Ege Postası
Geri

Erdoğan'dan 'başörtüsü' açıklaması: Meclis'e getireceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022-2023 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Konuşmasında başörtüsü ile ilgili anayasa çalışmalarına değinen Erdoğan, "Başörtüsü konusunu çözüme kavuşturduk. Bunu anayasal güvence altına alma teklifimizi Meclis'e getireceğiz, hadi bakalım. Adalet Bakanımız Kabine Toplantısı'nda sunacak. Samimiyseniz görelim" ifadelerini kullandı. "Kadınlarımıza yükseköğretimde yeni bir kapı açıyoruz" ifadelerine de yer veren Erdoğan, "35 yaş üzerindeki kadınlarımız için ön lisans ve lisans programlarında ek kontenjan tanımlayacağız" şeklinde konuştu.
Erdoğan'dan 'başörtüsü' açıklaması: Meclis'e getireceğiz
Haberler / Politika
10 Ekim 2022 Pazartesi 16:18
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen ‘2022-2023 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’ne konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

“Son 50-60 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyon rakamları, Batılı ülkelerde yaşayanlar dahil, herkesi zorluyor, bunaltıyor. Kış mevsimiyle beraber bu ülkelerde enerji ve gıda güvenliği konusundaki endişeler giderek tırmanıyor. Prag Zirvesi’nde tüm liderlerden bunu duyduk. Hepsi, ‘Bu kışı nasıl atlatacağız’, ‘Bu kışı nasıl geçireceğiz’, hep bunu anlatıyorlardı. Bizim böyle bir sorunumuz yok.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜNYADA KÖKLÜ SİYASİ DEĞİŞİMLERİN YAŞANMASI KAÇINILMAZDIR”

Gerek siyasi istikrarsızlıklar gerekse ekonomik sorunlar en büyük darbeyi, küresel sistemin çeperlerinde yer alan yoksul ülkelere vuruyor. Ekonomisi zayıf, üretim kapasitesi sınırlı, sosyal barışını tam manasıyla sağlayamamış, siyasi bakımdan müdahalelere açık kırılgan devletler, bu sancılı süreci yönetmekte daha fazla zorlanıyorlar. Rusya-Ukrayna savaşı ile gündemin gerisine düşmüş olsa da önümüzdeki dönemde dünyada köklü siyasi değişimlerin yaşanması kaçınılmazdır.

Ne günlük siyasetin geçici tartılmalarının ne vesayet güçlerinin tehditlerinin ne de üzerimize salınan envaiçeşit terör örgütünün bizi hedeflerimizden ve ideallerimizden koparmasına müsaade ettik. Yurt dışında yazılmış reçetelerle sorunlara çözüm aramak yerine, kendi göbeğimizi kendimiz kestik. 10 yıllık, 20 yıllık programlarla ülkemizin zengin potansiyelini ortaya çıkarmanın mücadelesini verdik.

“AKADEMİSYENLERİMİZ KARS’A DA AĞRI’YA DA MUŞ’A DA HAKKRİ’YE DE GİDİYOR VE YAVRULARIMIZI EVLERİNİN YANI BAŞINDAKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUTUYOR”

Birileri bizimle dalga geçti. Biz 76 üniversiteden 209 üniversiteye çıkarken ‘Ne gerek var’ dediler. Ama bilmiyorlardı ki bugün Iğdır’da, Muş’ta, Kars’ta, Ağrı’da üniversite olmazsa oradaki yavrularımız, gençlerimiz nerede üniversite tahsilini yapacaktı? Parası pulu, imkanı varsa Ankara’ya, İstanbul’a gelecekti. Yoksa üniversite okuyamayacaktı. Ama şimdi profesörlerimiz, doçentlerimiz, tüm akademisyenlerimiz Kars’a da Ağrı’ya da Muş’a da Hakkâri’ye de gidiyor ve yavrularımızı evlerinin yanı başındaki üniversitelerde okutuyorlar. Ufuk budur. Ufkunuz varsa bu nesli yetiştirirsiniz. Ufkunuz yoksa o zaman yapılacak herhangi bir şey yok.

“HOCALARIMIZ UÇAĞA BİNİP MUŞ’A, KARS’A, AĞRI’YA GİDEBİLİYOR”

Tabii geçmişte şu sıkıntı da vardı; Güneydoğu’ya, Doğu’ya hocalarımız neyle gidecek? Otobüsle mi gitsin? Herkesin altında otomobil de yok. Hep bunlar konuşuluyor. Ama şimdi, 26 havalimanından 59 havalimanına çıktık. Dolayısıyla hocalarımız, artık uçağa binip Muş’a, Kars’a, Ağrı’ya gidebiliyor. Dolayısıyla burada da bir sıkıntı kalmadı.

