İzmir'de, kuşaklar arası etkileşimi artırmak amacıyla hazırlanan proje kapsamında bir araya gelen farklı yaş grubundan kişiler, kendi dönemlerinin oyunlarını oynayarak, iletişimlerini ve ilişkilerini güçlendiriyor.
İletişim Uzmanı Buğçe Kamer Baybaş'ın, genç kuşak ile yaşlı kuşak arasında etkili bir iletişim süreci gerçekleştirmek ve kuşaklar arası aktarımı pekiştirmek hedefiyle başlattığı "Siz Küçükken Biz Büyürken" projesi, 60 yaş üzeri bireyler için lisans eğitimi veren Ege Üniversitesi bünyesindeki "Tazelenme Üniversitesi" öğrencileri ile Konak Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerini buluşturdu.
Proje kapsamında, 60 yaş üstü 10 üniversite öğrencisi ile 10 lise öğrencisi bir araya gelerek, kendi dönemlerine ait üçer mekan içi, üçer de mekan dışı olmak üzere 12 oyun belirledi.
Katılımcılar 12 haftalık süre boyunca belli aralıklarla buluşarak birbirlerine kendi çocukluk dönemlerinin oyunlarını öğretip, oynadılar.
İleri yaştaki bireyler gençlere "Cicoz", "Şakşuka", "Aç kapıyı bezirgan başı", "Dokuz taş", "Kale", "Aşık" oyunlarını; gençler ise büyüklerine "Boom", "Sözlü Avı", "Hikayeni Yarat", "Heykel Yakalamaca", "Eski Minder" ve "Kemik" oyunlarını öğretti.
Hem gençlerden hem de ileri yaştaki bireylerden gelen olumlu geri dönüşler nedeniyle proje geliştirildi. Katılımcı sayısı ve oyun çeşitliliği arttı. 3 ay olarak başlatılan proje 9 ay daha uzatıldı. Oyunlara, "Sessiz Sinema", "Hırsız-Polis", "Katil Kim", "İp Atlama" gibi oyunlar da eklendi.
Kültür aktarıcısı oldular
Tazelenme Üniversitesi gönüllü yürütücüsü olan Ege Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Yaşlı Sağlığı doktora öğrencisi Baybaş, projeye nasıl başladıklarını, şu şekilde anlattı:
"Kuşaklar arası iletişim çalışıyorum. Bu nedenle Tazelenme Üniversitesi öğrencileri ile lise öğrencilerini bir araya getirelim diye düşündük. Aralarında güçlü bir iletişim olsun istedik ve aralarında varsa bir çatışma, kıralım istedik. Oyunun en güzel iletişim aracı olduğuna karar verdik. Düşüncemiz harmanlandı ve projelendirdik." dedi.
Baybaş, bu proje ile kuşaklar arasındaki çatışmayı azaltarak, onları birbirlerine yakınlaştırdıklarını ve aralarındaki iletişimi güçlendirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Gençler sürekli bir 'aynı'lık içinde. Bu oyunlar ilgilerini çekti ve çok sevdiler. Eve gidip ailelerine bile öğrettiklerini ifade ettiler. Sık sık da kendi aralarında oynadıklarını söylediler. Öyle güzel bir bağ oluştu ki kendileri de böyle bir kültürün aktarıcısı oldular. Aynı şekilde bizim ileri yaştaki öğrencilerimiz için de öyle. Kendi torunlarıyla da aralarındaki iletişimi güçlendirdiğini söylüyorlar."
Gençler de yaşlılar da mutlu
Tazelenme Üniversitesi öğrencisi 75 yaşındaki emekli öğretmen Semiha Metin, projeyi yine kendisi gibi Tazelenme Üniversitesi öğrencisi olan bir arkadaşından duyduğunu söyledi.
Şu anda 3'üncü sınıfta olan Metin, gençlerle aynı ortamda olmanın çok güzel bir duygu olduğunu vurgulayarak, "Çocuklarla birlikte olmaktan çok mutluyum. Kendimi daha genç hissediyorum çocukların yanında. 75 yaşındayım ama kendimi 25 yaşında hissediyorum. Onların bilgilerinden ve bizim bilgilerimizden karma yaparak öğrenmek çok güzel bir şey." diye konuştu.
Konak Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi sağlık bölümünde okuyan 17 yaşındaki Seda Yıldız ise kendi çağının, teknoloji çağı olduğunu söyleyerek bu dönemde insani ilişkilerin koptuğunu ve kendilerinin geçmişe dair hiçbir şeyi bilmediklerini kaydetti.
Yıldız, proje ile ilgili şunları kaydetti:
"Arkadaşlarımızla bile evlerimiz yan yana olmasına rağmen telefonla haberleşiyoruz. Ailemiz içinde eskiler asla konuşulmuyor. Elektrikler gittiğinde, aynı evin içinde olduğumuzu fark ediyoruz. Böyle bir fuarın olduğunu öğretmenlerimizden öğrendim. Burada Şakşuka, Cicoz gibi oyunları öğrendim. Mutlu oldum. Çok sağ olsunlar. Kendimi bir an 'eski toprak'mış gibi hissettim. Bu bana gerçekten çok güzel bir şey kattı. Yaşıtlarımdan biraz daha olgunmuşum gibi hissettim." (AA)