Ege Postası
Geri

Gazeteci Solak’tan Tugay’a ‘işçi çıkarma’ eleştirisi: Aldığı desteği hoyratça kullanıyor!'

Ege Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çıkarılan ve çıkarılması planlanan işçilerle ilgili Belediye Başkanı Cemil Tugay’a eleştirilerde bulundu. Solak, “Tugay İzmirlilerden aldığı desteği biraz hoyratça kullanıyor. Burada evine ekmek götüren kişiler var. Burada aldığınız primi neden boşa harcıyorsunuz? Ayın 15’inden 15’ine sadece ATM’ye giden varsa, tamam. Ancak gelen bilgiler o yönde değil. Bu işçi çıkarmaların 3 bin- 3 bin 500’e varacağı konuşuluyor. Başkan ’batarız’ diyor. Tamam, İller Bankası’ndan para kesiliyor, hükümet senin üzerinde baskı kuruyor ama çözümün adresi sizsiniz.” dedi.
Gazeteci Solak’tan Tugay’a ‘işçi çıkarma’ eleştirisi: Aldığı desteği hoyratça kullanıyor!'
Haberler / Güncel
23 Haziran 2025 Pazartesi 16:41
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI- Ege Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak, Senem Gökdağ ile Manşet Programının bu haftaki konuğu oldu. Solak, kent ve ülke gündemi hakkında önemli açıklamalarda ve yorumlarda bulundu.

Gazeteci Solak, Fatih Altaylı’nın tutuklanması, tartışmalı ‘zeytin yasası’nın komisyonlardan geçmesi, benzine ve motorine gelen zam, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden çıkarılması planlanan yaklaşık bin işçi ve Buca Belediyesi’nde devam eden eylemlerin ardından çıkarılan işçilerle ilgili görüşlerini dile getirdi.

“MUHALİF GAZETECİLERİN TÜRKİYE’DE İŞİ ZOR”

Fatih Altaylı’nın gözaltı sürecine ilişkin, “Sayın Altaylı, duayen bir gazeteci, biraz da sivri dilli. Konuşmasının 30 saniyesine kadar dolaşıma sokmuşlar. Ancak ben programın tamamını izlediğim zaman bir gazeteci olarak suç unsuru görmedim. Hukukçular daha farklı değerlendiriyor tabii… Suçu ‘Cumhurbaşkanına tehdit’e vardırdılar. Bu şekilde suçun cezasını 2 katına çıkarıyorlar. Altaylı bir açıklama yapıyor peşinden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ‘suyun ısındı’ gibi bir ifade kullanıyor. Ardından akşam jet bir soruşturma, gözaltı ve ertesi gün de tutuklanıyor. Süreçler artık böyle ilerliyor. Hâlbuki insanlar konuşacak. Demokrasinin gereği bu... Sayın Bakan Yılmaz Tunç her ne kadar ‘yargı bağımsız’ dese de kamuoyunda farklı algılanıyor. Çünkü farklı gazetecilere baktığınız zaman, istedikleri gibi konuşuyorlar. Atatürk’e hakaret eden troller var. Onlar hakkında bir işlem yapılmazken, muhalif gazetecilerin en ufak bir açıklamalarından dolayı hemen tutuklanıyorlar. Muhalif gazetecilerin Türkiye’de işi zor… Bu durum adalete güven noktasında güveni sarsıyor. Bir sonraki adım herhalde düşünce suçu olacak.” dedi.

“TÜRKİYE’DE RÖPORTAJ YAPACAK YER Mİ KALMADI?”

Öte yandan Solak başka bir konuya da dikkat çekti. Solak, “Fatih Altaylı’nın tutuklandığı gün Ahmet Hakan’ın Bakanın yatında Yunanistan’da röportaj yapıyorduk açıklaması da tuhaf değil mi? Sanki Türkiye’de röportaj yapacak yer kalmadı.” ifadelerine yer verdi.

“YANDAŞLAR PARANIN YENEN BİR ŞEY OLMADIĞINI ANLAYACAK…”

Tartışmalara neden olan ‘Zeytin Yasası’nın meclis komisyonuna taşınması ve geçmesiyle ilgili Solak,“Bu zeytin yasası bundan önce de gündeme gelmişti. Manisa’da asırlık zeytinler gündemdeydi. Zeytin mi kömür mü? Türk milletinin çoğu ‘zeytin’ der. Kömür kalmadı. Yenilenebilir enerji, temiz enerji, rüzgâr varken ve dünya bunları konuşurken bizim hala ilkel şartlarda kömür çıkarmamız da ayrı bir ayıp. Komisyonda tartışılıp boğaz boğaza gelinmesi de ayrı ayıp. Sabah sofraya kimse kömür koymuyor. Kadim bir ağaçtır zeytin. Diyorlar ya ‘buralar yapıldıktan sonra zeytinlikler taşınacak’ diye. Belki 1 milyon ağacı nereye taşıyacaksınız? Şirketin üzerine yıkıyorlar bunu. Bunu hangi şirket yapar. Oradan alınıp taşınması hepsi maliyet... Kimse kabul etmez bunu. Siz oranın bütün toprağını, börtüsünü böceğini kazıp dağıtıp yok ettikten sonra neyi rehabilite edeceksiniz? Üzerine ancak toprakla kapatırsınız. Komisyondan geçen maddelerin içinde meralar da var. Hayvancılığı da bitirecekler. Doğaya, kurda, kuşa her şeye düşman bir yönetim anlayışı uygulanıyor. Geçtiğimiz aylarda da sokak hayvanları için yasa çıktı. Toplatacaklar, 30 günde sahiplenmezlerse uyutacaklar. Avrupa’dan örnek aldık diyorlar. Alına alına bu mu alındı? Amerika Yerlilerinin çok güzel bir sözü var: ‘Son balık tutulduğunda, son ağaç kuruduğunda, son ırmak kuruduğunda beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak’ der. Yandaş paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak ama çok geç olacak. Şunu halka sorsanız yüzde 90 ret çıkar.” diye konuştu.