Kılık kıyafet yasaklarından ideolojik baskılara, siyasi kavgalardan altyapı eksikliklerine kadar pek çok sorun vardı. Üniversite girişlerine kurulan ikna odaları, dereceye girip ödül almaya hak kazandığı halde sahneden ağzı kapatılarak indirilen genç kızların görüntüleri, bu dönemin utanç sahneleri olarak hafızalara kazındı. Bunları unutacak mıyız? Bunları yaşadık. Benim polisimi, kızlarımızın ağzını kapatmak ve okula sokmamak, tekme tokat onları dışarı atmak gibi uygulamalara tabi tuttular. Benim kızlarım imam hatipte okudu. Ben, ne yazık ki kızımı imam hatipten almak zorunda kaldım. Bir arkadaşımın müdürü olduğu imam hatipe göndermek durumunda kaldım, farklı bir şehirde.

“HARÇLARI BİZ KALDIRDIK”

Artık hocalarımızın arasında başörtülüler var mı? Var. Öğrencilerimizin içinde rahat rahat üniversiteye gidebilen kızlarımız var mı? Bütün bunlarla beraber artık emniyet teşkilatında, silahlı kuvvetlerde; hâkim, savcı, başörtülü olarak görev yapabiliyor mu? Yapabiliyor. Asıl özgürlük budur.

Şimdi özgürlük var, şimdi hürriyet var. Eğitimde, öğretimde bunu yakaladık. Hatırlayın, harç meselesi. Harçlardan dolayı öğrenciler ne yapıyordu? Sürekli boykotlar. Harçları kim kaldırdı? Biz kaldırdık.

‘Mevcut yurtlar taleplere cevap veremiyor’ diye bağırıp durdular. Şu anda 850 bin öğrenci kapasiteli yurtlarımız var. İhtiyaçlara rahatlıkla cevap veriyor.

“TÜRK ÜNİVERSİTELERİNE YAKIŞMAYAN KÖTÜ MANZARAYA SON VERDİK”

Ne diyordu bir tanesi? ‘Ben bir yılda bu sorunu çözerim.’ Hayatınız yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Biz uygulamadayız. Şu anda modern yurt binalarımız, bütün bunlarla beraber üniversitelerimiz, hepsi birbirinden güzel. Dünyaya örnek gösterebileceğimiz altyapısıyla, her şeyi ile üniversitelerimiz var, okullarımız var. Buralara geldik. Attığımız adımlarla Türk üniversitelerine yakışmayan bu kötü manzaraya son verdik.

“KABİNE TOPLANTISINDA ADALET BAKANI’MIZ ÇALIŞMALARI BİZE SUNACAK”

Anayasa değişikliği teklifimizle bu temel hak özgürlüğünü anayasal güvence altına alma teklifimizi getireceğiz. Hadi bakalım. Yasal düzenlemeye şu anda ihtiyaç yokken çıktı ‘Yasal düzenleme yapalım’ dedi. Yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Senin yanında hiç hukukçu yok mu? Bu işler aşıldı? Yapılması gereken bir şey var. Eğer samimiysen, dürüstsen gel, anayasa değişikliği yapalım ve bunu tamamen masadan kaldıralım. Bugünkü kabine toplantısında Adalet Bakanı'mız, yaptıkları çalışmaları bize sunacaklar.

Göreve geldiğimizde burs, kredi neydi? 45 liracık. Ne utanılacak rakam. Bunlarla devraldık. Bursu 850 liraya çıkardık. Nerelerden nerelere. Doktorayı asgari ücrete çıkardık. Biz niye varız? Milletimizin devletine yapmış olduğu ödemelerle biz gerek öğrencilerimizi gerek lisansüstü, doktora öğrencilerimizi çok daha huzurlu şartlarda okumalarını, eğitim-öğretimi devam ettirmelerini sağlayalım diye verdik.

Ücretlerini geçen yıl seviyesinde tuttuğumuz yurtlarımızda istisnasız tüm öğrencilere sağladığımız beslenme yardımını, yaklaşık 2,5 kat artışla aylık bin 800 liraya yükselttik. Üniversitelerde 2000 yılında 9 bin olan profesör sayımız şimdi 31 bine, 5 bin olan doçent sayımız 18 bine çıktı. Toplam akademik personel sayımız ise 70 binden 184 bine ulaştı.

“35 YAŞ ÜZERİ KADINLARIMIZA YÜKSEKÖĞRETİMDE YENİ BİR KAPI AÇIYORUZ”

50/D kapsamında doktorasını tamamlamış akademisyenlerimize, mezuniyetleri sonrası 1 artı 1 yıl şeklinde çalışma imkanı getirdik.

Yeni çalışma ile 35 yaş üzeri kadınlarımıza yükseköğretimde yeni bir kapı açıyoruz. Buna göre, 35 yaş üzerindeki kadınlarımız için ön lisans ve lisans programlarında ek kontenjan tanımlayacağız. Üçüncü müjdemiz; YÖK'ün teşkilat yapısının reforme edilmesine ilişkindir. Halihazırda 208 yükseköğretim kurumu ile büyük bir yapıya dönüşen YÖK'ün etkinliğini daha da artırmayı hedefliyoruz.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası