Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen “e-İnsan Programı’nda konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“TÜRKİYE’NİN KALKINMASINI SADECE YOLLARDA, KÖPRÜLERDE, BİNALARDA ARAMAK EKSİK BİR YAKLAŞIMDIR”
“Biz, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturuyla tüm çalışmalarının merkezine insanı yerleştirmiş bir hükümetiz. Ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma devrimlerinin gerisinde hep ‘önce insan’ anlayışı vardır. İktisadi kalkınmanın bir ayağı fiziki altyapı ve hizmet unsurları ise diğer ayağı da yetişmiş insan kaynağıdır. Bu ikisi bir araya gelmeden kalkınma gerçekleşmez. Dolayısıyla Türkiye’nin kalkınmasını sadece yollarda, köprülerde, barajlarda, tünellerde, binalarda aramak, eksik bir yaklaşımdır. Ki bunu başarıyla icra etmiş bir hükümetiz. Asıl büyük kalkınma atılımını eğitimiyle, öğretimiyle, sağlığıyla, sporuyla, sosyal destekleriyle ve diğer tüm unsurlarıyla insan kaynağımızı geliştirmekte gösterdik.
“85 MİLYON VATANDAŞIMIZIN HER BİRİ TÜM ALANLARDA BELİRLİ BİR STANDARDIN ÜZERİNDE HAYAT KALİTESİNE SAHİPTİR”
Ülkemizin geçmişte yaşadığı sıkıntıların da en önemli yansımaları insan kaynağımız üzerinde ortaya çıkmıştır. ‘Vesayet’ dediğimiz anlayış, insanlarımızın çoğunluğunu sadece karar alma ve yönetim mekanizmalarından değil, aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerden de mahrum bırakmanın adıdır. Milletimizin kahir ekseriyeti, uzunca bir süre eğitim-öğretim hizmetine ulaşamayarak fırsat eşitliği, sağlık hizmetine ulaşamayarak yaşama hakkı, temel altyapı hizmetine ulaşamayarak kaliteli hayat sürme, sosyal desteklere ulaşamayarak sosyal devlet güvencesine kavuşma velhasıl insan olmanın gerektirdiği pek çok imkandan faydalanamamıştır. Bugün 81 vilayetimizdeki 85 milyon vatandaşımızın her biri, eğitim öğretimden sağlığa, ulaşımdan spora, tüm alanlarda belirli bir standardın üzerinde hayat kalitesine sahiptir.
“ŞEHİR HASTANELERİMİZLE HAMDOLSUN CLEVELAND VESAİRE BURALARI AŞMIŞ BİR ÜLKE DURUMUNA GELDİK”
Artık bir şehir hastanelerimizle hamdolsun, Cleveland vesaire buraları aşmış bir ülke durumuna geldik. Şu anda bu noktada hocalarımız çok çok başarılı operasyonlar gerçekleştiriyorlar. En son malum, Bartın’daki Amasra olayında 41 şehidimiz var. Ancak bu 41 şehidimizin dışında bütün oradaki yaralılarımıza anında müdahaleyle onları sağlıklarına kavuşturmak, 6 tane de ağır olan ki bir tanesi şuuru açıktı hastanede ziyaret ettim, diğer 5 tanesinin durumu biraz sıkıntılı… Belediye başkanlığım döneminde yanık için bir hastane veya hastanede böyle bir bölüm yoktu. Bir tane söylediler, orayı gezdim. Gezdiğimde maalesef paslı küvetler vardı. Ama biz, şimdi bunları aştık. Şu anda bizim şehir hastanelerimizde böyle bir sıkıntı yok. İstanbul’daki Çam Sakura Hastanemizde tedavi gören, bu yanık durumları ağır olan yüzde 60-80 konumundaki bu hastalarımız, şu anda Türkiye’de adeta bir numara konumunda olan profesörlerimiz tarafından tedavileri yapılıyor. Estetikte, aramızda olan değerli hocalarımız, Türkiye’de çok çok ciddi operasyonlar gerçekleştiriyorlar. Nereden nereye geldiğimizi söyleme bakımından bunlar çok önemli.
“TÜRKİYE DE ARTIK GELİŞMİŞ ÜLKELER PROGRAMI İÇERİSİNDE YERİNİ ALDI”
Ülkenin dört bir yanında eğer bu huzur varsa, bu konfor varsa, güvenli ulaşımı temin eden uçak seferleri başladıysa ki göreve geldiğimizde Türkiye’de 26 havalimanımız vardı ama şimdi 58 havalimanına ulaştık. Türkiye’nin dört bir yanına havalimanından indikten sonra yarım saat, bilemediniz 45 dakika sonra da evinize ulaşabiliyorsunuz. Göreve gelirken şunu söylemiştim: ‘Batı da ne varsa Doğu’da da Güneydoğu’da da o olacak’ demiştik ve bunu başardık.
Türkiye, artık geri kalmış ülkeler silsilesi içerisinde değil, az gelişmişte değil. Türkiye de artık gelişmiş ülkeler programı içerisinde yerini aldı. Türkiye, dijitalleşme sürecinde 900’den fazla kurumunun 6 bin 800’den fazla hizmetiyle, 61 milyon kullanıcı sayasına ulaşan e-devlet kapısı uygulamasıyla dünyada ilk sıralara yerleşmiştir. Her alanda, Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını beşe, ona katlayan benzer atılımları saymak mümkündür.
“LİYAKAT GİBİ DEĞERLERİ ESAS ALAN BİR İNSAN KAYNAĞI KÜLTÜRÜ OLUŞTURMANIN PEŞİNDEYİZ”
Kamu personel rejiminin, hükümetlerimiz döneminde değiştirmekte en çok zorlandığımız, halende istediğimiz seviyeye getiremediğimiz alan olduğunu itiraf etmek isterim. Ülkemizde kamu, diğer hususlarda olduğu gibi insan kaynakları yönetiminde de lokomotiftir, modeldir, belirleyici role sahiptir. Bu anlayışla yeni yönetim sistemimizi tasarlarken doğrudan bir İnsan Kaynakları Ofisi kuralım dedik ve kurduk. Amacımız, bu yapının öncülüğünde hem kamunun hem de genel olarak ülkenin insan kaynağı projeksiyonunu ve yönlendirmesini yapmaktır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedefleri’yle de uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz çalışmalarımızda fırsat eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik, yenilikçilik ve liyakat gibi değerleri esas alan bir insan kaynağı kültürü oluşturmanın peşindeyiz, şu anda bunu kovalıyoruz.
İnsan kaynakları alanında yaptığımız düzenlemeler, kurduğumuz sistemler, hayata geçirdiğimiz uygulamalar; liyakat, eşitlik, yenilikçilik temeli üzerinde her gencimizin önünde tüm kapıları açıyor. Birilerinin yalan, yanlış, çarpıtma üzerine kurulu karalama kampanyalarına lütfen hiç kimse aldırmasın.”