Ege Postası
Geri

Erdoğan: Mülteci meselesi birkaç ülkenin çabasıyla önlenemez

İsviçre'nin Cenevre kentinde 1. Küresel Mülteci Forumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Mülteci meselesinin birkaç ülkenin çabalarıyla önlenemeyeceği açıktır. Suriye kaynaklı göç probleminin çözüm yolu, mültecilerin bizim sınırlarımız içinde tutulması olarak görülemez' dedi.
Erdoğan: Mülteci meselesi birkaç ülkenin çabasıyla önlenemez
Haberler / Politika
17 Aralık 2019 Salı 14:18
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde 1. Küresel Mülteci Forumu'nda katılımcılara hitap etti.

BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ve İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis'e ev sahipliği için teşekkür ederek, konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini foruma eş başkan olarak davet eden BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Grandi'ye şükranlarını sundu.

Uluslararası toplumun geçmişte emsaline az rastlanır bir göç krizi ile karşı karşıya olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün dünya genelinde, 260 milyona yakın göçmen, 71 milyonun üzerinde yerlerinden edilmiş kişi ve 25 milyona yakın mülteci bulunuyor. Bu sayı, ekonomik nedenler yanında açlık, kıtlık, iç savaşlar, terör saldırıları ve siyasi belirsizlikler gibi sebeplerle gün geçtikçe artıyor" dedi.

İnsanların sadece daha iyi bir iş, daha yüksek bir hayat standardı için değil hayatlarını idame ettirebilmek, karınlarını doyurabilmek, çocuklarına bir lokma ekmek bulabilmek için göç etmek zorunda kaldığını vurgulan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çıkılan bu umut yolculukları, maalesef çoğu zaman ölümle felaketle sonuçlanıyor. Sadece son 7 sene içinde çoğu kadın ve çocuk 20 bin insan, Akdeniz'de azgın dalgaların kurbanı oldu. Sahra Çölü'nün cehennem sıcağında binlerce masum, hayatını kaybetti. Bugün 'mülteci sorunu' diye genelleştirdiğimiz meselenin arka planında büyük bir dram vardır. Sahile vuran minik çocuk cesetleri, bu sorunun artık daha fazla görmezden gelinemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Bütün bunları çatışmaların ve düzensiz göç hareketlerinin uzağında bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak söylemiyorum. BM verilerine göre dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülkenin devlet başkanı olarak ifade ediyorum."


Türkiye'nin aynı zamanda insani yardımlarda milli gelire oranla dünyanın bir numaralı ülkesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir ülkenin, günümüz dünyasında mülteci sorununa coğrafi uzaklık, yakınlık merceğinden bakma lüksü yoktur. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü, mesafelerin anlamını yitirdiği bir dönemde, hepimizin kaderi ortaktır" dedi.

Bugünkü toplantının mülteci ve göç krizinin insani bir bakış açısıyla yeniden ele alınmasına vesile olmasını dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Küresel Mülteci Forumu'nun gözlerini ve gönüllerini bize yöneltmiş tüm mazlumlara umut olmasını temenni ediyorum. Türkiye, düzensiz göç ve mülteci akınlarının yükünü dünyada en ağır hisseden ülkelerin başında geliyor. Şu an sadece 3,7 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyona yakın yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyoruz. Suriye'de çatışmalar başladıktan sonra açık kapı politikası uygulayarak, ülkemize sığınan hiç kimseyi geri göndermedik. İmkanları bizden katbekat fazla ülkeler, mültecilere sayıları onlarla ifade edilen kotalar koyarken, biz ırk, din, dil, etkin köken ayrımı yapmadan herkese kucak açtık. Birkaç münferit hadise dışında hamdolsun mültecileri ötekileştirecek, dışlayacak, onları düşmanlaştıracak hiçbir üzücü olay yaşanmadı."

''VARİL BOMBALARINDAN KAÇAN İNSANLARA KAPIMIZI KAPAYAMAZDIK''

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

''Devlet olarak vatandaşlarımıza hangi imkanları sağlıyorsak ülkemize sığınanlara da aynısını sağlıyoruz. Varil bombalarından kaçan insanlara kapımızı kapayamazdık.

''TEK ÇÖZÜM YOLU, MÜLTECİLERİN BİZİM SINIRLARIMIZ İÇİNDE TUTULMASI OLARAK GÖRÜLEMEZ''

Eğitim çağındaki 1 milyon Suriyeli çocuğun 685 binine okul imkanı tanıyoruz. Bugüne kadar 21 bin 300 Suriyeliye yükseköğrenim ve Türkçe dil bursu verdik. Suriyelilerin yoğun yaşadıkları yerlerde göçmen sağlığı merkezleri inşa ettik. Son 8 yılda ülkemizde 516 bin civarında Suriyeli bebek dünyaya gelmiştir. Bu bebeklerin her türlü sağlık imkanından faydalanmasını temin ettik. Ülkemizdeki birçok Suriyeli bugün artık kendi ayakları üzerinde durabilir konuma geldi. Mülteci meselesinin bu insanlara bizim gibi layıkıyla ev sahipliği yapan birkaç ülkenin çabalarıyla önlenemeyeceği açıktır. Mültecilerin ihtiyaçlarına süratle cevap verebilmek için koruma masaları kurduk. Mülteciler için bütçemizden harcadığımız rakam 40 milyar doları aşmıştır. AB'nin bize verdiği söz vardır. 3+3 milyar avro destek vereceğiz demişlerdir. Şu an itibariyle AB'den STK'lara gelen destek ancak 2 milyar avroya ulaşmış durumdadır. İkinci 3 milyar için herhangi bir ses yok. Bundan da tahsis edilen 450 milyon avro geldi geliyor diyorlar gelmiş değil. Küresel sahiplenme konusunda alen arzu edilen seviyenin çok uzağında olduğumuzu görüyorum. Suriye kaynaklı göç probleminin tek çözüm yolu, mültecilerin bizim sınırlarımız içinde tutulması olarak görülemez. Mültecilerin yurtlarına geri dönüş hakkı tartışma götürmez. (Mülteciler) Vicdanları yaralayan bu sorunun sürdürülebilir şekilde çözülmesi ancak küresel düzeyde atılacak adımlara bağlıdır. Mültecileri kendi topraklarında tutacak, ülkemizde olanları da tekrar vatanlarına döndürecek formüllerin devreye alınması gerekiyor. Suriye'de kalıcı istikrar ve normalleşmenin tesisinde geri dönüşler, en az terörle mücadele kadar önemlidir. Ülkemizin güvenli hale getirdiği bölgelere şimdiye kadar 371 bin Suriyeli gönüllü olarak geri döndü. BM Genel Kurulunda gündeme getirdiğim projeyi hayata geçirebilirsek bu sayının ilk etapta 1 milyonu bulacağına inanıyorum.

''PETROLÜ GELİN BERABER ÇIKARALIM''

Diyorum ki o petrol kuyularında bulunan petrolü gelin beraber çıkaralım. Ondan sonra o terör bölgesine şu projeleri uygulayarak şu anda mülteci halinde olan bu insanları o yaptığımız evlere, okullara, hastanelere, barınmaları için oraya yerleştirelim ama buna yanaşmıyorlar. Çünkü petrol onlara daha çok lazım. Her şeyini geride bırakmış insanların dramları üzerinden siyaset yapmak, toplumdaki ön yargıları kaşıyarak siyasi rant peşine düşmek utanç vericidir.'' (AA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası