Erdoğan'dan Cari Açik Mesaji: 3-5 Yil Içinde Cari Açik Tehlike Olmayacak
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, "3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır, şu ana kadar bizi ciddi manada tehdit edememiştir, ekonomik krizlere rağmen" dedi. Erdoğan, Japonya teması kapsamında...
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, "3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır, şu ana kadar bizi ciddi manada tehdit edememiştir, ekonomik krizlere rağmen" dedi.
Erdoğan, Japonya teması kapsamında Nikkei Gazetesi, ardından iş adamları derneği Keidanren'i ziyareti ve Türk-Japon CEO Forumu'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin ekonomik gelişimini anlattı. Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
DİLLERİMİZ AKRABA
"Türkiye-Japonya arasındaki diplomatik ilişkinin başlamasının 90. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Elbette, iki ülke halkının birbiriyle teması ve irtibatı, 90 yıllık bir geçmişten ibaret değil. Türk ve Japon halklarının dillerinin aynı aileden, aynı dil kökünden gelmesi hasebiyle birbiriyle akraba iki halktır. Aslında iki ülke halklarının birbirine sıcak ilgisinin altında, tarihin çok eski dönemlerinin, bu akrabalığın bulunduğuna inanıyorum.
MİYAZAKİ’Yİ UNUTMADI
124 yıl önce bir Türk fırkateyni olan Ertuğrul'un Japonya açıklarında batması, Japonların bu gemileri kurtarmak için gösterdikleri çaba, kadim dostluğa güç kazandırdı. Türkiye ile Japonya'nın şiddetli depremlere maruz kalan ülkeler olması yine bizi birbirimize yakınlaştıran ve dayanışmamızı artıran bir etken olmuştur. Türkiye'de, Van şehrimizde yaşanan deprem sonrasında Japonya'nın desteklerine minnettar olduğumuzu tekrar hatırlatmak isterim. Ayrıca Van'daki depremde hayatını kaybeden Japon dostumuz Miyazaki'yi de ana vatanında tekrar minnetle yad ediyorum.
2013 İLİŞKİLERİN ZİRVE YILI
Geçtiğimiz yıl Türkiye-Japonya ilişkileri açısından önemli bir yıl oldu. Japonya Başbakanı Abe'yi iki kez Türkiye'de ağırladık. İlişkilerimizin stratejik ortaklık düzeyinde özellikle içreği zengin bir çalışmayla bu adımları attık. Bölgesel ve küresel konuları etraflıca değerlendirdik. En önemlisi de Türkiye'de kurulacak nükleer santrali, Japonya'nın inşa etmesi için tarihi nitelikte anlaşmaları imzaladık. 29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 90. yıl dönümüydü. Bu önemli bir yıl dönümünde, İstanbul'da yapımını tamamladığımız 'asrın projesi' olarak nitelendirdiğimiz Marmaray'ın açılışını sayın Abe ile birlikte yaptık. 153 yıllık bu büyük rüyayı Japon dostlarımızın desteğiyle gerçeğe dönüştürdük.
DEV PROJELERDE BERABERİZ
Türkiye'deki ulaşım altyapısının geliştirilmesi kapsamında en az Marmaray kadar önem taşıyan ve dünyanın 4. uzun asma köprüsü olacak İzmir Köprü Geçiş Projesi'ni de yine Japon firmalarıyla hayata ihya ettik. Japon firmalarıyla ayrıca ortaklaşa yürütülen Türksat Uydu Projesi kapsamında inşa edilmekte olan iki uydumuzdan ilkinin üretimi tamamlandı. Fırlatma mahaline sevk edilmeden hemen önce yarın sabah uydumuzu bizzat görme fırsatı bulacağım. Benzeri büyük küresel projelerde Japonya ile birlikte çalışmaya devam ediyoruz.
11 YILLIK TÜRKİYE EKONOMİSİ
10 yıl önce 2004 yılında Japonya'yı ziyaret ettiğimde, sadece 1 yılını dolduran bir iktidardık. 2001 yılındaki ağır ekonomik krizin yaralarını hızla sardık. Türkiye ekonomisini düze çıkarmak, ekonomide istikrarlı büyümeyi tesis etmek için yoğun bir gayret sarf ettik. 11 yıllık iktidarımız döneminde ekonomide çok büyük, dünyanın da izlediği büyük başarılar elde ettik. Türkiye ekonomisi her yıl ortalama yüzde 5 oranında büyüme kaydetti. Milli geliri 230 milyar dolardan, 2012 yılı sonu itibarıyla 786 milyar dolara, şu an itibarıyla da 800 milyar doları aştı. 2013 yılının ilk üç çeyreğinde de Türkiye yüksek oranda büyümeye devam etti. Küresel finans krizine rağmen Türkiye ekonomisinin ilk 9 aylık büyüme oranı yüzde 4 oldu. Milli gelirin de 800 milyar doların üzerine çıktı.
ENFLASYON
Ekonomi büyürken aynı anda enflasyonu aşağılara çekmek gibi önemli bir başarıyı da elde ettik. İstikrarsız dönemlerde çift hanelerde olan, bizim devraldığımız da yüzde 30 seviyesinde olan enflasyonu yüzde 7 oranına indirdik. Enflasyonun kontrol altına alınması sayesinde Türk lirasından 6 sıfırı attık. Devletin borçlanma faizini yüzde 63 iken, yüzde 6 seviyelerine kadar çektik. Kamu net borç stokunun milli gelire oranı yüzde 74 iken, bu oranı şu anda yüzde 35'e kadar çekmiş bulunuyoruz. İhracatımız 36 milyar dolardan, 151 milyar doları aşmış durumda. Bu süreçte Türkiye'nin 130 dolar uluslararası yatırım çektiğini de özellikle vurgulamak isterim.
BAŞARININ SIRRI GÜVEN VE İSTİKRAR
Buraya nasıl ulaştık dersek, burada iki önemli kavramdan bahsetmek isterim. Bunun birisi istikrar, diğeri güvendir. Eğer bu istikrar, bu güven olmamış olsaydı buralara ulaşmamız da mümkün değildi. Uluslararası yatırımlar konusunda veren el olma konumuna ulaştık. Bizden önce yıllık 45 milyon doları aşamayan Türkiye, şu anda 2012 sonu itibariyle 2,5 milyar dolara ulaşmıştır. 2013'te bunun da üzerine çıktık. 11 yıl önce göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye olan borcu 23,5 milyar dolardı, bu borcu 2013'ün 14 Mayıs'ında kapattık. Küresel finans krizine rağmen IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmadık. IMF'ye 5 milyar dolarlık kredi açtık, ihtiyaç olduğunda IMF ülkemizden borç alabilecek.
JAPONLAR BU VİZYONDA YER ALSIN
2023 yılı Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yıl dönümü. 2023'te milli geliri 2 trilyon dolara, ihracatı 500 milyar dolara ve dış ticaret hacmini 1 trilyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Kişi başına milli gelirin 25 bin dolara yükseleceğini tahmin ettiğimiz Türkiye, sadece 9 yıl sonra inşallah dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükselecektir. Biz bu büyük hedefi ulaşılabilir görüyor, şimdiden tasarımlarımızı yapıyoruz. Japon yatırımcıların da Türkiye'nin büyük vizyonunda yer almalarını önemsiyoruz.
İMTİHANLARI BAŞARI İLE GEÇTİK
Türkiye ekonomisi 11 yıllık süreç içinde çok önemli imtihanlardan geçti. Tüm bu imtihanlardan başarıyla çıktı. Disiplin sayesinde, aldığımız ciddi tedbirler sayesinde, gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlar sayesinde ekonomiyi çok sağlam temellere oturttuk ve onlarla buluşturduk. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı, şu anda 133 milyar dolar.
ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NÜ DE BERABER YAPABİLİRİZ
Japonya ile Türkiye arasında atılan 22 milyar dolarlık nükleer enerji santral teşebbüsünün, iki ülke arasında birçok alanda kurulacak işbirliklerine de sirayet edeceğine inanıyorum. İki ülke, Türkiye'de Körfez geçişi ve dünyanın ilk 5 asma köprüsü içerisinde yer alacak bir projeyi de birlikte sürdürüor. Çanakkale'de düşünülen köprü için de birlikte adımlar atılabilir.
ÜNİVERSİTENİN YERİ HAZIR
Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin kurulmasını hedefliyoruz. Bunun ilk imzaları atıldı, bu ziyarette bunu daha da olgunlaştıracağız. İstanbul'da bu üniversite için güzel bir yer tahsis etmiş bulunuyoruz, bununla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Uluslararası bazda Türk-Japon üniversitesini kurmak her iki ülke için anlamlı olacaktır. Bu üniversitenin eserleriyle de Türkiye de zenginleşecektir.
CARİ AÇIK 3-5 YILA SORUN OLMAKTAN ÇIKAR
Cari açığı Türkiye ekonomisini tedirgin edecek noktaya getirmedik, yatırımları sağlıklı sürdürdük. Cari açık Türkiye'nin doğalgaz, petrol gibi enerjide bağımlılığından kaynaklanıyor. Bu güne kadar bunu sübvanse edebildik. Bu alandaki açığı, gerek hidroelektrik gerek termik gerekse yenilenebilir enerjiyle yoğun şekilde kapatır hale geliyoruz. 3-5 yıl içinde cari açık tamamıyla Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacaktır, şu ana kadar bizi ciddi manada tehdit edememiştir, ekonomik krizlere rağmen."
(SS)