Gediz için şok yanıt: Çok kirli kategorisinde
İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, Gediz Nehri’ndeki kirlilik sorununa ilişkin verdiği soru önergesine Bakan Bayraktar’dan yanıt geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, soru önergesine verdiği yanıtta;Gediz ve yan kollarında toplam 16 noktada yapılan incelemelere göre, nehir suyunun ‘çok kirli su’ kategorisinde olduğunun tespit edildiğini açıkladı.
İZMİR - Bakan Bayraktar’ın önergesine verdiği yanıtı değerlendiren Güler, Gediz’in suyunun Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘içilemez’ uyarısı yaptığı ’çok kirli sular’ kategorisinde bulunmasının tehlikenin boyutlarını ortaya koyması bakımından çok önemli olduğunu belirtti.Zaman kaybetmeden tüm sorumluların sonuç alıcı çalışmalara başlaması gerektiğini ifade eden Güler, “ilgili ve sorumlu tüm mercilerin konuya müdahale etmeleri gerekmektedir.Gediz Nehri tarımsal sulamanın yapıldığı ve çok önemli bir tarım havzasının su kaynağını oluşturan nehir.Sadece Menemen Ovası’nda 7 bin çiftçi ailesi geçimini Gediz’in suyunu kullanarak yaptıkları tarımsal üretimle sağlıyor.Nehrin geçtiği dört il ve 16 ilçe düşünüldüğünde çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğumuz ortada.Yürütmenin gücünü ve yetkisini elinde bulunduran bakanlık konuyu doğru bir yaklaşımla geliştirmeli ve bu yönde en sıkı önlemleri hızla almalı” dedi.
Havzanın tümünü kapsayan bir eylem planı olmadığı için kirliliğin en çok nehrin denize döküldüğü yer olan Menemen Ovası’nı etkilediğini dile getiren Güler, “İzmir’de evsel, sınai ve tarımsal kirlilikle ilgili önlemlerekarşın rağmen, Kütahya, Uşak ve Manisa’dan Gediz’e taşınan atıklar nehrin kat ettiği 386 kilometre içinde bulunan yerleşim bölgelerine kadar ulaşıyor. Çevre ve insan sağlığını tehdit eden atıklarla kirlenen su, çilek diyarı Menemen Ovası’nda yetiştirilen pamuk, üzüm, sebze ve meyvelerin üretiminde kullanılıyor. Yılda 2-3 defa hasat yapılan bölgede üretilen tarımsal ürünler Ege ve İstanbul’a pazarlanıyor. Menemen’de yapılan hayvancılık üretimi de Gediz’deki kirlilikten olumsuz etkileniyor” dedi.
“Yaşam kaynağı nehrin zehir kaynağı olmasının önüne geçemeyiz!”
Bakanlığın gönderdiği açıklamada çok çarpıcı ve tehlikeli sonuçların ifade edildiğine işaret eden Güler, “Bakanlık nehre sanayi ve diğer atıklarını bırakan 28 tesise çevreye verdikleri zararlardan dolayı 1 milyon 155 bin 261 lira idari para cezası uyguladıklarını, Gediz Havzası’ndaki belediyelere ise atık su arıtma ve kanalizasyon sistemlerini kurmaları için 2009-2013 yılları arasında 14 milyon 130 bin 958 lira nakdi yardım yaptıklarını belirtiyor. Ancak yine kendi yaptıkları incelemelerde suyun çok kirli olduğu bulgusuna ulaşıyor. O halde yapılan işlemler çözüme yönelik değil, görüntüyü kurtarmaktan ibaret! Burada kirlilikle mücadelede temel ölçü kirleticilere zamanında ve yerinde müdahale etme olmalı. Aksi halde ona ceza kestim buna fatura kestim olur. Sonuç ortada. Konuya havza çevresinde yaşayan, temel kirleticilerin yer aldığı iş bölümü, işbirliği ve dayanışma temelli bir yapılanmayla yaklaşılmalı.Belli ki ceza kesmekle, baskın yapmakla yaşam kaynağı nehrin zehir kaynağı olmasının önüne geçemeyiz. Bugün dünyada ister içme ister sulama amaçlı olsun,ülkeler temiz su için stratejik planlarla hareket ediyorlar. Bugün bizler gerekli ve yeterli önlemleri almazsak asıl cezayı gelecek nesillerbize kesecekler” dedi.
“Siz böyle mi çevrecisiniz'”
Hükümetin Gezi Parkı olayları ile gündeme gelen “milyarlarca ağaç diktik” söylemine gönderme yapan Güler, “AKP Hükümeti10 yıllık uygulamaları ile çevreye duyarlı olmadığını göstermiştir. İşte buyurun 10 yıldır iktidardasınız ve kendi yaptığınız inceleme sonuçları ile bereketli toprakların su kaynağı, Ege’nin can damarı Gediz Nehri’nin durumu ortada. Siz böyle mi çevrecisini? Evet haklısınız sizinle kimse yarışamaz. Ama çevre konusunda değil rant konusunda kimse yarışamaz” dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
