Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forumu’nda yaptığı konuşmada, “BM’de 5 daimi üye dönemi geçti. Bu ikinci dünya savaşının şartları idi artık aynı şartları yaşamıyoruz. Yeni bir değişime dönüşüme gitme zamanı geldi. Onun içinde ben diyorum ki dünya 5’ten büyüktür. Hele hele birden daha büyüktür. Güvenlik Konseyinde bütün kıtalar temsil edilmeli” dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
BM, adalet arayışına hala cevap oluşturamamıştır
BM, Kıbrıs konusunda da bir şey yapamadı.
Suriye'de yaşananlar, Afganistan, Yemen çözüme kavuşmadı. Bütün her yerde adalet çökmüş. İsrail kabul etmedikten sonra BM'de kimse bir şey söyleyemiyor. 5 tane daimi ülkeden bir tanesi 'hayır' diyorsa mesele bitiyor.
"YENİ BİR DÖNÜŞÜM DEĞİŞİME GİTME ZAMANIDIR"
5 daimi üye dönemi geçti. Nede? Bu 2. Dünya Savaşı şartlarıydı. Aynı şartları yaşamıyoruz. Yeni bir dönüşüm, değişime gitme zamanıdır. Yeni dönüşüm- değişimde, 193 üyenin de içinde yer alacağı, dönüşümlü olarak daimi üye sıfatı alması lazım. Onun için de ben diyorum ki dünya beşten büyüktür. hele hele birden büyüktür. Uygulamalar böyle değil.
Yedi kıtanın yer aldığı bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi; bunu bizim başarmamız lazım.
Sömürgeci bir mantıkla mücadele verenlere karşı Türkiye küresel güçleri yanına toplayarak bir adım atmanın gayretinde.
Geçici üyelerin Birleşmiş Milletler'de kıymeti yok. Sadece daimi üyelerin kararına göre elini kaldırır indirir. Geçici üye olsan ne yazar olmasan ne yazar. Sadece 'BM geçici üye' diye bir sıfat kazanırsın.
"REJİMİN İDLİB'İ BOMBALAMASI BİZİM SERİ ADIM ATMAMIZI GEREKTİRDİ"
Halep'ten kaçanlar İdlib'e geldiler. 3.5 milyon insanın olduğu bir yer haline geldi.
İdlib'in çevresinde 12 gözlem noktamız var. Onun arakasında da Rusya'nın 10 gözlem noktası var.
3 tane önemli zirve yaptık; öncesinde de Astana süreci başladı. Bu süreç bize bazı tedbirlerin alınmasını tavsiye etti. Rusya-Türkiye-İran olarak çalışmaları başlattık. Gerek Soçi'de gerek Ankara ve Tahran'da çok güzel çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaların ardından rejimin Suriye'de İdlib'i bombalaması, İdlib'te çok sıkıntılı bir havanın esmeye başlaması çok seri bir adım atmamızı gerektirdi. Putin ile görüşmemizi yaptık ve Soçi'de bir davet aldık. Putin ile bir final zirvesi yaptık diyebiliriz. Bu final idlib içindi. 10 Maddelik bir muhtıra imzalandı. Aramızdaki muhtıraları, mutabakatı devreye soktuk. Bunu devreye sokarken sayın Putin'in kararlılığı, şahsımın kararlılığı işimizi kolaylaştırdı.
Temenni ederim İstanbul'da yapılacak dörtlü zirveden de olumlu bir sonuç alırız.
'Small Grup'ta başaktörlerden hiç biri yok.
Bizim dünyadaki en büyük büyükelçiliğimiz Somali'dedir ama dünyanın en güçlü ülkelerinin büyükelçiliği bile yok.
Erdoğan'dan önemli açıklamalarCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum'un kapanış oturumunda konuşuyor. Erdoğan'ın açıklamalarında:" Halep'ten kaçanlar İdlib'e geldiler. 3.5 milyon insanın olduğu bir yer haline geldi. İdlib'in çevresinde 12 gözlem noktamız var. Onun arakasında da Rusya'nın 10 gözlem noktası var. 3 tane önemli zirve yaptık; öncesinde de Astana süreci başladı. Bu süreç bize bazı tedbirlerin alınmasını tavsiye etti" dedi
BATMAN'DAKİ HAİN SALDIRI: ONLAR BİZDEN 7 ŞEHİT ALDI, BİZ ONLARDAN 700 TERÖRİST ÖLDÜRECEĞİZ
Afganistan'da bombalamalar duruyor m? Durmuyor. Terör örgütleri hâlâ icraatlarına devam ediyor. Oralardaki yönetimlerin güçlendirilmesi lazım ki onlar da terörle mücadeleyi daha rahat yapabilsinler. Yoksa işler öyle kolay değil, zor.
Bizim terör noktasında mücadele kabiliyetimiz var. Bugün bizim 7 tane şehidimiz var. 7 Mehmedimiz bizim şehit oldu. Duracak mıyız, durmayacağız. Onlar bizden 7 şehit alacak, biz onlardan 700 tane teröristi öldüreceğiz, üzerine üzerine gideceğiz. Kesinlikle durmak yok. Terörün bedelini onlara ödeteceğiz ve bunda kararlıyız.
AB'NİN SONU GELİYOR MU'
Yani ben de o işaretleri görüyorum. Bir an önce de yaklaşılsa da biz de istikametimizi çizsek diye düşünüyorum. Çünkü sene 63, sene 2018. Hâlâ bizi oyalıyorlar. Böyle bir zulüm olmaz ya. Yani hiçbir alanda bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler AB'ye üye yapıldı. Kopenhag kriterlerini a'dan z'ye yerine getirdik. Ama bunlarla yakından uzaktan alakası olmayanlar şuan üye. Ve Türkiye ile ilgili sudan sebeplerle karşımıza geliyorlar. Diyoruz ki içinizde en kıdemli başbakan-cumhurbaşkanı benim. Benim bu sürecim içerisinde AB üyelerinden bir çoğu burada yoktu. Zirve toplantılarına katılırdım.
isim vereceğim artık kusura bakmasın. Sarkzoy ve Merkel geldikten sonra liderler zirvesini kaldırdılar. Bizim de o andan itibaren bir fasılda aç kapa yapıldı. Diğer fasıllara hiç girilmedi. Yeni yeni bazı kararlar aldılar. Bu fasılların açma kapaması yapılmayacak. Eee ne yapılaca? Sadece açma. Liderler de katılmayacak. Peki, o halde biz neyi konuşuyoruz, neyi müzakere edeceğiz, kim müzakere edecek'
Size biz farklı bir uygulama yapalım diyorlar. Bu farklı uygulama ile Türkiye'ye buraya alalım diyorlar. Biz de diyoruz "Olmaz."
"AB BU MANTIKLA GİDERSE BİZ DE 81 MİLYONA GİDERİZ"
Son seyahatimde ben Amerika'da birkaç tane AB üyesi başkana da onu söyledim. "Yahu bak. Siz beni yoruyorsunuz, ben sizi yoruyorum. Alacaksanız alın, almayacaksanız söyleyin biz yolumuza, siz yolunuza gidin. Yormayalım birbirimizi. Bunlar ne yormaktan bıkıyor..." Almayacağız da diyemiyorlar.
AB ne kadar güçlü olursa biz de o kadar güçlü oluruz. Bizim AB'ye katacağımız çok şey var, onların da bize katacağı çok şey olabilir. Ama bu mantıkla giderse, bize düşen de - yarın gazetelere iyi başlık olur - 81 milyona gitmek. 81 milyon ne karar veriyor ona bakmak.
ABD istediğimiz silahlar için bize 'Kongre müsaade etmiyor' diyor. Bize müsaade etmiyor da terör örgütü YPG-PYD'ye mi müsaade ediyor.