EGEPOSTASI- Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak, Büyük İzmir TV’de Haftanın Notları programında gündemi değerlendirdi.
EMNİYET NEREDE? VALİ NEDEN SESSİZ?
Karabağlar ilçesinde inşa edilen ve geçtiğimiz günlerde faaliyetlere başlayan kaçak tarikat yurduna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Halil Solak, “Geçtiğimiz Haziran ayında belediye kaçak olan yapının yıkım kararını uygulamak için gidiyor ancak orada bulunan tarikat üyelerinin ellerinde sopa ile bekledikleri ve yıkımı yapacak ekipleri engelledikleri ileri sürüldü. Halk TV bölgeye haber yapmak için gidiyor ancak tarikat üyeleri çekimi engelleyerek saldırıyor. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel ‘neden işlem yapılmadığını’ sordu. Başkan Tugay, ‘Emniyet tedbir alsın yıkalım’ diyor. Emniyet nerede? Vali neden sessiz? Bunların ayrıcalığı ne? Başka bir yerde kaçak yapı olursa belediye gider ve yıkar. Emniyette bölgede güvenliği sağlar. Tarikatların kullandığı yapının ne özelliği var? Yarın bir gün orada bir facia yaşanırsa hesabı kim verecek? Bölgeye ekip göndermeyen emniyet müdürü mü? Vali mi? İçişleri Bakanı mı? Yoksa yıkmaya giden ancak destek olmadığı için yıkımı gerçekleştiremeyen belediyeler mi? Türkiye ne çektiyse tarikat ve cemaatlerden çekti. 15 Temmuz'u yaşayan bir iktidarın hala tarikatlara ve cemaatlere ayrıcalık tanımasının sebebi ne?” dedi.
İMAR AFFI GÖNDERMESİ: ALIŞMIŞLAR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın kaçak yapıya ilişkin açıklamasında, ‘imar affına’ yönelik sözlerini değerlendiren Halil Solak, “ İnsanlar gidip istedikleri yere kafalarına göre bina dikiyorlardı. İmar affından yararlanıp ruhsat alıyorlardı. Alışmışlar böyle olmaya. Bu dönem çıkmadığı için şimdi sıkıntı yaşıyorlar. Kaçaksa, ruhsatı yoksa tabii ki yıkılacak. Emniyetin belediyelere destek olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
BAKANLIK SORUMLULUĞU BÜYÜKŞEHİR’E YIKTI
İzmir Körfezi’nin temizlenmesine yönelik hazırlanan 15 maddelik eylem planı ile ilgili açıklamalarda bulunan Halil Solak, “Yaklaşık 2 ay geçti, 2 taraf da sorumluluğu birbirine atıyor. Körfez’deki kirlilik, koku ve balık ölümlerinin ardından bakanlığın ve belediyenin bir araya gelmesiyle insanlarda bir umut oluşmuştu. Ancak acil eylem planı açıklanınca İzmirlilerde yerel yönetim ile merkezi hükümet arasında çekişme yaşanacak ve çözülmeyecek kaygısı oluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank sorumluluğun Büyükşehir’de olduğunu söyledi. Büyükşehir şerh koyuyor. 15 maddeye baktığınız zaman bütün sorumluluk Büyükşehir Belediyesi’ne yıkılmış. Körfez bir anda kirlenmedi. Son 5 yılda yapılan uygulamalara bakmak gerekiyor. İzmir 5 yıl önce kokmuyordu. Zaman zaman kirlilik oluyordu ancak hemen önlemler alınıyordu. Ancak bu sefer böyle olmadı. Bu kirliliğin sadece Büyükşehir eliyle temizlenmesi mümkün değil. Kocaeli Körfezi de kirliydi. Hemen bakanlık ve belediye bir araya geldi ve temizleme çalışmalarına başlandı. Avantaj neydi, hem yerelin hem genelin AK Parti’de olması. Biz 2 aydır sorumluluk tartışıyoruz. Bütçe ne? Büyükşehir’in durumu var mı? Körfezin dip çamurunu büyükşehir nasıl temizleyecek? Sadece arıtmalara indirgemekte yanlış” dedi.
İZMİR, ÇATIŞMALARDAN ÇOK ÇEKTİ
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun ‘şerh’ açıklamasını değerlendiren Solak, “Aslanoğlu hiç topa girmemişti. Ancak işin ciddiye gittiğini ve Büyükşehir Belediyesi’ne yıkılacağını anlayınca bir açıklama yaptı. Aslanoğlu bu işe siyaset karışmaması gerektiğini dile getirdi. İzmir halkı çatışmalardan çok çekti. Burada aklı selim davranılması gerekiyor. Aslanoğlu’nun açıklamaları yerinde ve doğru” dedi.
İL MÜDÜRLÜĞÜ NE YAPTI?
Çevre, Şehircilik İl Müdürülüğü’ne tepki gösteren Solak, “İl Müdürlüğü ceza kesmekten başka ne yaptı? Neden denetlemediler bugüne kadar?” diye sordu.
‘KİN VE ÖFKE’YLE YAPIYOR
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in son zamanlarda yaptığı açıklamalar hakkında değerlendirme yapan Gazeteci Solak, “Soyer her hafta bir yere çıkıp açıklamalar yapıyor. Son yaptığı ‘Odun koysan seçilecek yere odun koymak zorunda değilsin’ açıklaması da çok çirkin. Televizyona çıkıp ulu orta bunu söylemek yanlış. 15 yıl belediye başkanlığı yaptı. Büyükşehir’i bir dönem daha yapmak istediğini ve hak ettiğini dile getirdi. Başkasına göre de hak etmedi. Sonuç olarak aday gösterilmedi. Ayrıca Soyer, 2009 yılında aday adayı olduğunda İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’ydu. Nalbantoğlu’nun desteğiyle Seferihisar Belediye Başkanı oldu. Bunu kendisi söyledi. Buna karşılık Soyer 37. Kurultay’da Rıfat Bey’i PM’ye önerdi. Önermese belki seçilmeyecekti. ‘Vefa borcu’ olduğunu söyledi. Siz yapıyorsunuz sorun yok, başkası yol arkadaşına destek verdiğinde ‘hata’ diyorsunuz. Bence bu açıklamalarının altında aday gösterilmemesi nedeniyle kin ve öfke yatıyor” dedi.