Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Bugün biliyorsunuz 21 Mart Nevruz Bayramı. Öncelikle Kayseriyle birlikte tüm milletimizin, Nevruz sevincini yaşayan coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin Nevruz Bayramı'nı tebrik ediyorum. Orta Asya'dan Balkanlar'a çok geniş bir bölgede yeni umutlarla kutlanan Nevruz'un hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Konumuyla, önemiyle, ürettiği değerlerle, yetiştirdiği büyüklerle dünyada eşi bulunmayan Kayseri'yle ve Kayserili kardeşlerimizle iftihar ediyorum.
Kayseri, 14-28 Mayıs seçimlerinde ahde vefasını bir kez daha gösterdi. Bu seçimde Cumhur İttifakı'na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 65'i aşkın, Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 68'i bulan destek için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Mayıs seçimleri ülkemizde fırsatını bulduğunda ülkeyi karıştırmaya, milleti ötekileştirmeye hazır bir zihniyetin pusuda beklediğini gösterdi. İnşallah 31 Mart'ta bu milli irade destanını çok daha ileriye taşıyarak demokrasi safımızı biraz daha sıklaştıracağız.
Kayseri, vesayetten kumpasçılara, terör örgütlerinden darbecilere kadar verdiğimiz her mücadelede yanımızda yer aldı. Cumhuriyet tarihimizin en iddialı kalkınma programlarından biri olan 2023 hedeflerini de birlikte hayata geçirdik. Şimdi de Türkiye Yüzyılı'nın inşasını birlikte gerçekleştirmek istiyoruz.
Emniyetten bir rakam alayım dedim, bugünkü toplantıda karşımda ne kadar bir katılım var… Gelen rakam 75 bin… Ben biliyorum siz diyeceksiniz ki bu da yetmez. Çünkü biz bu meydanda 100 binleri bulduk, 100 binleri yakaladık. Ama şimdi yerel yönetim seçimine gidiyoruz.
Bir sanayi, ticaret, tarım vahası kurmayı başaran Kayserili kardeşlerim pek çok şehrimize de ilham kaynağı oldu. Bugün Türkiye'nin 81 vilayetinin tamamı üretip ihraç edebiliyorsa bunda Kayseri'nin yaptığı öncülüğün çok büyük payı vardır. Bugün insanlarımız ticaret yapmak için ülkemizin ve dünyanın dört bir yanını arşınlıyorsa bunda Kayseri'nin büyük payı vardır. Biz de Kayseri'den aldığımız ilhamla her alanda tarihi değiştirecek işler yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Türkiye'yi Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askeri, sosyal seviyesine çıkardık. Bir yandan asırlık ihmallerle biriken altyapı eksikliklerimizi tamamladık, diğer yandan milletimizi hak ve özgürlük özlemleriyle buluşturduk.
Ülke ve milletçe biz çalıştıkça rabbimiz de bereketini verdi. Sonuçta Türkiye'yi 21 yılda 3 kat büyütmeyi başardık. Şimdi amacımız önümüzdeki dönemde ülkemizi 2 kat daha büyüterek dünyanın en güçlü ekonomileri arasında hak ettiği yere çıkarmaktır. Allah'ın izniyle bunu yapacak birikime, dirayete, azme sahibiz. Sadece hep birlikte biraz daha çok çalışarak sabırlı olmamız gerekiyor.
Tabii hayat dikensiz bir gül bahçesi değil, insanın olduğu gibi milletlerin de önüne inişler ve çıkışlar, fırsatlar ve tehditler, imkanlar ve hesapta olmayan felaketler çıkabiliyor. Son dönemde milletçe başımıza gelen felaketlerden en büyüğü 6 Şubat depremleriydi. Bu depremler Kayseri'mizin de bir bölümünü etkiledi. Hamdolsun şehrimizde can kaybı olmadı ama hasar gören, yıkılan binalarımız vardı. Tabii asıl kayıp Maraş'ın, Malatya'sına, Gaziantep'in, Adıyaman'ın ve Kayseri'nin çevresinde Hatay gibi daha aşağısında yaşandı. Bu vesileyle depremde yitirdiğimiz 53 bin vatandaşımızı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Depremle yıkılan şehirlerimizi ayağa kaldırmak için gece gündüz çalışıyoruz. İnşasını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiğimiz konut sayısı 80 bine yaklaştı. İnşallah yıl sonuna kadar bu rakamı 200 bine tamamlıyoruz.
Caddeleriyle, meydanlarıyla, tarihi ve kültürel mekanlarıyla üretimi ve istihdamı destekleyecek altyapılarıyla, deprem şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlayacak şekilde ihya ediyoruz.
