadim değerlerimizden taviz vermeden milli menfaatlerimizi savunuyoruz. Dış politikada milletimizin çıkarları için kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz.
Suriye'de sadece teröristleri sınırlarımızda uzaklaştırmakla kalmadık, 411 Suriyeli kardeşimizin de memleketlerine dönüşünü temin ettik. İdlib'de ki varlığımız ile büyük bir göç dalgasının ve insani dramın önüne geçtik. Libya'da Trablus'un düşmesine engel olduk. Siyasi çözüm umudunun oluşmasında Türkiye'nin katkısı büyük.
AB'nin Türkiye'yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten vazgeçmesini istiyoruz. Türkiye sadece kendi çıkarları için değil dost ve kardeşlerinin hukukunu savunmak için de güçlü olmak zorundadır. Doğu Akdeniz'deki her türlü gelişmenin yükünü taşıyan ülkemizin, doğal kaynaklar söz konusu olduğunda yok sayılmasına rıza gösteremezdik.
KARABAĞ'DAKİ GELİŞMELER
Azerbaycan topraklarının işgal edilmesine sessiz kalamazdık ve kalmadık. Şu anda Afganistan'da, Azerbaycan'dayız nede? MİNSK Üçlüsü her türlü ihtimallerle bizim Azeri kardeşlerimizi "kaçkın" yaşattı. Toprakları işgal altında olduğu için kendi topraklarında değil merkeze gelmek zorunda kaldı. Dün Şuşa'nın işgalden kurtulmasıyla sevincimiz ve umudumuz artmıştır.
Türkiye'nin sınır dışı ettiği yabancı terörist savaşçıların Batılı ülkelerde elini kolunu sallayarak eylem yapmalarını anlayamıyoruz. İslam düşmanlığıyla mücadele etmek, hem inancımızın hem de yurtdışındaki vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir.
Bürokrasimizin eski hantal vatandaşa tepeden bakan tavrına son verdik. Devletimizin kapılarını siyasi, etnik ve dış görünüşü ne olsun insanlarımızın tamamına yaklaşma kararı verdik. Herkesten iş ve insan odaklı bir tavır bekliyoruz. Yaşadığı halkın arasına girmeyen kendini sefarete ve resepsiyonlara hapseden bir anlayışın başarı şansı yoktur."