Evlat acısı davası

İzmir'in Menemen İlçesi'ne bağlı Çukurköy'de, 2 yıl önce 'Kutlu Doğum Haftası' etkinliğine katılanların bulunduğu belediyeye ait midibüsün kaza yapması sonucu ölen 6 kişiden Hatice Sürgüvenç'in anne ve babası ile 4 kardeşi, şoför, belediye ve sorumlulara toplam 550 bin liralık tazminat davası açtı. Trafik faciasından iki yıl sonra...

Haberler / 3. Sayfa

26 Mart 2016 Cumartesi 16:03

PAYLAŞ

Menemen İlçesi Görece Mahallesi'nde oturan bir grup, 19 Nisan 2014'te İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen 'Kutlu Doğum Haftası' etkinliğine katılmak üzere, Menemen Belediyesi'ne ait midibüsle Çukurköy Mahallesi'ne gitti. Buradaki etkinliğin sona ermesi ardından, Görece'de oturan gruptakiler evlerine dönmek için Erkan Tunç yönetimindeki midibüse bindi. Çukurköy Mahallesi'nden çıkıp bir süre ilerleyen midibüs, eğimli yolda hızlanarak kontrolden çıktı ve devrildi.

Kazada, midibüste bulunanlardan Hüseyin Ok (65), Nurten Şener (55), Hatice Sürgüvenç (20), Fatma Dolgun (22), İsmail Şener (4) ve Afra Nur Dolgun (8) öldü, şoför Erkan Tunç'un da aralarında bulunduğu 41 kişi yaralandı. Yapılan testte 0.49 promil alkollü olduğu tespit edilen şoför Erkan Tunç tutuklandı.

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Sedat Bacaksız, tutuklu midibüs şoförü Erkan Tunç hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne, birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak' suçundan 22.5 yıl, tutuksuz sanıklar Menemen Belediyesi Otobüs İşletmesi'nin yetkili sorumlusu Yılmaz Arslan ve otobüs işletmesi bakım onarım yetkilisi Kadir Arıcı hakkında da 15'er yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Aracın periyodik bakımına yeterli dikkat ve özenin gösterilmediğini kayderen Savcı Bacaksız sürücü Erkan Tunç'un 'asli', diğer sanıklar Yılmaz Arslan ve Kadir Arıcı'nın ise 'tali' kusurlu olduğunu kaydetti.

Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada Erkan Tunç'a, 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verildi, ehliyetine 2.5 yıl süreyle el konuldu. Mahkeme diğer sanık Kadir Arıcı'yı da 3 yıl hapis cezası verdi, bu cezayı 16 bin 200 lira adli para cezasına çevirip, ertelemedi. Diğer sanık Yılmaz Arslan'ın ise beraatine karar verdi.

Ceza davasının sonuçlanmasının ardından, kazada kızları Hatice Sürgüvenç'i kaybeden anne Sekine Sönmez ile baba Cemal Sönmez ile kardeşleri Ömer, Orhan, Meryem ve Neslihan Sönmez, şoför Erkan Tunç, Menemen Belediyesi ve Kadir Arıcı hakkında toplam 550 bin lira manevi tazminat istemiyle avukatları aracılığıyla İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Avukat Hacı Hakan Ağacakanat, kazada yaşamını yitiren Hatice Sürgüvenç'in annesi Sekine ile babası Cemal Sönmez'e 125'er bin lira, kardeşleri Ömer, Orhan, Meryem ve Neslihan Sönmez 'e de 75'er bin lira olmak üzere toplam 550 bin lira manevi tazminat ödenmesi istemiyle dava açtı. Avukat Hakan Ağacakanat, açtığı davanın dilekçesinde şöyle dedi:

"29 kişi kapasiteli araca 47 kişi bindirilmiştir. Yol eğilimli ve virajlı olduğu halde, bunları gözönünde bulundurmayan, aynı zamanda alkollü olan şoför Erkan Tunç, bu kazaya sebebiyet vermiştir. Kaza sonrası müvekkilerimin kızı ve kardeşleri yaşamını yitirmiştir. Kendisi daha 20 yaşında bir çocuk annesi. Genç yaşta ölmesinden dolayı sevdikleri bu acıyı bir türlü unutamamıştır. Müvekkilerim evlat ve kardeş acısı yaşamıştır. Kendileri büyük zorluklarla büyüttüğü kızlarının aniden vefat etmesinden dolayı hissetikleri acıdan bir türlü kurtulamamışlardır. Kızlarının evlenip çocuk sahibi olarak yeni bir aile kurmuş olması müvekkilerin acısını daha da arttırmıştır. Ölen kızları, arkasında 2 yaşında çocuğunu bırakmıştır. Bebek yaştaki torunlarının annesiz büyüyecek olması da müvekkilere tarifi imkansız bir acı yaşatmaktadır. Bununla birlikte, anne sevgisini aratmayacak bir sevgi göstermek zorunda kaldıkları torunları, müvekkilere her zaman bu tatsız kazayı hatırlatacak, evlatlarını kaybetmenin acısını bir an için dahi unutmayacaklardır. Müvekkilerimin çektiği acı hiçbir zaman dinmeyecektir. Yaşadıkları maddi ve manevi yıkımın telafisi mümkün olmayacaktır. Hiçbir şey genç yaşta hayatını yitiren Hatice Sürgüvenç'i geri getirmeyecek olsa da müvekkiller adına yaşadıkları maddi ve manevi zorlukların bir nebze de olsa sorumluları tarafından tazmin edilmesini sağlamak yolunda tazminat davası açmak zorululuğumuz doğmuştur." Bahri KARATAŞ (DHA)