Bu arada en büyük mücadeleyi enflasyona ve hayat pahalılığını köpürten anlayışa karşı veriyoruz. Çalışanlarımızın, emeklilerimizin ve küçük esnafımızın gelirlerini yüksek enflasyon karşısında korumakta kararlıyız. Ama bu mücadeleyi mutlaka başarıya ulaştıracağız. Bunu da öyle yalan yanlış rakamlarla kimseyi kandırarak değil, çalışarak, üreterek, pastayı daha da büyüterek yapacağız. İnşallah yılın ikinci yarısından itibaren enflasyon hızlı bir düşüşe geçecek. Depreme ayrılan kaynakların ve enflasyonun bütçe üzerindeki yükü hafifledikçe insanımızın refah seviyesini eskisinin de üzerine çıkaracağız. Bu vesileyle emeklilerimize güzel bir haber vermek istiyorum. Biliyorsunuz ilk kez 2017'de emeklilerimize banka promosyonu ödenmesi uygulamasını başlatmıştık. Kamu bankalarımız bu yılki promosyon ödemesi miktarlarını alınan aylığa göre 8 bin lira ile 12 bin lira arasında belirledi. Diğer bankaların da bu rakamların altında kalmayacak şekilde promosyon ödemeleri yapacağına inanıyorum.
Banka protokolleri yürürlüğe girdikten sonra emeklilerimiz maaşlarını aldıkları yerlerden bu ödemeleri alabilecekler. Yeni banka promosyon rakamlarının emeklilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Her imkanı değerlendirerek çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerini artırarak refah seviyelerini yükseltmenin gayreti içinde olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum. Açık konuşmak gerekirse ülkemizde Cumhur İttifakı'ndan başka bunu yapabilecek bir başka siyasi irade de yoktur. Memleket, muhalefetin eline kalsa bırakınız maaşların yükselmesini mevcut maaşları bile geçmişte olduğu gibi ödeyemezler. Muhalefetin halini görüyorsunuz.
CHP'nin ve diğer muhalefet partilerinin durumu işte tam böyle. Milletimizle birlikte kendilerini destekleyen vatandaşlarımızı da defalarca hayal kırıklığına uğrattılar. Milyonlarca insanımız yıllardır bir umutla gidip CHP'ye oy verdi. Ama sadece seçimleri değil, umutlarını da kaybetti. Vatandaş bırakın şehirlerinde yeni yatırımlar görmeyi, mevcut hizmetlerin sorunsuz işlemesine bile hasret kaldı. Çünkü CHP yönetimi, sadece beceriksizlerden, sadece kifayetsizlerden değil, aynı zamanda kendini geliştirme yönünde hiçbir çabası olmayan tembellerden oluşuyor. Onların gündemi başka. Parti içi iktidar kavgaları kendilerini ilgilendirir. Ama deste deste para sayma görüntülerinin izahını hala yapamadılar. Çıkıp olayı dürüstçe açıklamak yerine sağa sola saldırarak, çirkinleşerek, kabalaşarak skandalı örtbas edeceklerini zannediyorlar. Seçim kazanmak için kendi akıllarınca birileriyle demleniyorlar. Ama orada da durum pek parlak gözükmüyor. Bu partinin tabanı iradelerinin işportada pazarlanır gibi hangi bedeller karşılığı olduğu bilinmeden CHP'ye peşkeş çekilmesinden rahatsız. CHP'li yöneticiler tarafından tercihlerinden dolayı sürekli hareket edilmeyi, ayrımcılığa, ırkçılığa maruz kalmayı da içlerine sindiremiyorlar.
Belediyelerini yönettikleri şehirleri yakın zamanda bekleyen en büyük tehlike, deprem olmasına rağmen bunlar ellerindeki kaynakları bambaşka yerlerde kullanıyorlar. Karşımızda projesi olmamakla, yol yapamamakla, tünel kazmamakla, köprü inşa etmemekle, yeşili artırmamakla övünen bir zihniyet var. Türkiye eser ve hizmet siyasetinden sonra yeni bir siyaset anlayışıyla karşı karşıya. Bunun adı zübük siyasetidir. Herkese duymak istediğini söyleyen ama kendi ihtirasları dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen bu zihniyet ülkemizin en büyük talihsizliğidir. Biz Bay Kemal'in vizyonsuzluğuna tahammül edemezken başımıza daha beterleri, daha çapsızları, daha ilkesizleri musallat oldu. Hani beterin beteri vardır derler ya, muhalefetin çapı ve kalitesi konusunda ülkemiz tam da böyle bir kısır döngüye girmiştir. Biliyorsunuz daha şimdiden seçimlerin ardından muhalefet tarafından uzaktan değişim arayışları başladı. Böyle giderse 31 Mart'tan sonra muhalefet cenahında yeni bir meydan muharebesi yaşanacağı anlaşılıyor. İnşallah bu sefer gelenin gideni aratmadığı bir tabloyla karşılaşırız. Biz muhalefetin köklü değişimlerle kendini yenileyerek ülkemiz adına umut verici yeni bir dönemin kapılarının aralanmasını temenni ediyoruz. Bunun için önce 31 Mart'taki dersi sağlam tutmak gerekir. 31 Mart'ta bunlara gittikleri yolun yol olmadığını göstermemiz lazım. Kayseri'nin bu konuda öncülüğü kimseye bırakmayacağına inanıyorum. (TRT)