POLİTİKA
YAĞMUR UYGUR/EGEPOSTASI - CHP İzmir İl Başkanlığı görevine 17 ay önce, bir önceki kongrede başkan seçilen Alaattin Yüksel’in ani istifasının ardından, yönetimden seçilerek başlayan CHP İzmir İl eski Başkanı Asuman Ali Güven ile göreve geldiği günden, kongre sonrası görevi teslim ettiği güne kadar geçen sürede yaşadıklarını anlattı. Egepostası’na samimi açıklamalarda bulunan Güven, İzmir İl Başkanlığı görevinin hem çok değerli hem de çok zor bir görev olduğunu söylerken, görevi teslim ettiği yeni Başkan Deniz Yücel’e de güvendiğini ve kendi yöntemleriyle güzel bir süreç geçireceğine inandığını söyledi.
2015 yılında yapılan kongre sonrası il yöneticiliğinden başkanlığa yükseldiniz. İl yönetiminde ilk göreviniz neydi'
20 Aralık 2015’te göreve seçildiğimde Alaattin Başkan beni Örgütlerden Sorumlu Başkanvekili seçti, göreve başladım. Elimden geldiği kadar o süreçte örgütlerle buluşmaya çaba sarf ettim. 10 Ağustos’ta Alaattin Yüksel görevden ayrılınca arkadaşların desteğiyle İl Başkanı oldum. Genel Başkanımız da bunu onayladı. Sonra da 7 Ocak’a kadar devam etti.
Başkanlığınız sürecinde en çok nelere dikkat ettiniz ve en çok neden mutlu oldunuz'
Görevim boyunca iyi niyetli, samimi duygular içinde herkese eşit mesafede olmaya çalıştım. Kimseyi ötekileştirmedim. Partilileri dışlamamaya özen gösterdim. Hata yapsalar da onlara sahip çıkmaya ve kazanmaya çalıştım. Yönetimle birlikte bir taraftan da partide kadın ve gençlerin sayısını arttırmaya ve destek olmaya çalıştık. Hep pozitif ayrımcılık yaptık ve bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Sayı arttı. Örgütlerimizde delege seçimleri ve sonra ki süreçte genç ve kadın sayısı arttı. Bundan büyük mutluluk duyuyorum.
Delege seçimleri ve kongre süreçlerinde birlik mesajlarınızla ön plana çıktınız. Hedefiniz neydi'
Yönetimlerde ciddi biri değişim yaşandı. Yüzde 60’ın üzerinde büyük değişim yaşandı, yenilendi. Bunlar partiye, inanıyorum ki, yeni bir enerji oluşturarak dinamizm katacak. Partimiz aktif hale getirecek ve ivmeyi yükseltecektir. 2019’a giden bu yolda yeni il ve ilçe yönetimlerinin heyecan ve enerjisi olumlu dönerek partinin başarısında önemli katkısı olacağını düşünüyorum. Bunda bizim de katkımızın büyük olduğuna inanıyorum. Önlerini açtık. Yeni oluşan yönetimler daha enerjik, aktif politika içinde ye alacak. Önemli olan yeni gelenlere katkıda bulunmak ve yardımcı olmak. Her düzeyden her parti üyesinin örgütlere sahip çıkması gerekiyor. Böyle bir sorumluluğumuz var. İyi değerlendirirsek onlar 2019’da bizim bıraktığımız yerden daha ileri bir noktaya taşıyacaklardır.
Dönüp baktığınızda iyi ki yapmışım dediğiniz neler var'
İyi ki yapmışım dediğim şeylerden biri kaybedilen 8 ilçeyi tekrar kazanmak için ürettiğimiz “Kardeş ilçe projesi” Biz başlangıcını yaptık. Geliştirilmesi gerekiyor tabi ki. Araya referandum ve parti içi meseleler girince biraz kesintiye uğradı. Siyaset seçimden seçime değil sürekli yapılmalı yoksa başarısız olursunuz. Bu şiarla çıktım. Her gün yapılması gereken bir anlayışla yapılması gerektiğini savundum. Kaybettiğimiz 8 ilçeyle diyalogu güçlendirmeye ve oradaki siyaseti canlandırmaya ve moral vermeye çalıştık. ‘Kazanacağız’ inancını aşıladık. Bu proje referandumda da test edildi. 8 ilçenin 8’inde de ‘hayır’ çıktı,bu güzel bir başlangıçtı. Bu da oradaki siyaset yapan arkadaşları motive etti. Şimdiki yönetimin bu projeyi detaylandırıp devam ettirmesi ve iyi tespitlerde bulunması gerektiğine inanıyorum. Bazı önerilerim var.
Peki, keşke yapmasaydım dediğiniz bir şey var mı'
Keşke yapmasaydım dediğim bir şey yok.
Önerilerim var demiştiniz… Birkaç önerinizi paylaşır mısınız'
Referandumda yaptığımız en önemli şeylerden biri demokrasi evleri. Partimizi öne çıkarmadık her kesim gelip çalıştı ve sahada her kulvardan insan çalıştı. Bildiriler dağıttık ve İzmir’de bir ‘hayır’ bileşeni oluşturduk. Bunun neticesinde de yüzde 12 gibi artı oy kazandık. İnşallah yeni seçilen arkadaşlarımız daha yüksek oy oranını Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanabilirler. Siyaseti öncelikle her gün yapmalıyız. Kadın ve genç üye sayısı arttırılmalı. Kırsal dağlık bölgelerde yerleşimlerde partinin zayıf olduğu yerlerde çalışmalar yaparak etkinlik alanı geliştirilmeli. Oylarını kazanmalıyız. En önemli şeylerden bir tanesi civar ilçelerden de katkı destek sağlanmalı.
“KONGREDE ALAATİN BEY BANA TEKLİF ETMİŞTİ”
Alaattin Yüksel’in istifası sonrası başkan olmak zor bir görev miyd? Bekliyor muydunuz'
2015’te yapılan kongre öncesi Alaattin Yüksel beni il başkanlığına önererek, teklifte bulundu. O zamanki arkadaşlar da bunu kabul ettiler ve aday olmamı istediler. Daha sonra bir durum değerlendirmesi yapıldı. Zor bir kongreydi ve birkaç gün kalmıştı. Son değerlendirmede Yüksel’in İl Başkanı olmasının daha doğru olacağına karar verildi ve o şekilde Yüksel il başkanı oldu Ben aday olma noktasındayken, Yüksel’in yardımcısı pozisyonunda oldum. Başkan ayrılma kararı alınca il başkanları toplantısına vekil olarak katıldım ve işaret edildiğim için arkadaşlar da beni başkan seçti. Zaten daha önce de ben aday gösterilecektim. Alaattin Başkanın önerisiyle aday çıkıyordum son dakika gelişmesiyle Alaattin Başkan çıktı ve yönetimine girdik. Başkan seçildi. Ayrıldıktan sonra da ben geldim. Bu ters bir durum değildi. Zaten Alaattin Başkan da bunu söyledi bir radyo konuşmasında.
“HEYECANLARIMIZ AYNI DEĞİLDİ”
O kadar deneyimli birinden sonra göreve gelmenin size katkısı ya da zararı oldu mu'
O ayrıldıktan sonra onun tabi daha da deneyimli olması ve birkaç kez il başkanlığı ve partinin diğer konumlarında çalışmış bir isim olması nedeniyle heyecanlarımız aynı değildi. Biz biraz daha heyecanlı oluyoruz. Biraz daha kendimizi ispat etmeye yönelik çaba sarf ediyoruz. Başarılı olmak için çalışıyoruz. Kongreden seçilmemişiz. Yönetimden seçilmişiz dezavantajı var. Bunları telafi etmek için daha fazla uğraşmamız gerekiyordu. Daha fazla zamanımızı buna ayırmamız gerekiyordu. Bu konularda özverili davrandık ve kucaklayıcı ve yakın durmaya çalıştık. Benim pozisyonum biraz daha Alaattin Yüksel Başkana göre farklıydı.
Siz nasıl bir yöntem izlediniz'
Aşağıya indim örgüt içinde oldum hep. Örgütün tabanıyla iletişimde oldum. İnsanlarımızla partililerimizle birebir diyalog içinde olmaya özen gösterdim. Bunları iyi bir şekilde yaptığımı düşünüyorum. Partide bu süreçte olumlu noktalardan geçtik. Bu süreçte daha ılımlı bir kongre ve seçim süreci geçirdik. Daha yapıcı geçti. Örneğin Çiğli’de en iyi kongrelerden birini geçirdik. Örnek oldu. Mahalle delege seçimlerinde sıkıntılar oldu. Sonraki delege seçimlerimiz en güzellerinden biri oldu. Hep iyi niyetli, samimi, birleştirici, sıcak bir anlayışla davrandık ve ürettiğimiz pozitif enerji etkiledi.
Bu pozitif çalışmalarınıza rağmen il kongresinde tartışmalar yaşandı. Siz de tartışmaların olduğu bir kongrede seçilmiştiniz. Önlenemez miydi'
İl kongresi için de pozitif bir enerjiyle aynı çabayı sarf ettik ama talihsiz bir olay yaşadık. (Atkı açan kişiyi kast ederek) Orada üst düzey de yetkili partililerimizin müdahil olmasının da katkısı oldu. Eğer yüksek yetkili arkadaşlarımız müdahale etmemiş olsaydı, onların yerine oradaki görevli arkadaşlarımız müdahale etseydi o kadar gerilim olmayacağını tahmin ediyorum. Sonuçta bu tip şeyler olabiliyor. Sakinleştirdik ve güzel bir kongre oldu. Demokratik bir yarış ve seçim oldu.
CHP’yi gençleştirdik dediniz. Yarış da 2 genç partili arasında geçti adayları nasıl değerlendiriyorsunuz'
2 partili genç arkadaşımız demokratik bir yarış yaptı. İkisi de aileden partili ciddi birikimleri var. Güzel bir yarış oldu ve sonuçta Deniz arkadaşımız kazandı. Deniz arkadaşımızın bu işi en güzel şekilde yapacağını biliyorum. Eğitim ve siyasi kültür ve birikimiyle ekibiyle arkadaşlarıyla bir arada çalışacak. Genç kuşak siyasetçiler var. Sahip çıkıyorlar. Bunlar partinin kazanımı. Deniz Yücel’in yönetimi 3 kuşak temsil ediliyor. Özel bir durum. Bu 3 kuşağın entegre olması olumlu şeyler çıkarır. Bu kadrodan umutluyum. Biz deneyimli siyasetçiler olarak kardeşlerimize yönetimlerine sahip çıkarsak güzel işler yapacaklarını tahmin ediyorum.
“KİMSEYE KIRGINLIĞIM YOK ADAY GÖSTERMELERİNİ BEKLEDİM”
Aday olacağınız ifade edilirken, “destek olmadığı için aday olmuyorum” açıklamasında bulundunuz. Neden aday olmadınız'
Biz yönetimdeydik ve görevim devam ediyordu. ‘Ben adayım demem doğru olmaz’ diye düşündüm. 30 ilçe başkanım var. Örgütün başkanıyım onlar diyebilirler. ‘Senden memnunuz, devam etmen gerekiyor, biz seni destekliyoruz’ deyip çoğunluk kararı alıp desteklediklerini söyleyebilirler veya söylemezlerdi. İkisinden biriydi. Bana söylemediler. Bir grup arkadaşım devam etmemi istedi ama beklentim açıkçası daha farklıydı. Ben herkesin benim devam etmemi isteyeceğini ve dile getireceğini tahmin ediyordum. Belki duygusal davrandım, düşündüm. Tüm arkadaşlarım ‘Asuman Başkanla devam edelim. Kongrede yarış olmasın, zaten başkanımız iyi yönetiyor, bunu devam ettirsin. Yönetimde ve temsilde değişiklikler yaparız hep birlikte yürürüz’ diyecekleri konusunda bir tahminim vardı. Zaten bu tahmine yönelik benim adaylığım söz konusu olabilirdi. Onun dışında benim böyle yarışmaya yönelik, ikili üçlü yapılarda yarışmaya yönelik bir projem yoktu. Yarışsaydım farklı şeyler olabilirdi. Ben bunu biliyorum. Ama yarışmadan yana değildim. Ben görevi kendime göre layıkıyla yaptığımı düşünüyorum. Göreve devam etmem konusunda bir konsensüs oluşsaydı devam edebilirdim. Onun ötesinde yeniden il başkanı olayım, yarışmaya gireyim şeklinde bir anlayışım olmazdı. Çünkü 30 ilçe örgütünün 30’una da dostça davrandım ve olumlu baktıklarını düşünüyor ve yürekten inanıyorum. Arkadaşlar bunu dile getirmediler. Böyle bir anlayışı desteklemedi ya da çekimser davrandılar. Bütün arkadaşlarım dostça davranıyor ve kimseye kırgınlığım yok.
Parti Meclisi’ne aday olacak mısınız'
İl Başkanlığı zaten zor bir görevdi. Çok yorucu ve ağırdı. Devam etme konusunda savaşarak mücadele ederek bu işe gelmek bana yakışan bir şey değildi. PM ya da başka bir görevde arkadaşlarımın takdiri ile bana görev verirlerse ‘olman gerekiyor’ derlerse biz de konuşuruz. Kurultayda yer alacağız. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındayız. Kendisiyle ilişkilerimiz son derece iyi. İzmir İl Örgütü olarak ve şahsi olarak iyi. Kurultay öncesi de bir randevumuz olacak kendisiyle.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Veli Özdemir’in İzmir’e gelmesi ve sizinle özel görüşmesi kulislerde farklı yorumlanmıştı. Size bir tebliğ oldu mu Yücel’in adaylığının desteklenmesiyle ilgil?
Genel Başkan Başdanışmanı Veli Özdemir’in gelip burada bazı görüşmeler yaptığı doğrudur. Ben özel görüşmedim ama Veli Bey burada özel görüşmeler yaptı. Ben etik olarak hiç birine katılmadım. Benimle konuşmadı. Onun benimle özel bir şey konuşmasını gerektirecek özel bir durum yok. Ben zaten Genel Başkan ve Genel Merkez ile görüşüyorum. Direk olarak bir temasım var. Bu nedenle Veli Bey’in bana bir şey aktarma misyonu yok. Veli Bey özel görüşme yapmak istediğini söylediğinde ‘buyrun’ dedim. Ama katılmadım.Hangi konuda konuştuklarını da sormadım. Bana Genel Başkanın da tebligatı yok. ‘Sen ne yapacağını bilirsin’ dedi.
Görevi halefinize devrederken bir ayrıntı gözlerden kaçmadı. Duygulandığınız gördük. Biraz da gözeriniz doldu. Neler hissettiniz'
Göreve çok emek verdim. 17 ay kolay değil. Evinizi, işinizi, gücünüzü bırakıyorsunuz, tatil, bayram yok. Sürekli parti için hareket halindesiniz. Sonra bir günde görevi teslim ediyor ayrılıyorsunuz. Bu bir final. Kolay değil yaşadığınız taşıdığınız bir yük var. Sorumluluk var devrediyorsunuz. Ama güzel devrediyorsunuz. Samimi sıcak bir ortam oluyor ve mutlu devrediyorsunuz. Pozitif bir ortamdı. Bunun heyecanı içinde de böyle bir hafif duygusallık yaşıyorsunuz. Bir de ben duygusal bir insanım yufka yürekliyim.
İl eski Başkanı ve yıllarını partiye vermiş CHP’li olarak vereceğiniz mesajınız ne olurdu partililere'
Bizim partililerimizin bu dönemi biraz daha dikkatli geçirmeleri gerekiyor. Geriye dönüp bakmayalım ‘hata oldu, eksik oldu’ olmuştur ama geride kaldı. Ben nasıl ‘helal ediyorum hakkımı, siz de helal edin’ dedim aynı anlayışta olmalıyız. Geriden bir şey olmaz. Başarılı olmak için. Bisiklet kullanırken önüne bakarsan düşersin, karşıya bakman gerekir ya, ileriye bakıp göreceğiz yolumuza öyle devam edeceğiz. Kol kola dayanışma içinde olacağız. Genç ve kadınlara sahip çıkacağız. STK’lar, muhtarlarla, dost kardeş, yol arkadaşı olacağız. Bize yakın muhalif siyasi görüşlerle ilişkilerimizi dikkatli ama mümkün olduğunca sıcak tutmaya çalışacağız. Hep birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimine gireceğiz. Birbirimize ihtiyacımız var. Daha güçlü bir gövde oluşturmalıyız. Örgütün bu konuda hassas ve dikkatli olması gerekiyor.
Bizim burada durumumuz iyi ama Türkiye’nin bazı bölgelerinde zafiyetler var. O konuda da örgütümüzün duyarlı olup İzmir’de yaşayan doğulu, Karadenizli güneydoğulu yurttaşlarımız var onlarla duyarlı siyasi çalışmalar yapmalıyız, desteklerini vermeli. İzmir’de yaşayan insanlarımzın şehirlerinde siyaseten etki etmelerini tavsiye ediyorum. Benim şehir dışı gezilerimin temelinde de hep bu çalışmalar vardı.
Sayfa başına git
