Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ’da; “Hanımefendi senin bu işlere aklın ermez. Biz papatya çayının ne zaman içileceğini de biliriz ama sana da rezeneyi tavsiye ederiz. Onun için kiminle uğraşacağını çok iyi bilmen lazım” dedi. Erdoğan ayrıca, “Onlar gitsinler kendi fırıldak masalarında incik boncuk oynamaya, oturuyorum kalkıyorum kavgası yapmaya, hayali makam ve mevkiler dağıtmaya, gökkuşağı renklerine bürünmeye devam etsinler. Bizim LGBTİ ile işimiz yok. Bunlar LGBTİ ile beraber dans etsinler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Elazığ Abdullah Paşa Mahallesi TOKİ Alanı’nda yapılan “Elazığ Afet Konutları Temel Atma ve Sosyal Konutlar Anahtar Teslim Töreni’ne” katıldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de katıldığı törende Erdoğan özetle şöyle konuştu:
“TOKİ VASITASIYLA 1,2 MİLYON KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİYLE 3,3 MİLYON İNSANIMIZI GÜVENLİ EVLERE TAŞIDIK”
“6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz 50 binin üzerindeki vatandaşımızın her birine Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Onlar bizim şehitlerimiz.
Elazığ’da bir afet yaşadık mı, yaşadık. Ama ardından bu güzel eserleri inşa ettik mi, ihya ettik mi? Ben şimdi sizleri görünce çok mutlu oldum. O afeti yaşadığımızda buraya geldiğimde ne hâldeydi, ama şimdi ne hâle geldi. Çok önemli adımlar attık. TOKİ vasıtasıyla 1,2 milyon kentsel dönüşüm projeleriyle 3,3 milyon insanımızı güvenli evlere taşıdık. Şehirlerimizi altyapısı ve üst yapısıyla modernleştirirken aynı zamanda felaketlere karşı dirençli hâle getirdik. Tabii bu işler hem vakit alıyor hem ciddi kaynak gerektiriyor.
Afetler, özellikle de depremler bizim hazırlıklarımızı bitirmemizi beklemiyor. Öyleyse yapmamız gereken, bir yandan yaşadığımız felaketin yol açtığı yıkımın izlerini silmek bir yandan da gelecekteki muhtemel afetlere daha güçlü bir şekilde hazırlanmaktır. Şu andaki Cumhur İttifakı buna hazırdır. Bugün Elazığ’da atacağımız temeller ve teslim edeceğimiz anahtarlar adeta bu sürecin yol haritasının bir özeti gibidir. Törenimiz vesilesiyle inşaatı tamamlanan toplam bin 164 konutun anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim ediyoruz.
“505 KONUTUN TEMELİNİ BUGÜN ATIYORUZ”
Son depremlerin ardından inşa edeceğimiz 650 bin konutun 7 bin 452’sini Elazığ’da yapıyoruz. Bunlardan 505’inin temelini bugün atıyoruz. Böylece deprem bölgesinde 67 bin 50 konut ve köy evinin yapım sürecini başlatmış, bunlardan 31 bin 663’ünün de temelini atmış oluyoruz. Amacımız 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy evini hak sahiplerine teslim ederek deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırmaktır. Aynen burada olduğu gibi.
Gakgoşlar, sizlerin gözlerinize bakıyorum. Sizler şimdiden 14 Mayıs’ı okuyorsunuz. Toplanıp dağılanlarla değil, söz verip yapanlarla beraberiz. İşte Cumhur İttifakı bu. Proje yapamayanlar temel atamazlar.
“ACABA SENİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİN VEYA BELEDİYELERİN KAÇ KONUT YAPTILAR, SÖYLER MİSİN?”
Bay bay Kemal, senin ömründe konut var acaba, söyler misin? Acaba senin büyükşehir belediyelerin veya belediyelerin kaç konut yaptılar, söyler misin? İzmir’de ne yaptılar? Antalya’da ne yaptılar? Muğla’da ne yaptılar? Sadece laf. Biz yaptık, biz. Onlar değil. Hâlen bin 810 konut ile kamu binaların, yurtların, dükkanların, okulların ve diğer hizmet birimlerinin yapımı sürüyor. Hem bunları hem yeni deprem konutlarımızı hem yeni İlk Evim Projesi’ndeki bin 831 konutu ve 17 bin 500 altyapılı arsayı da en kısa sürede teslim edeceğiz.
Bu ülkede yapılan her işe karşı çıkmayı, yalan ve iftara ile engel olmayı maharet sanan bir kesim var. Kimdir bu? CHP. Meslekleri budur. Geçmişte köprülerden tünellere, havalimanlarından fabrikalara, savunma sanayi projelerimizden sessiz devrimlere kadar her konuda bu kesimin şirretçe yürüttüğü kampanyalara maruz kaldık. Vaktimizin ve enerjimizin bir kısmını iş yapmaya bir kısmını da mecburen bu işlerin önünü tıkamaya çalışanlarla mücadeleye ayırdık. Daha önce bunu Marmaray’da yapmaya çalıştılar. Ama dinlemedik, vurduk geçtik.
