POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt İşçilik, tüzük gereği partisinin genel merkezinin il yönetimini görevden alamayacağını savunarak, "Dün akşam yaptığımız il yönetim kurulu toplantısında İzmir teşkilatı olarak görevlerimizden ve parti üyeliğinden istifa ediyoruz." dedi.

İşçilik, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanlığında yaptığı basın açıklamasında, göreve 11 Ekim'de seçimle geldiklerini, 95 günlük görev sürelerine rağmen Genel Merkez tarafından tanınmadıklarını iddia etti.

Seçimle gelenlerin seçimle gitmesi gerektiğini ifade eden İşçilik, şunları kaydetti:

"Hukuktan, adaletten bahseden Gelecek Partisi'nde hukuk ve adalet olmadığını gördük. Kongreden sonra aylar geçmesine rağmen iletişim gruplarına eklenmedik, toplantılara çağrılmadık. Kendi ilkeleriyle çelişen bir siyasi partinin Türkiye'yi yönetemeyeceği, sorunları çözümleyemeyeceği  kanaatine vardık. Dün akşam yaptığımız il yönetim kurulu toplantısında İzmir teşkilatı olarak görevlerimizden ve parti üyeliğinden istifa ediyoruz." 

Partinin genel merkezinin sosyal medya hesabından yapılan "görevden alınma" paylaşımıyla ilgili soru üzerine İşçilik, şu cevabı verdi:

"Sayın bakanlarımıza 'İnstagram ve Twiter üzerinden istifa ettiler' diye demeç veren Gelecek Partisi yöneticileri niye bunu Twiter üzerinden yaptılar da bana sözlü yapmadılar. Bakanlar edince olay oluyor ama Gelecek Partisi yöneticileri, bir twitle il başkanı görevden almayı duyurdu. Onların dediği gibi görevden alınma yok. Tüzük gereği öyle bir şey yapamazlar."  

"Keşke AK Parti'nin içinde siyasete devam etseymişiz." diye konuşan İşçilik,  il yönetimiyle beraber Çeşme, Bayraklı ve Menemen ilçe başkanlarının da istifa ettiğini ve parti üyeliğinden ayrıldığını kaydetti. 

"BİZİM GİTMEMİZLE KAZANANLAR DÜŞÜNSÜN ŞİMDİ"

Öte yandan il başkanlığı tarafından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada ise şu ifadelere yer verildi; "3 ay içerisinde 3 İl başkanı gören İzmir teşkilatının kaos ortamında olması, istikrarsız görüntü vermesi kimlerin işine geli? Ya da bireysel/grup çıkarları parti çıkarlarından ve imajından önce gelen insanlar nasıl hala parti yönetiminde samimiyetle yer alabili? Yapılan onlarca şeyin sonucunu 'Siyaset bu' diyerek açıklamak 'Samimi, Cesur, Demokrat' söylemlerimizin yansıması mıdı? Bizler mi yanlış anladık yoks? Yoksa bu kadar kasıtlı, organize ve partiye zarar veren eylemler disiplin suçu değil midi? İl yönetimindeki kişiler merkezdeki grubun psikolojik ve hatta kırıcı tavırlarına maruz kalmak için ne gibi bir suç işlemişlerdi? Duvardaki ‘Samimi, Cesur, Demokrat” yazsını indirerek ayrılıyoruz. Kalan kişilere kolay
gelsin. Biz onlar gibi merkezin destekleyeceği, il yönetimi aleyhine çalışan bir grup oluşturmayacağız! Zaten genel merkez yönetimi yeterli olacaktır. Çok güzel bir söz vardır: Doğayla savaş halindeyiz. Kazanırsak, kaybedeceğiz. Bizim gitmemizle kazananlar düşünsün şimdi. Bizden buraya kadar.”