“BİR SENE ÖNCE BELKİ DE VARANK’A POSTA KOYACAKTI!”

Öte yandan Solak, “Komisyon başkanı Bursa Milletvekili sayın Mustafa Varank. Dışarıdan gelenleri almıyor, olabilir. Milletvekilleriyle birbirlerine giriyorlar. Bu yasayı komisyondan geçmesi için nasıl savunuyorlar? Sanki milletten yana değil de sermayeden yana gibi. AK Parti’nin ‘milletin partisi, millet ne derse o olur’ sözünü çürüttüler. Oradaki zeytinliklerin sahiplerinin hepsi CHP’li mi?  Bazı rakamlar dolanıyor. Kömürün tonu 400 dolar, zeytinyağının tonu 10 bin dolar. İtalya’da, İspanya’da ekim sahaları çoğaltılırken bizim onları yok etmemizi aklım almıyor. Kavgada dikkatimi çeken bir diğer şey ise Nebi Hatipoğlu Eskişehir Milletvekili İYİ Parti’den seçilmişti. AK Parti’ye geçti. Komisyonda milletvekillerine posta koyuyor. Bir yıl önce olsaydı ve İYİ Parti’deyken komisyonda görevli olsaydı belki tam tersini yapıp Varank’a posta koyacaktı. Buradan millete sağlıklı bir siyaset çıkmaz, üretilmez. Sermayeyi savunana milletvekili diyebilir misiniz? Ben diyemem. Ege’den Akdeniz’e kadar bütün zeytinlikler hedefte.” diye konuştu.

“ASGARİ ÜCRETE ZAM GELMEK ZORUNDA!”

Benzin ve motorine gelen zamlarla ilgili Solak, “Geçen hafta 48 TL olan benzin bu hafta 53 TL. 49 TL olan motorin 55-56 TL’lere geldi. Ekonomide bu 3 TL’ler oynuyor ama sektörlerin hepsi dertli. Minibüs şoförünü düşünün geçen hafta mazotunu 48 TL den alıyordu bu hafta 55 TL’den alacak. Kendisi indi bindiye zam yapabildi mi? Hayır. Bunların hepsini düşündüğünüz zaman ekonominin hali iyi değil. Asgari ücret belli. Emekli aylığı belli... Her şeye okkalı zam gelirken, asgari ücretliye zam yapmak zorundalar.” ifadelerine yer verdi.

“TUGAY İZMİRLİLERİN DESTEĞİNİ HOYRATÇA KULLANIYOR”

Gündemde yerini koruyan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işten çıkarmalarla ilgili Solak, “Tugay’ın göreve gelmesi 14-15 ay oldu. Biz bu süreçte sadece işçi krizi, sosyal denge tazminatı, grev ve tekrar işçi çıkarma konuşuyoruz. Göreve gelir gelmez son aylarda çok işçi alındığını ve çıkaracağını söyledi. Kamuoyu baskı, eylemlerle birlikte geri adım atıldı. Akabinde memurların sosyal denge tazminatları için ‘çok’ dedi. Sonra eylemlerin ardından orta yolu buldular. 6 ay süren DİSK’le 23 bin işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi süreci oldu. Anlaşma sağlanamadı grev başladı. Olan İzmirliye oldu. Çöpler toplanmadı, ulaşımda sekteye uğradı. Başkan gidip çöpleri topladı. Başkan aslında İzmirlilerin desteğini de aldı. İzmir halkı da ‘Başkan haklı’ dedi. Teklifi düşündüğünüz zaman Türkiye şartlarında iyi rakamlardı. Şimdi o TİS imzalandı. Ardından bu rakamı diretip imzalattığınız için ‘bin küsur işçi çıkaracağım’ dendi. Tugay aldığı desteği biraz hoyratça kullanıyor. Burada evine ekmek götüren kişiler var. Burada aldığınız primi neden boşa harcıyorsunuz? Ayın 15’inden 15’ine sadece ATM’ye giden varsa, tamam. Ancak gelen bilgiler o yönde değil. Bu işçi çıkarmaların 3 bin- 3 bin 500’e varacağı konuşuluyor. Başkan ’batarız’ diyor. Tamam, İller Bankası’ndan para kesiliyor, hükümet senin üzerinde baskı kuruyor ama çözümün adresi sizsiniz. Ona göre aksiyon alacaksınız. Ona göre plan program geliştireceksiniz. O insanların karınlarını doyuracak parayı çıkaracaksınız. Bu iş baştan sona yanlış.” dedi.

