Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Kurusıkı göndermeyle bu işler olmuyor
Haberler / Politika
12 Temmuz 2015 Pazar 11:46
PAYLAŞ
Yenikapı'da bir iftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, '40 yıl boyunca millete hizmet etmekten asla usanmadık. Çıktığımız kutlu yolda her zaman milletimizle aynı istikamette yürüdük. Milletimize mahçup olacak, onun güvenini sarsacak, gönül bağımızı tahrip edecek bir yola asla tevessül etmedik. İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar, nefesleri kesilenler elbette çıktı. Onları oldukları yerde bıraktık ve biz yolumuza devam ettik.' dedi. Komşu ülke Yunanistan'da yaşanan olayları "manidar" olarak niteleyen Erdoğan, 'Hatta onları örnek almak suretiyle, hatta onları mitinglerine getirebilme anlayışıyla onlardan medet umanlar oldu. Ama devlet anlayışı bu değil. Devlette devamlılık esastır. Öyle kurusıkı gönderme yapmakla bu işler olmuyor.' diye konuştu.
Dostluk Derneği tarafından Yenikapı'da iftar programı düzenlendi. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve çok sayıda davetli katıldı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den sonra konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim için her türlü görev, her türlü makam, ikbal kavgasının değil, millete hizmet etmenin onun gönlünü fetih etmenin aracıdır. Bu mücadelede üstlenilen görevler; garibin elinden tutmak, yoksulu kollamak, yetime sahip çıkmak, hak ve adaletin tesisini sağlamak bakımından anlamlıdır. Aynı zamanda bu bir gönül işidir. İstikbali sadece geleceğe dair bir tasavvuru, teklifi olanlar inşa edebilir. Ancak bu niyetle yapıldığı zaman harcanan emeğin, verilen mücadelenin, çekilen zahmetin bir karşılığı olur. Bu işi yalnızca bir kazanç kapısı, ikbal vasıtası, makam aracı olarak görenler açık söylüyorum; yaprağın üzerindeki toz gibidirler. Onların varlıkları hiç kimsenin dikkatini çekmez, yokluklarında da hiç kimse onları hatırlamaz. Siyasi hayatımıza şöyle bir bakınız. On binlerce siyasetçinin, yöneticinin gelip geçtiğini görürsünüz. Bugün bunların sadece bir kısmı hatırlanıyor hayırla yad ediliyor. Bir kısmı da yine hatırlanıyor; ama onların pek hayırla, özlemle yad edildiklerini söyleyemeyiz. Biz 40 yıllık siyasi hayatımızda üstlendiğimiz her görevi geride kalıcı eserler, kubbede hoş bir seda bırakma anlayışıyla yürüttük.
Siyasi hayatımız boyunca inancımızla, köklerimizle, ilkelerimizle, dostlarımızla bağımızı daima güçlü tuttuk. Yola çıktıklarımızı yolda bulduklarımıza değişmeden; ancak sürekli kendimizi, kadromuzu, hedeflerimizi yenileyerek millete hizmet etmenin gayreti içerisinde olduk. Burada şu hususun altını özellikle çizmek isterim; bizler menfaatlerin bir araya getirdiği, tesadüflerin beraber kıldığı kimseler değiliz. Hiçbir zaman da olmadık, olamayız olmamalıyız" dedi.
"ONLARI OLDUKLARI YERDE BIRAKTIK VE BİZ YOLUMUZA DEVAM ETTİK"
Erdoğan daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "Tutkalı muhabbet olan büyük ve güçlü Türkiye idealine yürekten inanmış bir gönül hareketiyiz. Vefa bu hareketin kilit taşıdır. Ahlak ve erdem bu hareketin mayasıdır. Gönül dünyamızın mimarı Yunus Emre'nin dediği gibi, 'Biz sevdik aşık olduk. Sevildik maşuk olduk. Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası'. Evet 40 yıl boyunca millete hizmet etmekten asla usanmadık. Çıktığımız kutlu yolda her zaman milletimizle aynı istikamette yürüdük. Milletimize mahcup olacak, onun güvenini sarsacak, gönül bağımızı tahrip edecek bir yola asla tevessül etmedik.
İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar, nefesleri kesilenler elbette çıktı. Onları oldukları yerde bıraktık ve biz yolumuza devam ettik. Bu süreçte darbe teşebbüslerine, provokasyonlar, sabotaj girişimlerine maruz kaldık; ama asla mücadeleden vazgeçmedik. İstikametimizi değiştirmedik, duruşumuzu bozmadık. Sadece içeriden değil, ulusal ve uluslararası baskı grupları da her türlü oyunu oynadılar. Yılmadık, usanmadık üzerine üzerine gittik. Zira biz biliyorduk ki hakimler hakimi olan sadece Allah'tır. Zor ve meşakkatli bir sefere çıktığımızın, uzun bir yolun yolcusu olduğumuzu biliyorduk. Çünkü ömrünü sadece çelme takmaya, engel çıkarmaya, bozgunculuğa adamış birçok çevre var. Aynı şekilde tüm umudunu darbeye, provokasyona, manipülasyona, iç ve dış vesayet odaklarının baskılarına bağlamış olanlar var. Yürümediler mi yürüdüler. Cübbeleriyle yürüyenler oldu. Neticesi ne oldu, koskoca bir hiç. Ve onlar mahçup oldu, onlar mağlup oldu. Halkı arkasına alanlar, halkın çizdiği istikamette gidenler, hakka teslim olanlar galip oldu. Cübbeleriyle yürüyenler oldu. Neticesi ne old? Koskoca bir hiç. Onlar mahcup oldu. Onlar mağlup oldu. Halkı arkasına alanlar, halkın çizdiği istikamette gidenler, hakka teslim olanlar galip oldu. Biz ise bugüne kadar her ne yaptıysak, bunlara rağmen yaptık."
"KURUSIKI GÖNDERMEYLE..." Komşu ülke Yunanistan'da yaşanan olayları "manidar" olarak niteleyen Erdoğan, 'Hatta onları örnek almak suretiyle, hatta onları mitinglerine getirebilme anlayışıyla onlardan medet umanlar oldu. Ama devlet anlayışı bu değil. Devlette devamlılık esastır. Öyle kurusıkı gönderme yapmakla bu işler olmuyor. Biz de IMF'ye 23,5 milyar dolar borç ile devraldık bu ülkeyi. Sıfırladık ve biz IMF'ye borç verecek ülke konumuna geldik. Aynı şekilde, Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolarken, hamdolsun onu 125-130 milyar dolarlara çıkardık. Bu bir güçtür ve bu güç bizi ekonomide farklı yerlere taşıdı. Milletimize sarsılan özgüvenini yeniden kazandırdık' şeklinde konuştu.