Enflasyonun bir ‘canavar’ olarak anıldığı yılları neredeyse bir kuşak bilmiyor. Ve neredeyse bir kuşak, gazetelerin ekonomi sayfalarında hemen her hafta kendine yer bulan “Mutfakta yangın var” başlıklarını da hatırlamıyor bile. Hatta bugün limonun fiyatının nasıl arttığını, limonata fiyatındaki artış örnek verilerek anlatılıyor.
Ama işte temmuz ayı enflasyonu öyle ciddi bir sinyal verdi ki, önümüzdeki aylarda ekonomi analizleri ‘yüksek iktisattan’ market raflarına, pazar tezgahlarına doğru inmek zorunda kalacak. Ve ‘Mutfakta yangın var’ başlıklarını yeniden görmeye başlamak hiçte şaşırtıcı olmayacak. Peki bu yangın nereden çıktı'
ENFLASYON ALARM VERDİ
* Temmuz ayında enflasyon yüzde 9,32 oldu. Yani tüm mal ve hizmetlerin fiyatı bir yılda yüzde 9,32 zamlandı. En yüksek artış yüzde 13,74 ile lokanta ve otel hizmetlerinde gerçekleşti. Ancak bu gruptaki zamlar, tatil sezonunun da bir sonucu. Asıl tehlike sinyali ise gıdadan geliyor.
* Gıda fiyatları bir yılda 12,56 arttı. Gıdanın hayat pahalılığını ölçerken kullanılan kriterlerdeki ağırlığı yüzde 24,45. En yakın rakibi yüzde 16,41 ile konut. Bu yüzden buradaki artış vatandaşın reel ekonomisi için çok önemli bir gösterge sayılıyor.
KRİZDEN BERİ EN KÖTÜ YIL
* Gıda fiyatındaki bu yükselişin bir başka dikkat çekici yönü ise 2008’den bu yanaki en büyük artışlardan birisi olması. Yani Türkiye ’yi büyük oranda ‘teğet’ geçen 2008’deki küresel krizden beri gıdada bu denli yüksek zamlar görülmüyordu.
* Bir kaç rakam gelinen noktayı daha net özetliyor: Temmuz ayları itibariyle gıda fiyatlarındaki artış 2005’te yüzde 4,43, 2006’da yüzde 12,05, 2007’de yüzde 9,19, 2008’de yüzde 15,28, 2009’da yüzde 8,51, 2010’da yüzde 5,52, 2011’de yüzde 7,65 ve 2012’de yüzde 9,06 oldu. Bu yıldan sonra ise artış birden başlıyor. 2013’te yüzde 12,72, 2014’te de yüzde 12,56.
TEZGAH YALAN SÖYLEMEZ!
Enflasyon rakamları üzerinden ‘gıda merkezli’ gelen sarsıntının şiddeti böyle. Ancak pazar ve manav tezgahına inildikçe durumun gerçekten bir yangına dönüşmeye başladığı daha net ortaya çıkıyor. Çünkü zamlar sadece belli ürünlerde yoğunlaşmıyor. Yani yazın bol olan ürünler ucuz değil. Ya da artış, bazı ürünlerin kadim kaderi olan ‘var yılı-yok yılı’ sarmalından kaynaklanmıyor. Kuraklık veya dolu vurgunu da pek mantıklı gelmiyor zira, hemen her bölgeden, her türden üründe zamlar çok büyük oranlarda...
ÜCRET ARTIŞI GIDA ZAMMININ GERİSİNDE
* Mesela; Türkiye ile özdeşleşen ve bol olan kayısı yüzde 92 zamla birinci sırada. Kayısının 5 yıllık zam oranı ise yüzde 138. Aynı şekilde ne zaman hayat pahalılığı tavan yapsa vatandaşın temel gıdaları haline gelen bulgurda yüzde 10, makarnada ise yüzde 15 fiyat artışı yaşandı. Fiyatı düşen iki ürün ise sadece domates ve kuru soğan. Geri kalan tüm ürünlerdeki en düşük artış yüzde 10’dan başlıyor. Son 5 yıla bakıldığında ise gıda fiyatındaki ortalama artış yüzde 70’leri aşıyor.
* Gıda fiyatının bu seyrine karşın ücretlerdeki artış ise bir hayli düşündürücü. Sosyal sigorta istatistikleri dikkate alındığında son bir yılda ücret artışı ortalama yüzde 10,7 oldu. Yani gıdadaki en düşük zam kadar ücret artışı yaşandı. Son 5 yıldaki ücret artışı ise yüzde 60 civarında. Aynı şekilde yine ücretler gıdadaki ortalama zamların yine altında.
GIDA FİYATLARI NE KADAR ZAMLANDI'
ÜRÜN 1 YILLIK(%) 5 YILLIK (%)
Kuru kayısı 92 207
Kayısı 83 138
Antep fıstığı 82 171
Fındık 65 115
Kuru fasulye 59 119
Limon 57 175
Pirinç 45 37
Kiraz 34 83
Mercimek 31 -1
Şeftali 30 55
Erik 28 52
Tereyağı 27 84
Armut 26 64
Ceviz 26 89
Zeytinyağı 26 23
Bamya 25 96
Elma 25 23
Muz 23 49
Semizotu 19 70
Beyaz peynir 19 64
Patates 19 37
Dana eti 18 76
Buğday unu 18 61
Sucuk 17 66
Şehriye 16 31
Makarna 15 30
Salam 15 56
Bal 15 43
Yoğurt 15 44
Ekmek 14 56
Toz şeker 14 44
Reçel 13 51
Sosis 12 67
Bitkisel yağlar 11 16
Bulgur 10 14
Tavuk eti 10 38
Margarin 10 62
Zeytin 9 46
Kuru soğan -21 6
(RADİKAL)