POLİTİKA
BirGün Gazetesinden Berkay Sağol'un haberine göre;
Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) protokolüyle öğrenciler adeta Diyanet’e teslim edildi. İzmir’deki 842 okula imam, Kuran kursu öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirilmesine tepkiler sürerken, şimdide İzmir Foça’da bulunan okullarda yaz Kuran kurslarının tanıtımı için imam, Kuran kursu öğreticisi ve müezzinin görevlendirildiği ortaya çıktı.
Foça İlçe Müftüsü tarafından Foça İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, imam, müezzin ve Kuran kursu öğreticileri olan 19 kişinin Kuran kursu tanıtımı için görevlendirildiği ve bu kişilere okullarda izin verilmesi istendi. Yazıda, “İlçemizde açılacak olan yaz Kuran kurslarının tanıtılması amacıyla isimleri yazılı olan İlçemiz Müftülüğünde görev yapan imam hatip, müezzin ve Kuran kursu öğreticilerimizin görev yaptıkları merkez ve mahallelerde bulunan okullara yaz kuran kurslarımızın tanıtımı için ziyarette bulunmalarına müdürlüğünüzce gereken kolaylığın sağlanması ve izin verilmesi hususunda gereğiniz arz ederim” denildi. Foça İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de bu yazıyı onaylayarak ilçede bulunan ilkokul, ortaokul ve liselere gönderdi.
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Turgut Aydın, “Öğrencilerimizin çok yoğun geçen bir eğitim öğretim döneminden sonra yaz tatillerinde dinlenmek, eğlenmek ve kendilerine zaman ayırmak gibi gereksinimleri vardır. Kişisel olarak yaptıklarına hiçbir yetkilinin müdahale etme hakkı yoktur. Burada ortaya çıkan durum, okul müdürlükleri aracılığıyla öğrencilerin yaz tatillerinde ne yapacaklarına müdahale edilmesi durumudur. ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi kapsamında okullarda imam görevlendirilmeleri gündemde yer almaktadır. Foça ilçesinde ortaya çıkan müftülüğün bu zorlama yazısı, bu projenin kapsamında mıdır?” dedi.
ANAYASAYA TAMAMEN TERS BİR DURUM
Okul yönetimlerinin yaptığı yönlendirmelerin bazı veliler ve öğrenciler tarafından bir zorunluluk olarak görülebildiğine vurgu yapan Aydın, “Bu anlamda; Anayasanın, kişinin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan 24. Maddesindeki ‘Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır’ hükmünün açıkça ihlalidir. Ayrıca bu durumda, Anayasamızda tanımlanan laik bir devlet ve eğitim sistemi ilkelerine tamamen ters bir durum ortaya çıkarmaktadır. Yaz Kuran kurslarının Milli Eğitim Müdürlükleri üzerinden hayata geçirilmesi çabası hem öğrencilerimiz hem de veliler açısından ciddi sorunlar doğuracaktır. Geleceğimiz olan öğrencilerimizin eğitim hakları gibi dinlenme haklarının da takipçisi olacağımızı ve resmi kanallarla yaz tatilinde kuran kursu yönlendirmelerine karşı her türlü yasal hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna duyururuz” diye konuştu.
Sayfa başına git
