Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin hiçbir zaman Türkiye’de barıştan yana olmadığını söyledi.
Malatya'da toplu açılış töreninde halka hitap eden Başbakan Erdoğan, CHP liderinin zalimden yana olduğunu ifade ederek, “Bizim Türkiye sevdamız var. Bizim millete sevdamız var. Türkiye’yi büyütmek, Türkiye’yi yüceltmek, kardeşliğimizi daha da pekiştirmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. İçeride kardeşliğimizi yücelteceğiz, dışarıda da kardeşlerimize sahip çıkmaya, dostlarımızla dayanışmaya, Hakkı söylemeye, Hakkı savunmaya devam edeceğiz. Biz her anlamda ilkelerle hareket eden bir hükümetiz. Çıkmış, şu CHP’nin genel başkanı diyor ki, ‘Bu Başbakan barıştan yana değil’ diyor ‘Savaştan yana’. Bak bunu bana söyleyemezsin. Önce, sen zalimden yanasın. 110 bin benim Suriye’deki kardeşimi öldüren zalimle berabersin. Zulüm ile abad olunmaz. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.” dedi.
“Zulüm ile hareket edenler onlardandır ve Suriye katilini, zalimini kendi milletvekillerini göndermek suretiyle onu moralize eden ki? CHP’nin genel başkanı. Sen misin barıştan yan? Eğer sen barıştan yanaysan yandık. Reyhanlı’da 53 kardeşimiz şehit edildi, ağzını açıp da bir kelam edemedin. Çünkü, o kardeşlerimizi şehit eden emrin rehberleri ile senin milletvekillerin beraberdi. CHP, hiçbir zaman bu ülkede barışın yanında olmadı. Hep zulmün yanında oldu. Hep zulüm etti.” şeklinde sözlerini sürdüren Erdoğan, tek partili döneme bakıldığında zulmün görülebileceğini vurguladı.
Suriye’de ve Mısır’daki halkın yanında olduklarını belirten Erdoğan, “Rabia Meydanı’ndaki demokrasi isteyenlerin, halkın iradesine saygı isteyenlerin yanındayız. Biz darbelerin karşısındayız. Dolayısıyla, bak aynı CHP şimdi darbecilere adamlarını gönderdi. Şecaat arz ederken bunlar sirtakin söylüyorlar.” dedi.
Türkiye hava sahasını ihlal eden Suriye helikopterinin düşürülmesi konusunda CHP liderinin açıklamalarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi; “Bizim uçağımız uluslararası sularda hukuksuzca düşürüldü. Suriye rejimini değil kendi devletini itham ettiğini göreceksiniz. 110 binden fazla insan hayatını kaybetti. 7 milyon insan göçmen durumuna düştü. Suriyeli kardeşlerimiz için 2 milyar dolar harcama yaptık helali hoş olsun. Biz mazlumun mağdurların yanındayız. Biz onları o bombaların altında mı bırakacaktık. Kapılarımızı açtık. Anamuhalefet lideri bu cinayetler karşısında bir kez olsun samimi bir açıklama yapmadı. Katil Suriye rejimin sırtını sıvazlayıcı kelimeler kullandı. Gereken neyse onu yapacaktık ve yaptık. Nerede diktatör zalim varsa CHP orada, nerede kan akıtan varsa biz onun karşısında olduk. Dış politika bu CHP’nin boyunu aşacak bir meseledir. İç politikada varlık göstermeyen dış politikada da göstermez. SSK’yı yönetemeyenler Türkiye’yi yönetmesi mümkün müdür. Biz bu beyfendinin SSK genel müdürlüğünde çektiğimizi biliriz. Hastane kapılarından çektiğimiz çileleri biliriz. Bunların geçmişlerinde gazyağı kuyrukları vardı. Bunların lafına bakmayın. Bu iş laf işi değil, icraat, icraat. Bu iş yürek işidir, ilke işidir. Biz dünyanın her ülkesiyle, dünyanın her lideriyle muhatabımız olan her yöneticisiyle diplomasi kuralları içerisinde irtibat kurarız. Ama kendi halkına silah doğrultan, kendi halkının kanını akıtan, halkının tercihlerini, zalimlere karşı da hiç çekinmeden doğruyu söyleriz. Biz tarihimizden böyle öğrendik. Ecdadımızdan böyle gördük. Biz bölgemizde barış istiyoruz, huzur istiyoruz. İstikrar istiyoruz. Bütün çabamız gayretimiz bölgede huzuru barışı istikrarı tesis etmek inçidir. Bu bölge ne kadar huzur içinde olursa Türkiye de o kadar huzur içinde olur. Bundan hiç endişeniz olmasın.”
CHP liderine Çanakkale Savaşı’nı hatırlatan Erdoğan, “Tarihten haberin yok belki Çanakkale’ye gidip bir kere kabir ziyareti yapmamıştır. Spor bakanlığımız gençliğimizi Sarıkamış’a, Çanakkale’ye götürüyor. Biz bu ruhu gençliğimize vereceğiz. Biz tencere tavacı yetiştirmeyeceğiz. Biz elinde molotof kokteyleri dolaşan bir gençlik yetiştirmek istemiyoruz. Elinde bilgisayarı olan yarınların güçlü ve inançlı bir neslini yetiştirmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Eğitimde yaşanan katsayı meselesine değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı; "Girdiler, kat sayısı diye bir şey çıkardılar. Olur mu böyle şey y? Birisi liseye gidiyor, birisi meslek lisesine. Niye koyuyorsun buraya kat sayıyı kardeşi? İmtihana girecek, bırak kazanırsa kazandığı yere girsin y? Nedir bu enge? Ayağına bağlıyor bir tane kayayı ‘Koş’ diyor. Nasıl koşayım y? Ne old? 4+4+4, yani 444 kod numarasını getirdik ve bu işi bitirdik. Şimdi, bütün yavrularımızın önü açık. Yarışın. Kim nereyi kazanıyorsa buyursun oraya girsin. Oldu m? Kızımız da erkeğimiz de, başı açığı da başı örtülüsü de. Bunlar birbirlerinin kardeşleri ya. Gençlerimizin arasına fitne tohumları ektiler. İşte bu iktidar bu fitne tohumlarını da ortadan kaldırdı. El ele yürüyeceğiz, omuz omuza yürüyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, Türkiye olacağız. 76 milyon, etnik kökeni, inancı, mezhebi ne olursa olsun bizim nazarımızda sadece insandır. Söylüyoruz ya, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazıyla, Boşnakıyla, Alevisi, Sünnisi aklınıza ne gelirse yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Böyle seveceğiz, sevmeye devam edeceğiz. Biz insanı yüceltmeye, önce insan demeye, Şeyh Edebali gibi ‘İnsanı y aşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla, devleti arkaya aldık, insanı öne çıkardık. Çünkü, önce insan."