Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Almanya'daki Türk seçmenlere yaptığı çağrı) Tabii rahatsız oldular. Hemen hop oturup hop kalkmaya başladılar... Hele hele şimdi bir Dışişleri Bakanları var, aman ya Rabbi, evlere şenlik. Hiç haddini falan bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye'nin Cumhurbaşkanına konuşuyorsun, sen Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ile konuş. Haddini bil" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şu şekilde;
'DEMOKRAT PARTİ İLE BAŞLAYAN AK PARTİ İLE SÜREN...'
Geçtiğimiz 4 yılda kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılar ve bunlara karşı milletimizle birlikte verdiğimiz mücadele geleceğimize damgasını vuracaktır. Türkiye bir yol ayrımındadır. Bir tarafta yeniden 1990'ların, yeniden tek parti CHP'si döneminin zayıf ülkesi olma tehlikesi var. Diğer tarafta ise Demokrat Parti'den başlayan ve günümüzde AK Parti ile süren güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'yi inşa etme fırsatı var.
'HİÇ HADDİNİ FALAN BİLMİYOR'
(Almanya'daki Türk seçmenlere yönelik yaptığı çağrı) Tabii rahatsız oldular. Hemen hop oturup hop kalkmaya başladılar. Daha çalışacağız, gayret etmemiz lazım. Şu anda Avrupa'da bizi dinleyen kardeşlerime sesleniyorum; demokratik hakkınızı sandıklarda en ideal şekilde vermek suretiyle bir defa bunlara orada en güzel dersi vermelisiniz.
Biz Almanya'ya 4 bin teröristin dosyasını verdik. Bu teröristlerin dosyaları maalesef kabul görmedi, hala onlarda ama o kendisi benden bir kişinin, iki kişinin, üç kişinin iadesini istedi. Kusura bakma, sende yargı varsa bizde de yargı var. Aynı şekilde ortağı olan muhalefet partisindeki kişi, o da ikide bir gördüğü zaman hep o da bunları söyler. Hele hele şimdi bir Dışişleri Bakanları var, aman ya Rabbi, evlere şenlik. Hiç haddini falan bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye'nin Cumhurbaşkanına konuşuyorsun, sen Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ile konuş. Haddini bil. Bize ders vermeye kalkıyor. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındası? Hayatımız bizim siyasette bu mücadelelerle geçti. Onun için Almanya'nın kapısını açarsınız açmazsanız hiç önemli değil. Bize bu kapılar yetiyor. Kapısını açan ülkelere de seve seve gideriz, biz de onlara kapımızı açarız.
'TÜRKİYE'NİN KADERİYLE AK PARTİ'NİN KADERİ...'
Öyle bir mücadelenin içinden geçiyoruz ki ne ekonomide ne güvenlikte ne yatırımlarda ne uluslararası ilişkilerde hiçbir şeyi yarım bırakamayız. 15 Temmuz'da hep birlikte bir şey gördük, ülkemizin ve milletimizin düşmanları, hem içerde hem dışarda, ne yapıyor, pusuda bekliyor. Türkiye'nin en küçük bir zafiyet göstermesi halinde, üzerimize çullanmak üzere el ovuşturanlara bekledikleri fırsatı, Allah'ın izniyle vermeyeceğiz. Bunun için öncelikle bize, AK Partililere çok büyük görev düşüyor. Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin kaderi, birbiriyle bütünleşmiştir bunu böyle biliniz. Biz zayıf düşersek, Türkiye de zayıf düşe
AK PARTİ ÖRGÜTÜNE REFORM MESAJI
Reforma nereden başlayacağı? Kendimizden başlayacağız. Tüm şartların aynı kaldığı bir süreçten yeni sonuçlar doğmasını beklemek pek akıllıca olmaz. Buna ihtiyacımız var. Kimse bundan rahatsız olmayacak. Madem 'Büyük, güçlü Türkiye' diyoruz, madem 'Kendisiyle birlikte dostlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye' diyoruz, öyleyse önce AK Parti'yi, bunları yapabilecek kapasiteye çıkarmamız şart.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Sanki Türkiye, Avrupa Birliğinden ve Avrupa ülkelerinden yüz milyarlarca avro karşılıksız destek alan bir ülke de böyle bir tehdide maruz kalıyoruz. Avrupa ile ilişkilerimizde kar-zarar hesabına girersek Avrupa Birliği üyeliği süreciyle ilgili kesinlikle zararlı, genel ticari ilişkilerimizde de ancak başa baş çıkarız. Bugüne kadar bize verdikleri sözleri tutmayanların şimdi dönüp bir de mevcut durumla ilgili tehditler savurmaları, eğer şayet hala Avrupa Birliği değerleri denen bir şey varsa, onun iflasının ilanıdır. Şu anda biz ne kadar Avrupa Birliği, Gümrük Birliği diyorsak en az o kadar Avrupa Birliği üyesi ülkelerin de buna ihtiyacı var. Bunu böyle bileceğiz.
'TÜRKİYE KAYBI GÖZE ALINAMAYACAK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKE'
FETÖ'den PKK ve DHKP-C'ye kadar tüm terör örgütlerinin cirit attığı Avrupa ülkelerinin, Türkiye'nin terörizmle mücadelesine destek vermek yerine böyle bir yola yönelmeleri kendi elleriyle kendi iplerini çekmeleri demektir. Biz, Avrupa Birliği kurumlarının ve birliğin aklı başında üyelerinin böyle bir yanlışa düşmeyeceklerini ümit ediyoruz. Türkiye, kaybı göze alınamayacak kadar büyük bir ülke, büyük bir ortak, büyük bir potansiyeldir, bu böyle biline. Kimse Türkiye'yi küçük görmesin.