İZMİR- Gaziemir'de 2011 yılının Nisan ayında medana gelen olayda, pazarcılık yapan 43 yaşındaki Mümin Kalyoncu, suç tarihinden 10 yıl önce hayatını birleştirdiği 32 yaşındaki Naciye Kalyoncu ile anlaşamayınca ayrı yaşamaya başladı. Yaklaşık 4 yıl ayrı yaşayan çiftin boşanma davaları sürdüğü sırada, iki çocuklarının velayeti mahkeme tarafından önce anneye, ardından da eşinin psikolojik sorunları bulunduğunu ileri süren babaya verildi.
SON MESAJI 'KIZI GETİRECEĞİM AŞKIM' OLDU
Olay günü, Naciye Kalyoncu, mahkemenin kendisine hak tanıdığı saatlerde kızını alıp dolaştırdı. Ardından da talihsiz kadının, eşi Mümin Kalyoncu'ya 'Kızı saat 17.00'de getireceğim aşkım' diye son mesajını gönderdiği belirlendi. Bu mesajı aldıktan sonra evde beklemeye başlayan Mümin Kalyoncu, çocuklar yüzünden çıkan tartışmanın ardından kaçmaya çalışan eşinin arkasından af tüfeğiyle ateş edip sırtından vurdu. Mümin Kalyoncu, iki çocuğunun gözleri önünde kanlar içinde yere düşen Naciye Kayoncu'nun yanına gidip, başına da ateş ederek öldürdü.
ÇİFTE İNDİRİM UYGULANDI, YARGITAY AZ BULDU
Olayın ardından tutuklanan Mümin Kalyoncu hakkında, ömürboyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonunda Mümin Kalyoncu'ya, cinayeti haksız tahrik altında işlediği kabul edilerek ve iyi halden dolayı indirim uygulanarak 20 yıl hapis cezası verildi. Ancak hem savcı, hem de Naciye Kalyoncu'nun ailesi, cezayı az bularak Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulundu. Davayı inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, haksız tahrik indiriminin alt seviyeden değil de üst seviyeden uygulanmaması nedeniyle fazla ceza verildiğini belirtti. Daha az ceza verilmesi gerektiğini vurgulayarak kararı bozdu.
Davaya tekrar bakan İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak Mümin Kalyoncu'nun cezasını 18 yıl hapse indirdi. Karara tepki gösteren Naciye Kalyoncu'nun ailesi, bir kez daha Yargıtay'a başvurdu.
Kızının öldüren damadının cezasının indirilmesine tepki gösteren anne Nuray Ekim şunları söyledi:
"Kızımı planlayarak, üstelik de torunlarıma önceden söyledikten sonra öldürmesine rağmen, yönelttiği haksız suçlamalarla cezalarda indirim aldı. Anne yüreği bunu kabul etmiyor. Hukuk mücadeleme sonuna kadar devam edeceğim. Bana destek olmaları için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na da başvurdum. Onlar da gerekli girişimlerde bulanacaklarını söylediler. Mahkeme hakimlerini de görevini yerine getirmedikleri ve haksız indirimler uyguladıkları gerekçesiyle hem Adalet Bakanlığı'na hem de HSYK'ya şikayet ettim. Ancak henüz bana bir sonuç ulaşmadı. Kararı bozan Yargıtay, onların avukatlarını dinledi. Bizim avukatımıza davet bile gelmemiş. Ben kızımın canını alan kişinin hesap vermesini istiyorum."
'CİNAYETLER ADETA TEŞVİK EDİLİYOR'
Kadın Cinayetlerini durduracağız Platformu adına açıklama yapan Sanem Denizkural da, "Özellikle eşlerini öldüren erkeklere, çok basit nedenlerden indirimler uygulanıyor. Bunun değiştirilmesi için TBMM'de de çalışma yaptık ama bir sonuç çıkmadı. Bu indirimler uygulandığı sürece cinayetler adeta teşvik ediliyor. Bunun biran önce düzeltilmesini bekliyoruz. Her gün kadın cinayetlerine tanık olmak istemiyoruz" dedi. (DHA)