AK Parti’nin siyasi tarihinde önemli olaylardan biri olarak yer alacak 29 Nisan MKYK’sında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, il ve ilçe başkanı atama yetkisini devretmek zorunda kalmasının yol açtığı sıcak tartışmaların hemen ertesinde dünkü grup konuşmasında yaptığı çıkış Ankara kulislerini yeniden hareketlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün yaptığı "Önemli olan bugün bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi unutmamız" sözleri de "Başbakan'a bir mesaj mı" sorusunu gündeme getirdi. İki gündür süren açıklamalar üzerine siyasette tüm gözler saat 18.00'de yapılması planlanan toplantıya kilitlendi. Başbakan Ahmet Davutoğlu saat 18:28'de Başbakanlık Konutu'ndan çıkış yaptı. Türkiye'nin dikkatle izlediği görüşme saat 18:40'ta başladı, 20:20'de sona erdi.
Görüşmenin ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, Beştepe'den ayrıldı.
Başbakan Davutoğlu saat 18:28'de Başbakanlık Konutu'ndan çıkış yaptı.
"OLAĞAN BİR GÖRÜŞME"
Görüşmenin bir gün önceye alınması bazı tartışmalara yol açtı.
Görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından "Açıklama yok. Haftalık olağan kabul sona erdi" şeklinde açıklama geldi.
DAHA ÖNCE NELER YAŞANMIŞTI
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun MKYK’da yaşanan gelişmelerin ardından dün parti grubunda herkesi şaşırtacak kadar kısa konuşması ve sitem dolu sözler sarf etmesi, siyaset kulislerinin en önemli konusu oldu. Özellikle şu iki cümlesi tüm konuşmasının önüne geçti: “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim. Ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam.”
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtarlar toplantısında yaptığı açıklamalar da siyasi kulislerde "Bu sözler Davutoğlu'na mesaj mı" sorusunu gündeme getirdi. İki gündür süren açıklamalar resmi açıklamalar görüşmenin olağan olduğunu bildirse de siyasette tüm gözler akşam saat 18.00'de Beştepe'de yapılacağı duyurulan ancak 18:40'ta başlayan Cumhurbaşkanı-Başbakan zirvesine kilitlenmiş durumdaydı.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ'
Herkes Başbakan’ın grup konuşmasındaki sözlerinin gerisinde geçen cuma günkü MKYK’da yaşananlardan duyduğu üzüntünün yattığı konusunda hemfikirdi. Ardından dikkatler dün için önceden planlanmış olan ancak başlangıç saati öne çekilen AK Parti’nin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına çevrildi.
Davutoğlu saat 15.00’te başlayan toplantının açılışında, “Cuma günü MKYK’da konuşulanları burada tartışmak istemiyorum. Ama şunu bilin ki hiçbir ortamda, hiçbir platformda, partime ve Cumhurbaşkanımıza zarar verecek tek kelime etmem, etmedim de” dedi. Davutoğlu, ardından tartışma konusu yapılan 15 il ve ilçe başkanının görevden alınmasının gerekçelerini Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş’ın anlatmasını istedi. Ataş, görevden alma nedenleri konusunda MYK’ya bilgi verdi.
AK Parti'deki gelişmeler nereye gider
İSTİFA YOK, NAZİK ÜSLUP
Bu toplantının hemen ardından Davutoğlu’nun MYK’da ‘Cumhurbaşkanı’yla perşembe günü görüşeceğim, kararımı o zaman vereceğim” dediği, hatta istifaya hazırlandığı iddiaları olağanüstü bir hareketliliğe yol açtı. Ancak toplantıya katılan MYK üyeleri bu iddiaları doğrulamadılar. Bununla birlikte, aynı MYK kaynakları, bugün Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında Beştepe’de yapılacak olağan görüşmenin iki siyasetçinin ilişkisinin bundan sonraki seyri açısından belirleyici olacağı yorumunu yaptılar.
Tartışmalı MKYK toplantısından sonra iki lider, ilk kez önceki gün Saray’da toplanan Bakanlar Kurulu toplantısında bir araya geldi. Bakanlar Kurulu toplantısında iki siyasinin birbirlerine son derece özenli ve dikkatli davrandığı aktarıldı. Partideki gelişmelerle ilgili hiçbir değerlendirme yapılmazken, iki liderin baş başa görüşmediği de ifade edildi. Bu temas olmayınca, sosyal medyaya yayılan Davutoğlu’nun Erdoğan’a istifasını sunduğu iddiaları da asılsız çıktı.
Davutoğlu’nun dünkü sözleri, doğal olarak gözleri Saray’a çevirdi. Bu sözlerin “İkili görüşmeyle tamir edilebilecek bir sitem olduğunu” öne sürenlerin yanı sıra “Partide önemli gelişmeler yaşanabileceğini” iddia eden pek çok AK Parti şahsiyetleri de oldu. İyimser kanatta yer alanlar, “İki siyasinin zaman zaman yaşadığı sorunların arada bir görünür hale geldiğini, ancak karşılıklı adımlar atılarak aşıldığını” belirtiyorlar. Buna karşılık, “Bu ilişkinin yürütülmesinin giderek zorlaştığı” tezini dile getirenler de var. Bu görüşte olanlar, işlerin olağanüstü kongreye kadar uzanabileceğini iddia ediyorlar.