“KANAL İSTANBUL’UN ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞIYORLAR. BAY BAY KEMAL, KESEMEYECEKSİN”
Şimdi de Kanal İstanbul’un önünü kesmeye çalışıyorlar. Bay bay Kemal, kesemeyeceksin. İstanbul Havalimanı’nın önünü kesmeye çalıştılar. Ne oldu, kesti mi? İstanbul Havalimanı şu anda dünyada parmakla gösteriliyor. Şehir hastanelerimizin önünü kesmek istediler. Ne oldu, kestiniz mi? En son TOGG otomobiliyle ilgili tartışmalarda da bunu görüyorum. Deprem bölgesinde temelini attığımız hastaneyi dahi hazmedemeyerek değersizleştirmeye ve hatta yalanla yok saymaya kalkacak kadar çukurlaşanları milletime havale ediyorum.
“KİMİNLE UĞRAŞACAĞINI ÇOK İYİ BİLMEN LAZIM”
Hanımefendi senin bu işlere aklın ermez. Biz papatya çayının ne zaman içileceğini de biliriz ama sana da rezeneyi tavsiye ederiz. Onun için kiminle uğraşacağını çok iyi bilmen lazım. Biz ‘Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ diyerek bu yolda yürüdük. Ülkenin yönetimine dair tek bir müktesepleri koalisyon dönemlerindeki dermansız, bitik, darmadağın Türkiye olanların havsalası, bizim birkaç ayda hastane inşa edebileceğimiz gerçeğini almıyor.
Bay bay Kemal sahra hastanesi diyor, a aa bir de baktık çadır kurmuşlar. Onu da hastane diye yutturmaya çalışmışlar. Bu millet yutar mı bunları ya? İçi boş hangarların reklamını yaparken biz binlerce yataklı hastaneleri rekor sürelerde devreye aldık.
Yapılanları inkâr edecek, terör örgütlerinin eteğine yapışacak, emperyalistlerden medet umacak kadar gözlerini hırs bürümüş olanlara, bunlara rağmen bunu başaracağız. Bay bay Kemal teröristlerle koyun koyunasın. İyi masaya oturdun. Bay bay Kemal’e Kandil’den selam geliyor. ‘Beraber yürüyeceğiz’ diyorlar. Yürüyün bakalım. Nereye kadar yürüyeceksiniz? 14 Mayıs’ta benim Gakkoşum bu teröristlerle el ele, kol kola olanlara yol vermeyecek, ben buna inanıyorum.
“BİZİM LGBTİ İLE İŞİMİZ YOK. BUNLAR LGBTİ İLE BERABER DANS ETSİNLER”
Türkiye’de terör örgütlerinin, çıkar örgütlerinin en çok saldırdığı parti AKP’dir. Yüzlerce saldırıya uğradık. Onlarca arkadaşımız alçakça şehit edildi. Parti binalarımız, araçlarımız, partililerimiz, iş yerleri, evleri kurşunlandı, yakıldı. Üstelik bu saldırıların çoğu da altılı koalisyonun, yedili koalisyonun, düne kadar gizli artık aleni yedinci ortağı olan bir partinin sırtını dayadığı örgüt tarafından gerçekleştirildi. Hepsini biliyoruz. Hepsi de aklımızda ve kalbimizde. Hepsinin de mahşere kadar takipçisi olacağız. Her kim bu konuda AK Parti’nin ve bizim ismimizi ağzına alırsa bilsin ki karşısında topyekûn milletimizi bulur, Gakkoşlarımızı bulur. Bu konular öyle kifayetsiz muhterislerin, üçüncü, beşinci sınıf siyasetlerinin mezesi yapılacak işler değildir. Onlar gitsinler kendi fırıldak masalarında incik boncuk oynamaya, oturuyorum kalkıyorum kavgası yapmaya, hayali makam ve mevkiler dağıtmaya, gökkuşağı renklerine bürünmeye devam etsinler. Bizim LGBTİ ile işimiz yok. Bunlar LGBTİ ile beraber dans etsinler. Bizim milletimizle daha yapacak çok işimiz, ülkemize kazandıracak çok eserimiz, istikbalimiz ve istiklalimiz için verecek çok mücadelemiz var.
“BİR RİCAM VAR. SANDIĞA GİDERKEN CUMHURBAŞKANI ADAYLARINA, İTTİFAKLARA BAKIP, ÜLKENİZİN GELECEĞİNİ HANGİSİNE EMANET EDEBİLECEĞİNİZİ BİR DÜŞÜNMENİZDİR”
Sizlerden benim bir ricam var. Sandığa giderken Cumhurbaşkanı adaylarına, ittifaklara bakıp, kendinizin, evlatlarınızın ve ülkenizin geleceğini hangisine emanet edebileceğinizi bir düşünmenizdir. Biliyorsunuz Yüksek Seçim Kurulu, dört cumhurbaşkanı adayının kesin listesini açıkladı. Bir tarafta bölücülerin yürü Kemal'i var. Öte tarafta gel Muharrem bulunuyor. Beri taraftakini saymaya gerek bile yok. Tabii bir de ömrünün son 40 yılını belediye başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak ülkesine ve milletine hizmete adamış, Türkiye'nin demokrasine ve ekonomisine çağ atlatmış bir kardeşiniz var.” (ANKA)