“TUGAY’IN ÜST ÜSTE SİTEMLERİNİ ART NİYETLİ BULUYORUM”

Solak konuşmasına şöyle devam etti:

“Başkan grev sürecinde genel başkan yardımcıları Deniz Yücel ve Murat Bakan ile karşı karşıya geldi. ‘Siz açıklama yapmadınız, siz İzmirliler çile çekerken sahip çıkmadınız.’ dedi. Ancak onlar Genel Başkan Yardımcısı. Tugay kendince sitem ediyor. Ancak Deniz Yücel ‘biz senin çalışanın değiliz’ diyor. Grev 29’unda başladı, Deniz Yücel 2 Haziran’da açıklamasını yaptı. Hem de Genel Merkez’de MYK toplantısı sonrası yaptı. Oradan daha iyi açıklama yapacak yer mi var? Bütün ulusal yerel basın herkes orada... Her yerde de çıktı. ‘Başkana grev kırıcılığı sözleri yanlış, orta yol bulunsun’ dedi. Ancak yine de Tugay, 2 defa çıkıp ‘bizim yanımızda durmadılar’ dedi. Sanki karşı tarafta durdular. Bakan ve Yücel, CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı. İstanbul’dan birçok belediye başkanı tutuklanmış. Onun yanında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve partilerinin Cumhurbaşkanı Adayı tutuklanmış. Ayrıca Adana’dan 2 belediye başkanı tutuklanmış. Ne yapsınlar? Seçimden sonra ayrıştılar. Deniz Yücel siyaseten biraz soğuktur, çok konuşmaz. Ama burada yaptığı açıklama aradaki ayrışmayı keskinleştirdi. Yıllar önce Aziz Kocaoğlu konuşurken Tuncay Özkan’a veryansın etmişti. ‘Atanmış’ demişti. Özkan da  ‘biz atandık da sen seçildin mi? Sen de Genel Merkez tarafından atandın’ demişti. Bütün muhalefet Tuncay Özkan’ın etrafında toplanmıştı. Şu anda da parti İzmir’de iki gruba ayrılmış. Bir tarafta genel başkan yardımcıları ve bir yandan da Sayın Tugay ve onu destekleyen ilçe ya da belediye başkanı. Murat Bakan ben 32 yıllık siyasetçiyim. Başkan bize yüz yüze telefonla bu sitemini dile getirebilirdi. Ben partimi iktidara giderken tartıştırmam’ dedi. Siyaseti bilen herkes bunu söyler. Bunun üst üste söylenmesinin art niyetli olduğunu düşünüyorum biraz.” dedi.

“İŞÇİYLE UĞRAŞIRSANIZ BUNUN BİR CEZASI OLUR”

Solak işçi çıkarımıyla ilgili son olarak, “14-15 aydır Sayın Tugay işçiyle çok uğraşıyor. Eğer uğraşmaya devam ederse, Yüksel Çakmur benzer işlere girişmişti, 94’te seçimi kaybetti. İşçiyle, emekçiyle uğraşırsanız bunun bir cezası olur. Kaybedersiniz. İşçiyle çok uğraşılmaz. İzmirli yanında durmadı mı başkanın? Sonra krizi fırsata çevirerek işçi çıkarıyorsunuz.” diye konuştu.

“BELEDİYE BAŞKANLIĞI AĞLAMA MAKAMI DEĞİL”

Buca Belediyesi’nde başlayan grevle ilgili Solak, “Nisan, mayıs, haziran da geldi. Sözleşmeden ötürü geriye dönük alacaklar var. Toplamda 150 bin TL’yi bulduğu söylenen bir alacak var. Bu ortalama bir rakam aslında. Bunların hepsi emekçi insanlar. Belediye başkanlığı makamı ağlama makamı değil. İller Bankası sizin paranızı kesiyor. Hükümet size baskı uyguluyor. Başkan gerekirse para almam diyor. İşçilerin ya yaz günü bu yaptığı çöp toplamama işi de İzmir’e yakışmaz. Türkiye, CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasını konuşurken biz sürekli işçi eylemleri, grev konuşuyoruz. Bunun bir çözümünün olması lazım. Bunlar İzmir’i kaybetmeye kadar varır. Bu insanların size oy vermesini bu kadar hor kullanamazsınız. Eylem yapın, halay çekin, slogan atın ama şu çöp toplamama işinden vazgeçin. Bu belediyeyi de sizi de CHP’yi de etkiler. Bugün birçok işçiyi tehdit ettiği ileri sürülen bazı işçilerin işlerine son verildiği mesajı iletilmiş.” dedi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası