Ege Postası
Geri

Genç doktor, babasına can verdi

İzmirli 25 yaşındaki Dr. Fırat İleri, sağlıklı bildiği babası 55 yaşındaki Varol İleri'ye ishal şikayeti üzerine götürdüğü hastanede 'Hepatit B- siroz' tanısı konulup ardından karaciğerinde tümör saptanınca düşünmeden canlı donör olarak, ameliyat masasına yattı. Karaciğerinden alınan bir parçayla babasını 3 hastalıktan da kurtaran Dr. İleri, 1-7 Kasım Organ Bağışı ve Organ Nakli Haftası'nda, orğan bağışı çağrısında bulundu.
Genç doktor, babasına can verdi
Haberler / İzmir
2 Kasım 2014 Pazar 12:25
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İZMİR - İki çocuk babası optisyen Varol İleri'de 2 yıl önce karın ağrısı ve ishal başladı. İshali geçen ancak, ardından tuvalete çıkamaz hale gelip karnı şişen İleri'yi, dışarıdan Hukuk Fakültesi okuyan, doktor oğlu Fırat İleri bir üniversite hastanesine götürdü. Yapılan tetkiklerde baba İleri'nin hepatit B hastası olduğu ve karaciğerinde siroz geliştiği saptandı. Baba İleri'ye bu tanıların konulması anne Şehime İleri ile oğulları Dr. Fırat İleri ile endüstri mühendisliği öğrencisi 19 yaşındaki Ahmet Can'ı kahretti. Yıllarca hepatit B hastası olduğunu bilmeden yaşayan, ishal, kabızlık gibi şikayetlerin ardından acı gerçeklerle karşılaşan baba İleri, doktor kontrolünde ilaç tedavisi olmaya başladı. Hiç belirti vermeyen sinsi hastalıktan ilaçla kurtulmayı umut eden baba İleri'den geçen ağustosta karaciğer MR'ı istendi. Önümüzdeki Şubat ayına  randevu verilince MR tetkikini başka bir merkezde hemen çektiren aile, ikinci kez şoke oldu. Vural İleri'nin karaciğerin alt tarafında 3 santimetre çapında bir kitle saptandı. Kalbe çok yakın olması nedeniyle önerilen yakma işlemi yapılamayan Vural İleri için karaciğer nakli önerildi. Baba İleri, kadavra listesine yazıldı. Hepatit B- sirozun arkasından karaciğer tümörünün gelişmesi aileyi telaşlandırırken, kadavradan bağış organ için 15 gün sabreden doktor oğlu İleri, babasına canlı donör olmak için İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Yapılan tetkiklerde Fırat İleri'nin donör olabileceği ortaya çıkınca baba-oğul geçen 24 Eylül'de birlikte ameliyat masasına yattı. Nakli Doç.Dr. Murat Kılıç, Doç.Dr. Murat Zeytunlu başkanlığındaki ekip gerçekleştirirken, baba- oğul şifayla taburcu edildi. Rutin kontroller için Kent Hastanesi'ne gidip geldiklerini, doktorların her şeyin yolunda gittiğini söylediğini belirten baba İleri, "Oğlum kadavradan bağışı beklemeye 15 gün sabredebildi. Oğlum sayesinde yeni bir hayata başladım, o hem çok iyi bir insan, hem de çok iyi bir doktor olacak" dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olup zorunlu hizmete giden, babasının rahatsızlığı da gündeme gelince hazırlandığı Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) için istifa edip İzmir'e dönen Dr. Fırat İleri, devam zorunluluğu olmadığı için Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde de dışarıdan eğitimini sürdürüyor. Eylül ayında nakil öncesi girdiği TUS'ta EÜ Tıp Fakültesi'nde Adli Tıp Anabilim Dalı'nda ihtisas hakkı kazanan, uzmanlık için bürokratik işlemleri tamamlamaya çalışan Dr. İleri, 'Canlı dönor' olarak hasta olmasının yaşattığı deneyimi anlattı. 1-7 Kasım Organ Bağışı ve Organ nakli Haftası'na da dikkat çekip önemli mesajlar veren Dr. İleri şunları söyledi: 

"Canlı verici açısından düşünüldüğünde bana sadece bir yara izi kalacak belki ama kazancı çok daha fazla. Ancak kadavra olarak verici olunması düşünüldüğünde bir risk yok. Korkulacak veya kaybedilecek hiçbir şey yok. Sadece birisine yardımcı oluyorsunuz, bir insan bu şansı neden çevirmek ister bilemiyorum, açıkçası. En azından herkesin bir an kendini böyle bir pozisyona koyup, kafasında düşünmesini isterim."

Karaciğer nakli için iki canını eşi ve oğlunu aynı anda ameliyata göndermek zorunda kalan anne Şehime İleri de hastalığın aşamalarını oğlunun doktor olması sayesinde biraz daha bilinçli hareket ederek, öğrenek işin içine girdiklerini söyledi. Şehime İleri şöyle dedi:

"Fakat ben kadavradan olsun diye içimden çok dua ettim. O bekleme süresinde kadavra çıkmadı. Hayatım boyunca unutamadığım sıkıntılı bir dönem yaşadım. Hem oğlum hem eşim ikisini ameliyata hazırlamak, diğer oğlumun psikolojisini düşünmek çok zordu. Kadavradan bağış olsaydı bir tek eşimle, hastalığıyla ilgilenecektim. Ama öbür odada bir oğlunuz, canınız var. Allah kimseye göstermesin. Ameliyata alındıklarında gözünüz şaşı gibi iki kişiye birden bakıyorsunuz. Eşiniz için çok sevinirken oğlunuz için de içiniz gidiyor, bir yandan. Allah kimseye vermesin. Başıma bir şey gelirse organlarımı bağışladığımı çocuklarıma söyledim." 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası