Ege Postası
Geri

Erkan Baş, Çalışma Bakanlığı önünden seslendi: ‘Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı andır!’

TİP Genel Başkanı Baş, partisinin Çalışma Bakanlığı önünde düzenlediği eylemde konuştu. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ankara İl Örgütü, 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücretin 22 bin 104 TL olarak açıklanmasını protesto etmek üzere bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem düzenledi. Eylemde konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı andır. Tüm yurttaşları, tüm muhalif güçleri hep birlikte bu savaşı kazanmaya çağırıyorum, bu açık bir savaştır” ifadelerini kullandı.
Erkan Baş, Çalışma Bakanlığı önünden seslendi: ‘Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı andır!’
Haberler / Politika
26 Aralık 2024 Perşembe 20:56
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, 24 Aralık akşamı yaptığı bir açıklamayla, 1 Ocak 2025 tarihinden geçerli olacak asgari ücretin net 22 bin 104 lira olarak belirlendiğini duyurmuştu. Işıkhan’ın açıklamasının ardından Erdoğan da X hesabından bir paylaşım yaparak, “2025 yılında asgari ücret, yüzde 30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” ifadelerini kullanmıştı.

SERA KADIGİL, ‘HAYSİYETİMİZLE OYNUYORLAR’ DEMİŞTİ

TİP İstanbul İl Örgütü, asgari ücretin açıklanmasının ardından dün akşam Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem düzenlemiş, eylemde konuşan TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, “Saray’ın bu sene kendi bütçesine yaptığı zam yüzde 40, asgari ücretliye gelince yüzde 30. Haysiyetimizle oynuyorlar” ifadelerini kullanmıştı.

2025 yılı için belirlenen asgari ücrete yönelik tepkiler büyürken, TİP Ankara İl Örgütü de bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem düzenledi. Eylemde, TİP Genel Başkanı Erkan Baş da yer aldı.

‘ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU EMEKÇİLERLE, YOKSULLARLA DALGA GEÇMEK İÇİN KURULMUŞ’

Eylemde düzenlediği basın açıklamasında “Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı andır” ifadelerini kullanan Erkan Baş, konuşmasında şunları kaydetti:

“Belki çok uzun zamandır ülkede bir yoksulluktan, sefaletten, açlıktan ve bunun karşısında hak etmedikleri halde her gün servetlerine servet katanlardan söz ediyorduk. Bu ülkede sokağa çıkan, pazara, bakkala, markete giden her insan milyonlarca işçinin, emekçinin büyük bir sefalet koşullarında yaşadığını, maaşlarımız sabit kalırken her şeyin fiyatının arttığını gün gün, yaşaya yaşaya bugünlere kadar geldik ve nihayetinde, yaklaşık bir aydır sözde asgari ücreti belirlemek üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu adı altında bir toplantı serisi var. Sabahtan akşama kadar, bu ülkede artık bir genel ücret haline geldiği için asgari ücret, milyonlarca emekçi o komisyondan belki bir umut yaşadıklarımızı gören bir şey çıkar diye bekliyordu. Açık konuşuyorum, Asgari Ücret Tespit Komisyonu adını verdikleri müsamere bu ülkede emekçilerle, yoksullarla dalga geçmek için kurulmuş. 

‘SARAY, ASGARİ ÜCRETİ BİR BUÇUK DAKİKADA HARCIYOR’

Değerli arkadaşlar, 15 kişinin katıldığı bir toplantı 55 dakika sürdü, ne konuştular acaba? Bu ülkedeki açlığın, yoksulluğun, sefaletin bu kadar derinleştiği bir ülkede 3’er dakikada neyi tartıştılar, hangi rakamı müzakere ettiler diye bekledik. ‘Buradan bir şey çıkmayacak’ dedik ve nihayetinde bir akşam, bir saat sonraya toplantı koyarak orada işçi sınıfının hakkını savunmadığını bildiğimiz ama sembolik olarak orada bulunan Türk-İş’in bile katılmadığı bir toplantı gerçekleşti. Çıktılar, 22 bin 104 lira gibi, bu ülkede hepimize köle muamelesi yapan, tüm dünyaya ‘Türkiye dünyanın en büyük köle pazarıdır’ mesajını veren bir rakamı utanmadan asgari ücret diye açıkladılar. Değil bir ay, bir hafta, bir gün bile geçinemeyecekleri parayı bize bir aylık emeğimizin karşılığı diye teklif etmeye utanmıyorlar. Bu para Saray’da bir buçuk dakikada harcanan bir para. Yani siz ülkede milyonlarca insana ‘Al bu parayla bir ay yaşa’ diyorsunuz. Sen bir ay sabah çocuğun uyanmadan kör karanlıkta evinden çıkıyorsun, akşam çocuğun uyuduktan sonra kör karanlıkta evine dönüyorsun, çocuğunu görmüyorsun, eşini görmüyorsun, ailene vakit ayıramıyorsun, haftada 6-7 gün çalışıyorsun, bunun karşılığında ‘Al sana 22 bin lira, yaşa’ diyorlar. Kendileri saraylarında bir buçuk dakikada bu parayı harcıyorlar ve bizden bunu kabul etmemizi bekliyorlar. Bu ülkede gördüğünüz her şeyi yaratan, bu ülkeyi zenginleştiren işçiler, emekçiler, emekliler söz konusu olduğunda her ağızlarını açtıklarında ‘kaynak yok’ diyorlar. Oysa milyonlarca lira parayı patronlara ‘teşvik’ diye, ‘vergi affı’ diye aynı iktidarın verdiğini biliyoruz.

‘BU İKTİDAR ZENGİNLERİ DAHA ZENGİN ETMEK İÇİN GEREKİYORSA İŞÇİLERİ ÖLDÜREN BİR İKTİDAR’

Kardeşlerim, dün Balıkesir'de cenaze törenlerindeydik. Bu ülkenin işçileri bu iktidar döneminde ölmeleri fıtrat olarak kabul edilen işçiler. Bu iktidar döneminde 30 bin işçi ‘kader’ diye ölüme terk edilirken, biz dün bir kez daha gördük ki tek mesele daha fazla para kazanabilmek için insanları daha güvencesiz, daha güvenliksiz, daha uzun saatler çalıştırdıkları bir tabloda iş yerleri işçilere mezar oluyor. Bakın o iş yerlerini iş yerlerine mezar edenlerden bir tanesi İliç’teki madendi hatırlıyoruz değil mi? Onlara milyonlarca lira teşvik verildiğini de hatırlıyor muyuz? Peki dün Balıkesir'de önce TMSF'nin el koyduğu, sonra Beşli Çete'ye peşkeş çektiği, sonra teşviklerle, milyonlarca lira destekle sırtını sıvazladığı bir iş yerinde yine işçi kardeşlerimiz hayatlarını kaybettiler. Bunların hiçbirisinin ‘kader’ olduğunu kabul etmiyoruz, bunların hiçbirinin ‘fıtrat’ olduğunu kabul etmiyoruz. Ortada açık bir gerçek var: Bu iktidar zenginlerin iktidarı, bu iktidar zenginleri daha fazla zengin etmek için gerekiyorsa işçileri öldüren bir iktidar, bu iktidar bizim iktidarımız değil. 

‘YILLARDIR YALANLA, HALKIN UMUTLARINI SÖMÜRE SÖMÜRE KOLTUKLARINDA OTURUYORLAR’

Sorun ne biliyor musunuz? Asgari Ücret Tespit Komisyonu dedim ya, Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüntüde toplanıyor, 15 dakikada bir karar açıklayıp çıkıyor. Hepimiz biliyoruz ki o karar Saray’da alınıyor. Hepimiz biliyoruz ki burası Çalışma Bakanlığı, kocaman bir bina içinde yüzlerce insan çalışıyor. En tepede sözde bir Çalışma Bakanı var, ama o Çalışma Bakanı işçilerin bakanı değil, buradaki bakanlık işçilerin bakanlığı değil. Türkiye'deki devlet işçilerin devleti, halkın devleti, yoksulun devleti değil, sadece ve sadece zenginler nasıl daha zengin olsun diye çalışan bir iktidar. Yıllardır sürekli yalanla, halkın umutlarını sömüre sömüre bu iktidar koltuğunda oturuyorlar. ‘2023 hedefleri’ diyorlardı, 2024 bitti, 2025 geldi. Ne oldu? Hani gayrisafi milli hasıla kişi başına 25 bin dolar olacaktı? Gözümüzün içine bakarak yalan söylediler. O kadar alçaklar ki seçim dönemi geldiğinde asgari ücrete ara zam yaptılar, ‘Gerekirse bundan sonra tekrar yapacağız’ dediler. Ama ne zaman seçim bitti, ne zaman oyunu aldı, ne zaman koltuğuna oturdu, ne zaman sıcak sarayına yerleşti, yoksulların ne halde olduğunu, bizim ne halde olduğumuzu artık hiç düşünmez hale geldi. 

EMEKÇİLERE SESLENDİ: ‘BU İKTİDAR BİZİ KÖLE YERİNE KOYUYOR’

Uyarıyoruz: Bugün bu asgari ücret için attıkları adım zaten bir genel ücret haline gelen asgari ücretin yanında, asgari ücretin belki biraz üstünde maaş alan milyonlarca emekçiyi de yoksulluğa mahkum etmek için atılmış bir adımdır. Bu iktidar patronlara diyor ki ‘Ben yüzde otuzu geçmedim’. Yalancı TÜİK'in enflasyon rakamının bile altında bir zam, milyonlarca insana en büyük toplu sözleşmedir asgari ücret. Yarın öbür gün memura, emekliye diyecek ki ‘Bak asgari ücretliye yüzde 30’uu geçmedim, sen haline şükret’. Biz onun için bugün buradayız. Ne bu asgari ücreti kabul ederiz ne bu asgari ücreti gerekçe göstererek emeklinin, memurların, Türkiye'deki milyonlarca işçinin, emekçinin sefalet ücretine mahkum edilmesini kabul ederiz. Buradan tüm Türkiye emekçilerine çağrı yapıyorum: Bu iktidar bizi köle yerine koyuyor. Bu iktidar bizim yalnızlığımızı, bizim çaresizliğimizi kullanarak bizi almak istiyor. 

‘EĞER KADER BUYSA BİZ BU KADERİ BOZARIZ, BİZ BU OYUNU BOZARIZ!’

Dün gittik yine iş cinayetlerinin olduğu her yerde sendikasızlaştırma işlemiş, bir iş yerinde işçi öldüyse bilin ki orada yüzde 99.9 sendika yok. Şimdi işçi sendikalaşıyor, işte Polonez işçisi, onun sendikalaşma hakkını tanımıyorsun; önüne polisi, jandarmayı, kaymakamı dikiyorsun; patronun arkasına geçiyorsun. Anayasal hakkını kullanan işçinin yanında duracağına işçinin karşısında, 3 kuruş daha fazla para kazanmak için işçiyi sefalete mahkum eden patronun yanında açıkça tavır alıyorsun. İşçi bin bir zorlukla sendikayı kuruyor, örgütleniyor, yıllar sürüyor, mücadele ediyor, en sonunda diyor ki ‘Toplu sözleşme yapalım’. Patron yine iktidardan aldığı güçle diyor ki ‘Vermeyeceğim istediklerini’. İşçi, ‘Tamam, grev hakkımı kullanacağım’ diyor. İşçi grev hakkını kullandığında yine bu iktidar karşısına gidiyor, patronların yanında duruyor. Şimdi sen asgari ücretle işçiyi ezeceksin, işçiyi örgütsüz bırakacaksın, işçi örgütlense bile sendikasını işlevsizleştirmek için elinden gelen her şeyi yapacaksın. Sonra da döneceksin, ‘kader’ diyeceksin, ‘kısmet’ diyeceksin, ‘Sen yoksulsun’ diyeceksin, ‘Sen yoksulluğa mahkumsun’ diyeceksin. Eğer kader buysa biz bu kaderi bozarız, biz bu oyunu bozarız! Biz bu mahkumiyeti kabul etmiyoruz! 

‘BU ARTIK BIÇAĞIN KEMİĞE DAYANDIĞI ANDIR’

İktidarı uyarıyoruz, iktidarı ihtar ediyoruz: Derhal bu akıl dışı, bu mantık dışı, bu açıkça halka küfreden, halkla alay eden karardan vazgeçin. Bu kararı derhal gözden geçirin. Buradan bütün emekçilere, bütün toplumsal muhalefet güçlerine, sendikacılara, siyasi partilere, tüm muhalefete sesleniyoruz: Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı andır. Biz, bu asgari ücretle zaten yaşayamayacağımızı bilen milyonlar adına buradayız ve diyoruz ki ‘Biz bu asgari ücreti kabul etmeyeceğiz’. Bu bizim iliğimizi kemiğimizi sömüren, kanımızı, canımızı sömüren bu anlayışa karşı sonuna kadar mücadele edeceğimize söz veriyorum. Tüm yurttaşları, tüm muhalif güçleri hep birlikte bu savaşı kazanmaya çağırıyorum, bu açık bir savaştır. Biz bir avuç asalak patrondan ve onların iktidarından çok daha güçlüyüz. Biz hayatı yeniden yaratan işçileriz. Birleştiğimizde aklımızı, yüreğimizi, bileğimizi birleştirdiğimizde hep birlikte bu patron iktidara son verebiliriz. Bu ülkenin zenginliklerini hakça, eşit, adil biçimde paylaşabiliriz. Hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası