Fırat Yılmaz Çakıroğlu cinayetinde şok iddia

Yasadışı dinleme sanığı polislerden, emniyet amiri Taner Aydın suçsuz olduklarını, önleme dinlemesi yaptıklarını söyledi. Geçen cuma günü Ege Üniversitesi'nde çıkan kavgada bir öğrencinin bıçaklanarak öldürüldüğünü hatırlatan Aydın, "Devlet önleme dinlemesi yapsaydı, üniversite öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu ölmezdi" dedi. Öte yandan cinayet, Ege Üniversitesi'nde protesto edildi. Fırat Yılmaz Çakıroğlu cinayetinde

Haberler / İzmir

23 Şubat 2015 Pazartesi 16:25

PAYLAŞ

İZMİR - İzmir merkezli olarak geçen yıl ağustos ayında 13 ilde düzenlenen operasyonun ardından, haklarında 10- 961'er yıl hapis cezası istemiyle dava açılan, aralarında birinci sınıf emniyet müdürünün de bulunduğu tamamı tutuksuz 32 polisin yargılanmasına devam edildi. Duruşmada ifade veren sanıklardan emniyet amiri Taner Aydın suçsuz olduklarını, önleme dinlemesi yaptıklarını söyledi. Geçen cuma günü Ege Üniversitesi'nde çıkan kavgada bir öğrencinin bıçaklanarak öldürüldüğünü hatırlatan Aydın, "Devlet önleme dinlemesi yapsaydı, üniversite öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu ölmezdi" dedi.

İzmir'de, yasadışı dinleme yapmakla suçlanan emniyet mensuplarına yönelik operasyonun ardından açılan davanın ikinci duruşması İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmada, haklarında 10 ila 961 yıl arasında değişen hapis cezaları istenen, tamamı tutuksuz 32 polisten 26'sı ile iddianamede isimleri müşteki olarak geçen bazı emniyet mensupları, tarafların avukatları hazır bulundu.

EVRAKLAR FOTOKOPİ
Duruşmanın başında Mahkeme Başkanı Hamdi Çiftçi, yargılanan polislerden İzmir eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın'a dinlemelerle ilgili mahkemeye gönderilen fotokopi belgelerin altındaki imzaları göstererek, kendisine ait olup olmadığını sordu. Belgelerdeki imzanın kendi imzasına benzediğini ifade eden Aydın, "Ancak fotokopi olduğu için benim olduğunu söylemem net değildir. Bilgisayar ortamından başka bir evraktan alınan imzanın bu evrakların üzerine nakledilmesi mümkündür" dedi.

ÖNLEME DİNLEMESİ İLE ADLİ DİNLEME ARASINDAKİ FARK
İlki geçen kasım ayında yapılan duruşmada ifade veremeyen polislerden olan Taner Aydın, savunmasına suçlandıkları istihbari ve önleme dinlemeleriyle adli dinleme arasındaki farkı anlattı suç işlemediklerini, görevlerini yaptıklarını söyledi. Önleme ve istihbari dinlemelerin faydalarını anlatan Aydın, geçen cuma günü Ege Üniversitesi'nde yaşanan bıçaklı kavgayı örnek verdi. iki grup arasında çıkan kavgada bir öğrencinin bıçaklanarak öldürüldüğünü hatırlatan Aydın, "Devlet önleme dinlemesi yapsaydı, üniversite öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu ölmezdi" dedi. İstihbarata verilen yetkiyle, önceden çalışma yapılarak böyle bir kavganın olabileceğinin öğrenilip, tedbir çalışması yapılabileceğini söyleyen Aydın, "Rektörlük, emniyet uyarılır ve yazı yazılır. Polis oraya gider, Fırat'ı da korur. Dinlemelerin önemi bu tür olaylarda ortaya çıkıyor" diye konuştu.

'YARIN HESAP SORULUR DİYE, DİNLEME YAPILMIYOR'
Ege Üniversitesi'nin duvarlarına yazılan PKK yazıları ve son dönemde yaşanan olaylara değinen Aydın, "Geldiğimiz noktada sokakların durumu ortada. Yerimize gelen arkadaşlar yarın bizden hesap sorulur diye dinleme de yapmıyor. Sokakların bu hale gelmesinde bunun da etkisi olduğunu düşünüyorum" dedi.

CİNAYETE TEPKİ
Öte yandan, Ege Üniversitesi kampüsünde, karşıt görüşlü kökenli öğrenciler arasında çıkan kavgada, Ülkü Ocakları'nın okul sorumlusu 22 yaşındaki Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun hayatını kaybetmesiyle ilgili, Eğitim-İş öncülüğünde üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği Bölümü önünde eylem düzenlendi. Akademisyenlerin de bulunduğu grup adına konuşan Eğitim-İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci, bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini savundu.

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde formasyon dersleri alan ülkücü grup ile sol görüşlü ve doğu kökenli öğrenciler arasında bir süredir devam eden sözlü tartışmaların geçen cuma kavgaya dönüşmesi üzerine çıkan olaylarda Ülkü Ocakları'nın okul sorumlusu Fırat Yılmaz Çakıroğlu hayatını kaybetti, karşı gruptaki Nurullah Semo ve yine her iki gruptan 6 öğrenci yaralandı. Çakıroğlu'nun öldürülmesine tepki göstermek amacıyla Eğitim- İş öncülüğünde yaklaşık 50 kişilik grup, Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü önünde saat 12.30'da toplanıp basın açıklaması yaptı.

Ellerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün, Fırat Yılmaz Çakıroğlu ve Mersin'de öldürülen Özgecan Aslan'ın fotoğrafları ile Türk bayrağı taşıyan grup hükümet aleyhine sloganlar attı. Grup adına basın açıklamasını Eğitim-İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci yaptı. Öldürülen Çakıroğlu'nun annesi Özlem Çakıroğlu'nun da kendi sendikalarının üyesi olması nedeniyle acılarının katlandığını belirten Prof. Dr. Değirmenci, gerekli önlemlerin alınmadığını öne sürdü. Prof. Dr. Değirmenci, şöyle konuştu:

"Üniversitemizde farklı görüşten grupların olması normaldir. Üniversite yılları gençlerin en ateşli oldukları bir döneme karşılık gelmektedir. Olası istenmeyen durumlar için her türlü tedbirin alınması üniversite yönetimi ve güvenlik güçlerinin sorumluluğundadır. Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun, Edebiyat Fakültesi'nde ayrılıkçı fikirlere sahip olan hakim grup nedeniyle ders ve sınavlarına ancak güvenlik önlemi altında girebilmesi, olaydan iki gün önce darp edilmiş olması ve fakültede son bir kaç gün içinde yaşanan gerilimli ortam yaklaşan elim olayın habercisi olmuştur. Bu olayda, güvenlik açısından büyük bir zafiyet yaşandığını görmezden gelemeyiz. Kampüs içinde bir bölgeyi adeta kurtarılmış bölge ilan ederek ulusal birlik ve bütünlüğümüze aykırı görüşlerin, eylem ve etkinliklerin fütursuzca ve adeta kışkırtırcasına sergilenmesi ve bu konuda gerekli güvenlik tedbirlerinin yeterince alınmamış olması bu acı olayın yaşanmasında önemli bir etkendir. AKP iktidarının ayrıştırıcı politikalarının bu ve benzeri olaylardaki katkısı da görmezden gelinemez. Bir daha böyle vahim olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz."

Açıklamanın ardından bir süre slogan atan grup ardından dağıldı. EÜ'de eğitime, perşembe gününe kadar ara verilmişti.