İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Tutuklu sanıklardan Mesut Atıcı, örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmeyerek, örgütle uzaktan yakından bağlantısının olmadığını savundu.
Suç örgütü elebaşı olduğu öne sürülen Serkan Kurtuluş'la herhangi bir görüşmesinin olmadığını iddia eden Alıcı, "Birçok suçun azmettiricisi olarak yargılanıyorum. Birçok olayın içine dahil edilmiş bulunmaktayım. Görgüm ve bilgim yoktur. 70 kişi yargılanıyor bu dosyada, tanıdığım kişiler bir elin parmakları kadardır. Çoğu kişiyi burada tanıdım." diye konuştu.
Tanık C.S. ise öldürülen Gökhan Kalıpçı'nın kız arkadaşı olduğunu, tehdit aldığını bildiğini dile getirerek, "Olayın yaşandığı gece tedirgindi. Tehdit aldığını biliyordum. Bir keresinde telefonla tehdit geldiğinde sinirlenip kapattı. Ben ne zaman sorsam bu konuyu kapatıyordu." beyanında bulundu.
Tanık M.K. de Kalıpçı'nın, Serkan Kurtuluş'tan tehdit aldığını bildiğini söyledi.
Öldürülen Kalıpçı'nın kardeşi Elif Kalıpçı da yaşadıkları sürecin çok ağır olduğunu ifade ederek, "Kim bu olaya ucu dokunduysa cezasını çeksin. Kardeşim tehdit alıyordu. Bizim hayatımızı mahvettiniz. Hala yalan konuşuyorsunuz. Siz vicdanen rahat mısınız'" şeklinde konuştu.
Davanın sanıklarından, evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen iş insanı Ahmet Kurtuluş'un avukatı Özgür Senger de cinayetin son derece profesyonelce işlendiğini söyledi.
Kurtuluş'un adli kontrol tedbirlerine uyduğunu ve "FETÖ borsası" oluşumu içinde olduğunu kabul ettiğini anlatan Senger, şunları kaydetti:
"Serkan Kurtuluş'un bu cinayeti tek başına iradesiyle azmettirdiği yönünde bir sav gerçek dışıdır. Bu cinayetin esas müsebbibi, FETÖ borsasını teşkil eden örgüttür. Mahkeme, önceki duruşmada birçok silahlı eyleme karışmış kişiyi tahliye ederken Ahmet Kurtuluş'un ev hapsini kaldırmamıştır.
Heyete müdahale edildiğini düşünüyoruz. Heyetin reddini talep ediyoruz."
Mahkeme Başkanı, bu sözlere ilişkin, "Meslek hayatımda kimse bana bu sözü söylememiştir. Heyete müdahale yok. Müdahale edilirse bırakır giderim. Avukatlar manipülasyon yapmamalı." ifadelerini kullandı.
Avukat Senger de mahkeme heyetinin ev hapsinin devamı kararı verdiğini anımsatarak, "Mahkeme heyeti, Ahmet Kurtuluş hakkında silahlı eylem ihbarı olduğunu bilmektedir. Buna ve değişen delil durumuna rağmen Ahmet Kurtuluş'a dair verilen ev hapsinin devamı kararı, bu eylemi kolaylaştıran bir karardır. Kurtuluş, orantısız bir şekilde ev hapsine mahkum edildi. Cinayetten 3 gün önce sitenin kameraları bozuluyor. Evin etrafında keşif yapılıyor. Ev hapsi kaldırılmış olsaydı bu olayın öldürmeye varmayacağını düşünmekteyiz." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı da "Bunlar sizin hüsnükuruntunuz. Çok cüretkar, iddialı bir iddia." yanıtını verdi.
Duruşma savcısı, heyetin reddi talebinin 4. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirilmesi yönünde mütalaa verdi.
Bu talebin reddedildiğini ve karara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz yolunun açık olduğunu belirten mahkeme heyeti, sanıklardan Seyfettin Aguş'un tahliyesine ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.
İddianame
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, suç örgütü elebaşı olduğu öne sürülen firari şüpheli Serkan Kurtuluş ile 31'i tutuklu 69 kişi hakkında dava açılmıştı.
Şüphelilere "suç işlemek amacıyla çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak, maddi menfaat amacı güderek tehdit, hakaret, silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs, kurşunlama ve kasten öldürme" gibi suçlamalar yöneltilmişti.
Bazı devlet görevlilerinin bu suç örgütüyle bağlantıya geçerek FETÖ soruşturmalarını etkilediğine dikkati çekilen iddianamede, "Çeşitli üst düzey kamu görevlileri ile siyasetçiler arasında FETÖ soruşturmalarında haklarında işlem yapılan iş insanlarına yönelik menfaat temin saikiyle ve örgütlü hareket edildiği, bir nevi kamuoyundaki tabirle 'FETÖ borsası' olduğu kuşkusu uyanmıştır." ifadelerine yer verilmişti.
Tahliyelerle tutuklu sayısının 6'ya düştüğü davanın sanıklarından elektronik kelepçe takılarak adli kontrol tedbiri uygulanan iş insanı Ahmet Kurtuluş, evinde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmiş, sanık sayısı 68'e düşmüştü. (AA)