Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda; toplu açılış töreni ve Ankara-Yerköy-Kayseri Yüksek Hızlı Tren hattının temel atma törenine katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
“SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA YÖNELİK ŞİDDETİN KARŞISINDAYIZ: Develi’deki hastanemize geçtiğimiz haftalarda, Konya’da menfur bir saldırıda hayatını kaybeden görev şehidimiz doktor Ekrem Karakaya’nın ismini verdik. Bu vesile ile sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddetin karşısında olduğumuzu tekrarlayarak, Develili doktor Ekrem Karakaya kardeşimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Gelin hep birlikte Ekrem kardeşimize bir Fatiha okuyalım.
ANA MUHALEFETİN BAŞINDAKİ BAY KEMAL YAPABİLİR Mİ?: Ülkemizi tarihinde ilk defa Yüksek Hızlı Tren konforu ile biz tanıştırdık. Kayseri’nin bu konforlu demiryolu seyahatinden faydalanmasını istedik. Bunun için Kayserimizi bu ağa dahil etme kararı aldık. Yerköy-Kayseri hattı 142 kilometre uzunluğa sahiptir. Bunları ana muhalefetin başındaki Bay Kemal yapabilir mi? Yavru muhalefet yapabilir mi? Onlar yapsa yapsa sökülen musluğu takarlar. Proje tamamlandığında Kayseri – Ankara arası trenle iki saatlik mesafeye düşecek.
TARTIŞMALARI BAŞKA ALANLARA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR: Hep söylediğim gibi bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Eser ve hizmet söz konusu olduğunda bizimle yarışacak kimseyi bulamazsınız. Bunu gördükleri için tartışmaları yalan ve iftira ile başka alanlara çekmeye çalışıyorlar. Ama biz bu oyuna asla gelmeyecek, büyük ve güçlü Türkiye’den asla taviz vermeyeceğiz. Aksi takdirde bu vebalin altından kalkamayız. Bunu da karşımızdaki onca kifayetsiz muhterise, beşinci kol faaliyeti yürütenlere, sırtını terör örgütlerine siyasetçi müsveddelerine rağmen yapacağız.
BUNLARIN KENDİLERİNE DE GÜVENLERİ YOK: Ülkemizin altyapısını baştan sona yenileyerek, milli iradenin üstünlüğünü tahkim ederek, siyasi ve diplomatik gücünü tüm dünyaya kabul ettirerek; vizyonlarımıza ve hedeflerimize adım adım yürüdük. Önümüze çıkan engelleri Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile aşarken; hep birlikte bedeller de ödedik. Bugün geldiğimiz noktada, ülkemizin son iki asırlık serencamından Türkiye’nin 20 yıllık kazanımlarından zerre kadar ders almamış bir güruhun hezeyanlarını tekrar işitmeye başladık. Biz bugüne kadar attığımız her adımda milletimize, ülkemize güvendik. Bunların ülkelerine ve milletlerine güvenleri yok ki… Onlar üzerine hayaller kursunlar. Bunların aslında kendilerine de güvenleri yok.
HALA CUMHURBAŞKANI ADAYLARINI AÇIKLAYAMADILAR: Eğer kendilerine güvenselerdi, şurada seçimlere kalmış neredeyse 10 ay; en azından Cumhurbaşkanı adaylarını ilan ederlerdi. Hala Cumhurbaşkanı adaylarını açıklayamadılar. Hala diyorlar ki ‘Cumhur İttifakı adayını açıklasın.’ Hala diyorlar ki ‘seçim tarihi belli olsun.’ Bay Kemal, Cumhur İttifakı’nın adayı da belli, seçim tarihi de belli. Gerek şahsım, gerek Sayın Bahçeli; defalarca seçim tarihini de adayımızı da ilan ettik. Kendi adayları ile karşımıza çıkıp, eser ve hizmet siyaseti yarışına girmesi gerekenler ise sağıra yatıp, ‘hele bir de Erciyes’in tepesindeki karlar erisin’ havasında gökyüzüne bakarak ıslık çalmaya devam ediyorlar.
SEÇİM FALAN İSTEMEDİKLERİ, HALLERİNDEN MEMNUN OLDUKLARINI SÖYLÜYORLAR: Aslında bu tavırları ile kendilerine güvenleri olmadığını söylüyorlar. Seçim falan istemedikleri, hallerinden memnun olduklarını söylüyorlar. Ülkeyi yönetme sorumluluğunun altına girecek yürekleri bulunmadığını söylüyorlar. Milletimize anlatacak vizyonları, hayata geçirecek programları, yönelecek hedefleri olmadığını söylüyorlar. Ama bu oyunu oynamaya mecbur oldukları için de sürekli kaçak güreşerek yerimiz dar türküsünü söylüyorlar. Siz bunların kürsülerden nasıl höykürdüklerine, sosyal medyalardan nasıl efelendiklerine, sırtlarını pışpışlayan büyükelçilerden aldıkları cesaretle seslerini nasıl yükselttiklerine bakmayın.
BUNCA YÜKÜN ALTINA GİRERLER Mİ? İşin aslı; bunların ülkeyi yönetmek gibi bir gayelerinin de hazırlıklarının da olmadığıdır. Hiçbir şey yapmadan sadece konuşarak muhalefet yapmanın konforu dururken; eğitimden sağlığına, savaşından sağlığına, ekonomisinden tarımına bunca yükün altına girerler mi acaba? Bunlar dün de öyleydi, bugün de öyle, eğer gerçek bir değişime maruz kalmazlarsa yarın da öyle olacaklar.
KENDİ ADIMIZA DEĞİL, ÜLKE ADINA ÜZÜLÜYORUZ: Bu tablo karşısında kendi adımıza değil ama ülke adına üzülüyoruz. Demokraside iktidar kadar muhalefetin kalitesi de önemli. Bunlara bakınca sadece, coğrafyamızın kadim deyimi ile ‘nato kafa, nato mermer’ sözünün ete kemiğe bürünmüş halini görüyoruz. Siyasette armut piş ağzıma düş yöntemi ile yol yürünmez. Çalışacaksınız, ikna edeceksiniz, gönüller kazanacaksınız.
TÜRKİYE’NİN 81 VİLAYETİ BU TİYATROYU ŞIP DİYE ÇÖZMEZ Mİ?: Bunlar hayalimiz yok, hedefimiz yok, programımız yok; ama siz yine de bize oy verin derlerse e bunlara da haddini bildireceğiz. Sizlere soruyorum. Kayseri bu oyuna gelir mi? Kayserili bu numarayı yutar mı? Türkiye’nin 81 vilayeti bu tiyatroyu şıp diye çözmez mi? 7 düveli kündeye getirmiş Türk milleti bu tezgaha gelir mi? Bu sinsi senaryonun hesabını inşallah 2023 Haziran’ında sandıkta hep birlikte sormaya hazır mıyız? Küresel krizin ülkemize etkilerinden aldıkları cesaretle hiçbir şey yapmadan oturdukları yerden iktidar hevesine kapılanları, daldıkları pembe rüyadan beraberce uyandırmaya hazır mıyız? Yürüttüğümüz tarihi mücadeleye destek olmak yerine, sürekli çelme takarak kendilerine ülkenin felaketinden ikbal devşirme peşine düşenleri, hayal aleminden beraberce inşallah gerçek dünyaya indireceğiz.
VARSA YANLIŞLAR DÜZELTİLİR, KIRGINLIKLAR GİDERİLİR: Varsa yanlışlar düzeltilir, hatalar telafi edilir, eksikler tamamlanır, kırgınlıklar giderilir. Yeter ki sebeb-i vücudumuz olan imanımıza halel gelmesin. Yeter ki inancımız sembolü ezanlarımız susmasın, bağımsızlığımız timsali bayrağımız inmesin, yeter ki nifaklara, bozgunculuklara itibar edilmesin. Bunların dışında bir araya gelemeyeceğimiz, birlikte yol yürümeyeceğimiz kimse olmadığına inanıyoruz. Eğer şartlara teslim olsaydık, değil 20 yıl iki yıl bile bu ülkeye hizmet edemezdik. Ülkemizin geleceğinde kritik bir dönemeç olan 2023 için de niyetimiz hayırdır. Akıbetimiz de hayır olacağından şüphe duymuyoruz.”